Bir toprak yığınının önünde idiler. Başında kırık dökük bir tahta parçası vardı. Demek ki Yıldırım Bayazıd oğlu İsa Beğ'in evdeşi, Şadgeldi Paşa'nın yeğeni olan Bala Hatun, o asil ve güzel kadın şu gösterişsiz yığının altında yatıyordu. Bütün mezarlık ziyaretçileri gibi Çakır da filozoflaştı. Dünyanın, hayatın boşluğunu ve mânâsızlığını düşündü.