İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım
Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
İnecek var deriz otobüs durur ineriz
Bu
İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım
Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
İnecek var deriz otobüs durur ineriz
Bu
Allah'ım! İnsanların övgüsü ve yergisiyle karşılaştığımız zaman; senin takdir ve rızanı kazanmanın, senin bizden yüz çevirme ihtimalinin daha mühim konular olduğunu bize hatırlat. Ne övgüler ne de yergiler benliğimizi etkisi altına alsın.
"Haydi ey şair, sen de uyan ve şimşek gibi çakan şiirlerinle insanları uyandır, ölen duyguları canlandır, unutulan görevleri hatırlat. Bununla da kalma, uyuşup kaldığın izbeden ayrıl, insanların arasına karış ve onların öbek öbek toplandıkları ağaç diplerini, tarlaları, çölleri, yemek meclislerini, sohbet halkalarını şereflendir. İnsan zihinlerinden, kalblerinin sokaklarında, bazen bir atlı, bazen hülyalı bir aşık, bazen bir meczub, bazen bir dert kirpisi, bazen bir düş, bazen bir vaha, bazen bir yıldırım, bazen bir yumruk gibi geç."
Cahit Zarifoğlu - Zengin Hayaller Peşinde
İntihar krokileri ile zorla sabahı ettim
Yüzüm beş karış bu yalnızlar hep tanış
Dinlenme tesislerini hatırlatır her yağış
Başım darda vurulmuş kuşlar orda
Kompartımanlar ve kaçak sigara
Hatırlat bana bir ara