“Yoldaki her şey varamamak üzere, oyalamak, sanmak, kanmak üzere demek ki…
Hayat bu seraba bakış demek ki…
Belli ki bu işler yoldan olmayacak, o yol bu yol değil.”
Bu tecelli-i hayat aşk ile büktü belimi,
Çağlıyan göz yaşı mı, yoksa ki hicran seli mi?
İnleyen saz-ı kazanın acaba bam teli mi?
Çevrilir dest-i kaderle bu şu'unun fili mi,
Ney susar, mey dökülür, gulgule-i Cem de geçer,
Neyzen
Kaybettiğin yerde bekleme,güçsüzler öyle yapar.Sana kapanan kapıyı bir daha çalma,kapanan kapıyı acizler çalar.Unutma ki bu aşağılık dünyasın; kötülüğü baş tacı edip,iyiliği çılgınlık sayan dünyada.
Pencere kenarı bir hayat yaşıyorum gönlümce..
İzliyorum hayatı suskun suskun..
Yalnız, ıssız, sessiz.. Ve kimsesiz..
Yalnızlığın en koyu, en acı ve en sevda halini yaşıyorum..
Batıyorum özlemin en dibine.
Zifiri karanlığın canımı acıtması da cabası işte..
Özlem de var tabi.
Lakin bu özlem ne sevgiliye ne aileye.
Sadece kendime.. Benliğime..
Sana ne demeliyim bilmiyorum!
Güneşim desem güneş batıyor
Hayatım desem, hayat kısa
Gülüm desem, oda soluyor
Sana "canım" demeliyim
Çünkü bu can seninle yanıyor
Nazım Hikmet