"Ey Davud! Seni (bir peygamber ve böylece) yeryüzündeki halife kıldık: Öyleyse insanlar arasında adaletle hükmet, boş arzu ve heveslere uyma, sonra onlar seni Allah yolundan saptırır." [Sad, 26]
Altmış şu kadar yıl yaşadın!
Dünyayı altmış kere
Dip köşe dolaşmaya
Ve kimsen, ne olmak istiyorsan
Tam işte o olmaya yetecek,
Bir zamanı kullandın,
Ama sen hâla hayat denen kitabın
Kapağını ilk defa açar gibi
Acemi, donanımsız
Ve korkak buluyorsun kendini...
Zaten öyle değil mi, ama,
Öyle değil mi yani?
11 Nisan 2011 ~ Cahit Koytak
Onbinlerce yıl önce
mağara duvarına
ve kendi yüzlerimize,
kendi tenlerimize
resimler çiziyorduk,
sonra ruhlarımıza
resim çizmeyi
öğretti bize
şairler, bilgeler
ve peygamberler
Şimdi hem yerde,
hem gökte
ulaştığımız her yerde
arkası görünmeyen her şeye,
her yüze, her yüzeye
resimler çiziyoruz,
havada, suda, yerde
aklın boyalı salgıları,
nefsin "benbenbenben..."
kaygılarıyla insanlamadığımız
yer kalmayıncaya kadar
26 Şubat 2014
Başrol
Evet, belki de bütün trajedi,
bütün mutsuzluğumuz,
kendi hikâyemizde başrolü
kendimizin oynamaması.
Ya da başrolün bize verildiğini
fark etmemiş olmamız
ve başrol gibi oynamamamız
bize verilen rolü
Ya da bazen fark eder gibi
olsak da rolümüzü,
cesaretimizin kırık olması
oynamak için onu.
26 Ağustos 2014 ~ Cahit Koytak