Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
TOPLU CEVAPLAR İddiaların aksine: 1- Said Nursî'nin İstanbul'a geliş yılı 1907 2- Said Nursî'nin Nutuk'u 1908'de basıldı 3- Said Nursî, A.Hamid'e hakaret etmedi 4- Said Nursî, SultanReşat'tan para almadı 5- SaidNursî, Urfa'ya giderken Ankara'ya uğramadı (Fesubhanallahil-azim; onca yalana bunca insan
1. BÖLÜM SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM 1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde (...)10 Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine ve ledünniyat ve
Reklam
Mustafa Kemal Atatürk'ün Söylediği 75 Söz | Atatürk Sözleri ve Anlamları Cumhuriyetimizin kurucusu, başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk, yaşam şekli ve üstlendiği görevleri gereği çok yönlü bir liderdi. Verdiği demeçler, söylediği sözler, aktardıkları ve daha nicesi hayatın her alanında önemli tavsiye, fikirler ve sözleri içeriyor. Spor,
Mutluluğun bir recetesi yok belki ama mutluluğa huzura dinginlige ve iyi hissetmeye uzanan yolda fark etmemiz gereken şeyler var bu kitap bunun için yazıldı ... Yazdıklarım iki bölümden oluşuyor ilk bölümde hemen hepimizin hissetmekten kacamadigi Temel duygular ve davranışlardan bahsettim Bizi yoran yolumuzu tikayan üzüntü kaygı Depresyon yol açan ilişkilerimizde yolumuza engel çıkaran temel meseleleri ortaya koydum adına kendini yönetme sanatı # dedim çünkü kendini yonetmek hayatı yonetmektir ... Etrafinizdaki insanlar sizden sürekli bir beklenti içindedir herkes farklı bir taleple gelir ancak siz kendi hayatınızın ama kumanda merkezine oturarak etrafinizi ve ilişkilerinizi yönetebilirsiniz bu bölüm hayatinizin iplerini başkalarindan alıp bir kuklaya dönüşmekten korunmanin önemli noktalarını anlatıyor (;
Bilmiyorum. Ama böyleyse de buna nasıl katlanabiliyorlar? Günlerini nasıl pes etmeden, umutsuzluğa kapılmadan,intihar etmeden, akıllarını kaçırmadan, hatta politik meseleleri tartışmaya devam ederek geçirebiliyorlar? Herşeyin böyle olması gerektiğine kendilerini asla sorgulamaya gerek kalkmayacak kadar inanmış mükemmel birer egoist olabilirler mi? Öyleyse bu acıya katlanmaları daha kolaydır herhalde...
191 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
30 günde okudu
Sükûnetle Yaşayıp Coşkuyla Ölmek
“Dünya sana verecek ne dert, ne zevk bulabiliyor, dünyayı perişan ediyorsun.” İnsanlar vardır. Bir de başka insanlar vardır. Yazarlar vardır. Bir de ‘başkalarını’ yazanlar vardır. Bu başkalarını sokaklarda yürürken, lokantada yemek yerken, okulda öğretmenin sorusuna cevap verirken, bir bankta oturup denizi seyrederken ve hayatın daha nice
Coşkuyla Ölmek
Coşkuyla ÖlmekŞule Gürbüz · İletişim Yayınevi · 20211,889 okunma
Reklam
Hayat bazen pisliğin teki olabiliyor ve uzun zaman önce veda ettiğin meseleleri tekrar önüne koyabiliyordu.
198 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
"Vicdanımız kuruyor. Babalarını erken kaybetmiş yetim çocukların masum başlarını koyacakları göğüsler çok tan çöktü, farkında mısınız? Göğüs çöktükçe zulüm tepemizde kalıyor. Kavisli ve dolaşık geçmişimizse, bozuk düzenimizin telleri olmuş. Duyduğunuz sesler bu yüzden içli ve bu kadar derinden geliyor. Şimdi bir türlü sığamayıp, delice bir kavgaya tutuştuğumuz, adına Anadolu denen şu kadim topraklarda, binlerce yıl önce hüküm sürmüş, bir Hitit kralının oğul larına bıraktığı vasiyete bakın isterseniz: 'Öldüğümde beni, usulünce yıkayın, göğsünüze yaslayın ve toprağa bırakın. Bu kadar." Hayatın en yalın ve en efsunlu meseleleri, ölüm ve yaşam, anne-baba-çocuk arasındaki zor muhabbet, büyümek ve yaşlanmak üzerine... Vefalı bir oğulun gözüyle. Bilhassa ölümün, ölümle başetmenin olağanüstülüğü ve olağanlığı üzerine... "Alışmaya" direnen bir hekimin gözüyle. Taşranın sıcak kucağı ve serin kasveti üzerine... Orayı hem içinden hem dışından bilen bir evladının gözüyle. Türkiye'nin ipin ucundaki yakın tarihinin gölgesi... Kalbi avucunda birinin gözüyle.
Ercan Kesal
Ercan Kesal
' dan, aynanın kenarındaki fotoğraflar misali hayat parcaları, sohbet makamında insan hikayeleri. Okuyun, tavsiye edin. Zira ben sizlere naçizane tavsiye ediyorum. Eminim seveceksiniz.
Peri Gazozu
Peri GazozuErcan Kesal · İletişim Yayınevi · 20194,081 okunma
Bu toprak okuyanını, düsünenini, münevverini, aydinini, entelektüelini,entelini hicbir zaman sahiplenmedi. Onu hep küçümsedi. Onu hep zaman dışı, gerçek dışı buldu. Onu asla ciddiye almadi, onunla daima dalga gecildi. Sanki bir yerlerde bir hayat var; onun çok mühim ve gerçek meseleleri var da bu zavallı orada degil, çeyrek çepelek hülyalar içinde bambaska bir yerde, harikalar diyarinda yasayan bir meczupmus, romantik bir serseriymis, daima güçsüz ve korkak bir enayiymis gibi bakildi ona.
Rıfat, zamanımızın bir kahramanı gibi, bir niteliksiz adam gibi, bir aylak adam, bir lüzumsuz adam gibi, bir "R." gibi, geziyor hayatın içinde. Hayat, arada Rıfat'ın dükkânına da uğruyor. Rıfat, filmleri, kitapları, hayalleri, fikirleri, dertleri, meseleleri de geziyor. Ortaya sorulmuş soruları üzerine alınıyor, bazı. Neyin peşinde bu adam? Rıfat, bir hikâyenin içinde midir, anlamaya çalışıyor, insanın bir hikâyenin içinde olduğunu anlamasının yolunu arıyor... Seyrek yağmura şemsiye açılır mı?
Reklam
Hayat; amma da hayat ha. Ne bulabilir insan orada? Fikir meseleleri mi var? Duygu meseleleri mi var? Bu hayatın bir ekseni yok: Derin, hayati hiçbir yanı yok.
Ne zaman öğreneceğim... opera için teleskop, tavşan avı için havan topu ne kadar fazlaysa, günlük hayat meseleleri için de... benim aklım ve ruhum o kadar fazla. ~Arthur Schopenhauer
640 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Murat Bardakçı'nın bir programdaki tavsiyesi üzerine alarak uzun zamandır vaktini beklediğim ve sonunda planladığımdan daha kısa sürede bitirdiğim yazarının tek romanı olan Üç İstanbul hakkındaki fikirlerimi sizlerle paylaşacağım. * Romanımız; 93 harbinde Rusların Osmanlıyı yenerek müslüman Türkleri Balkanlardan göçe zorladığı o dönemde
Üç İstanbul (Midi Özel Baskı)
Üç İstanbul (Midi Özel Baskı)Mithat Cemal Kuntay · Everest Yayınları · 20232,406 okunma
Hemen söyleyelim, fevkalâde önemli bir dinî yorum ve etkili bir hareket olan selefilik açılmayı, içine almayı değil de hassasiyetle korumayı, asla sadakati esas alıyor, bunlara bağlı olarak “yabancı” unsurları dışlamayı hedefliyor. Bunun için de metne, kaynağa dar ve mutlak mânada bağlılığı (lafızcılığı, literal kalmaklığı) ve sade, sınırlı, kontrol edilebilir bir dini yaşantıyı teklif etmekte, savunmakta ve geliştirmektedir. Bu yüzden açılma ve içine alma aksını ifade eden kelâm ilmine, felsefeye, mantığa, tasavvufun sonradan aldığı şekle, Vahdet-i vücuda, akılcı, tevilci ve reyci ekollere karşı çıkıyor, sahabenin ve tabiînin bilmediği dinî meseleleri tartışma biçimlerini ve metni/kaynağı anlama yöntemlerini reddediyor, ibadetlerin kendisine, şekline, araçlarına ve mekânına yapılan ilaveleri, değişiklikleri dindışı (yumuşatırsak sünnete aykırı) buluyor, yeni yerleşme ve hayat anlayışlarını (tabiri caizse medeniyet unsurlarını), yeni dini yaşama üsluplarını, yeni teamülleri problemli görüyor...
Sayfa 912Kitabı okudu
Her devirde aklı olanın, fikrini kiralamayı reddedenin suçlanmasından, haksız çıkarılmasından, iğdiş edilmesinden, azarlanıp paylanmasından bıktım. Bütün faturanın düşünene kesilmesinden bıktım. Bu toprak okuyanını, düşünenini, münevverini, aydınını, entelektüelini, entelini hiçbir zaman sahiplenmedi. Onu hep küçümsedi. Onu hep zaman dışı, gerçek dışı buldu. Onu asla ciddiye almadı, onunla daima dalga geçildi. Sanki bir yerlerde bir hayat var; onun çok mühim ve gerçek meseleleri var da bu zavallı orada değil, çeyrek çepelek hülyalar içinde bambaşka bir yerde, harikalar diyarında yaşayan bir meczupmuş, romantik bir serseriymiş, daima güçsüz ve korkak bir enayiymiş gibi bakıldı ona.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.