Psikolojide merhamet yorgunluğu diye bir tabir var.
Tam olarak kalbimize acı veren, vicdanımızı sızlatan şeylere çok maruz kalmaktan bir süre sonra duyarsızlaşmayı anlatıyor.
Dünya öyle bir memleket haline geldi ki sanki hepimizde bir merhamet yorgunluğu bırakmış haberimiz yok.
İnsanların birbirlerini severlerse hiçbir sorunun kalmayacağı öğretilmişti bana çocukken.Bu,çok doğal ve insancıl görünmüştü o dönemde; ama uygulamaya kalkınca sevilecek insanın çok az bulunduğunu; kendimin bile pek sevilecek biri olmadığını anladım.
Geçmez, biliyorum.
Ben düşmedim, bir yerlerimi kesmedim, kolum kırılmadı.
Ben kötü bir hastalığa yakalanmadım, kabustan uyanmadım.
Bendeki yara değil; kesik, kırık, korku..
Öyle bir şey değil.
Bendeki sürekli boşluktan düşüyormuşum hissi, devamlı koşuyor ama bir yere varamıyormuşum gibi.
“Hiçbir şey her şey demektir! Güçlenmek istiyorsan, önce köklerini hiçliğin derinlerine gömmeli ve en yalnız yalnızlığınla yüz yüze gelmeyi öğrenmelisin.”