Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Onlar ne sağcı, ne solcu, ne ülkücü, ne sanatçı, ne de.... Ne de. Yanlışlıkla bişey olmuşlar. Ayaklarının kokusunda bile bu şey var. Sıradanlık, ödleklik, kötülük mayasıyla doldurulmuş topluluklar. Onlar için komik bir duyguyu ifade etmek bile çok zor. Önlerinde ne varsa onunla savaşıyorlar. Seçmiyorlar, düşünmüyorlar, elemiyorlar, sevmiyorlar, görmüyorlar. Sadece yalan ve yavan olanı estetize ediyorlar. Temkinli hayaller kuruyorlar. Buna gerçekçilik ismini takmışlar. Ama rengi bozuk bir sürahi kadar gerçekler. Varlığı dışında hiç bir anlam taşımayan boş vitrin sürahileri... Ele geçirmek, kazanmak, ikinci bir ağızla övülmek derdindeler. Sanırım bu yüzden giydikleri her neyse hep onu giymek zorundalar. Yaptıkları iş her neyse bunu hep devam ettirmek durumundalar. Yoksa korkunç bir şey olur ve biri kalkıp onlara KİM OLDUKLARINI sorar.
Kendinize biçtiğiniz hayaller ile hayatın dayattığı gerçekler arasındaki uçurum açıldıkça, o boşluğu keder doldurmaya başlar.
Reklam
...Öyle gerçekler var ki hayaller onların yanlarına yaklaşamaz.
Hayal mi Gerçek mi
Bazen gerçek hayalden daha tuhaftır.
Sayfa 420 - Langdon
Hayaller ve gerçekler.
Ah bi gün o sahneyi yaşayacak mıyım? Senin için deliriyorum diyecek mi bana?
Beklentisi olmadan yine de beklemekti bir çayın içine sığdırdıklarım; Kimi zaman hayaller diye içtiğim, Kimi zaman gerçekler diye yutkunamadığım.
Sayfa 171 - Yakamoz YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Beni deliğimden sen çıkarmıştın. Ve sonra bütün hayallerimi yıktın."
Sayfa 91
"Duyguları tam bir kara delik gibiydi. İçine giren tüm düşünceler, duygular, sorular, cevaplar, olasılıklar, hayaller ve hatta gerçekler bu kara deliğin içine düştüğü anda kayboluyordu. Nereye düştükleri ne olduğu bilinmeyen bir kara yolculuktu onun yaşadıkları. Ümitsizliğe kapılan bir yanı vardı ki ona hic yenilmek istemiyordu."
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.