Olan olmuştur olacak olan da olmuştur..
..saat kurarak güne başlayanların hikayeleri…
Çaresiz insanlar son bir umut olarak son bir kurtulma arzusuyla toprağın altına girer gibi, karanlıkta bir okyanusun sularına dalar gibi gözlerini kapatırlar. Gözlerini kapamak çocukluktan kalma ilkel bir savunma silahıdır; hiçbir sorunu çözmez, sadece sen
_Rüyamda bir kelebek olduğumu mu gördüm, yoksa şu an insan olduğumu düşleyen bir kelebek miyim, bilmiyorum. Chuang Tzu
_Mükemmel bir insanın zihni ayna gibidir. Hiçbir şeyi kavramaz ve hiçbir şeyi ummaz. Böylece mükemmel insan hayatın içinde hiçbir çaba harcamadan hareket eder.
******
_Kalpteki incelik sevgi yaratır; sözlerdeki incelik güven
- Sinema Nedir?
Çokları buna bir ayna diye cevap verebilir.
İnsanların yüzüne ve yaşadıkları hayata tutulan bir ayna.
Orada kendimizi, öteki insanları ve yaşadığımız dünyayı görürüz.
Elbette insanın böyle uzakta durup kendine, ötekine ve yaşanan hayata bakması enteresandır. Ama sinema
acaba sadece bir ayna mıdır?
Perdede gerçekten kendimizi ve yaşadığımız hayatı görebilir miyiz?
Belki de orada sadece görmek istediklerimizi, olmak istediklerimizi, özlem ve ihtiraslarımızı bulabiliriz. İşte bu
umutsuz bir çabadır.
Biz elbette biliriz ki aynada oluşan görüntüyü sağlayan şey aynanın arkasını kaplayan sırdır.
O sır bütün insanı ve hayatın her yanını kuşatmıştır.
Yönetmen kamera arkasına geçmekle belki de aynanın arkasına geçmiş gibidir. Yani camın sırrı olmuştur.
İşte büyük aldanış buradadır.
Yönetmenin yaptığı iş, yani en sonunda yapmaya mahkûm olduğu iş, hayatın hakikatini göstermek değil de, bu hakikati taşıyan sırra, o bilinmezliğe işaret
Bence sinema meçhule doğru atılmış bir adım olabilir.. O kadar.
Hayat ve kâinâtı ibretle seyrettiğimizde, cevapları rûhumuzun derinliklerinde gizli daha pek çok suâl ile karşılaşırız:
Bu cihâna nereden geldik? Niçin yaratıldık? Bu cihân nedir? Kimin mülkünde yaşıyoruz? Nasıl yaşamalıyız? Nasıl düşünmeliyiz? Yolculuk nereye? Fânî hayâtın hakîkati nedir? Ölüm gerçeğinin sırrı nasıl çözülür? Ona nasıl hazırlanılır?..
İşte bu nevî tefekkürler, Kur’ân ve Sünnet’in rehberliği ile ilâhî kudret ve azamet tecellîleri karşısında kulu hiçlik ve acziyetini idrâke sevk eder. Yoktan var edilen insana, varlık ve benlik iddiâsında bulunmanın ne büyük bir yanlış olduğunu hatırlatır.