"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Yes'a,
Kraliçe Yesiyis,
Asiye,
ve anne..
Lugatından en güzel kelimeleri tane tane kağıda dökmesi, cümleleri boncuk dizer gibi özenle dizmesi, sayfaların her birinde Nil'in Melikesi'nin bir özelliği...
Sibel Eraslan'ın yüreğinden sağanak sağanak, ılık ılık yüreğime akanlar o kadar güzel, o kadar masumane ki kitapta bir anne sıcaklığı var, yaren
Dili çok güzel, sade ve akıcı. Altı çizilecek ve alıntı yapılabilecek yığınla satır dolu bir kitap. Şahsen ben okumaktan büyük keyif aldım, yaşamın her alanından izler buldum. Hiç bitmesin istediğim “Bir Delinin Senfonik Dokundurmaları” isimli şiirini aşağıya alıyorum.
-Sevgi,
Kilidi olmayan tek hazinedir.-
-Sevgisiz kalp ışık girmeyen mabet
Tertemiz bir aşkın hikayesi...
Anadolu'nun ücra bir ilinde üniversite de tahsil gören İlkay'ın, kaldığı yurtta yangın çıkmasıyla başlıyor herşey. Her şer de bir hayır vardır ya işte herşeyin başlangıcı bu yangın. Yangından kaçarken sığındığı ev, ev sahibesi Fatma teyze ve oğlu Mustafa hayatının dönüm noktasını oluşturuyor. İlkay
"Belki de" dedi "nasip olmaması nasibimizdir."
"İnsan ister çok ister hep ister. Lakin istediğinin hayır mı olduğunu şer mi olduğunu bilemez. Gördüğünü bilir insan, görmediğine cahildir. Lakin Allah'a sınır yok, Allah'a hudut yok. Vermiyorsa da bir bildiği vardır O'nun. Her istediğimizi işitir, her söylediğimizi bilir ve her duamıza cevap da verir. Lakin bazen cevabı 'hayır' olur. Bu menzilde insanın asıl nasibi nedir bilir misiniz?
Bu menzilde insana duasını Allah'a işittirmek dahi yeter. Hem de çokça yeter... O ne verdiyse nasibimiz odur bizim."
Var mı beni içinizde tanıyan
Yaşanmadan çözülmeyen sır benim
Kalmasa da şöhretimi duymayan
Kimliğimi tarif etmek zor benim
Bülbül benim lisanımla ötüştü
Bir gül için can evinden tutuştu
Yüreğine Toroslar’ dan çığ düştü
Bir videoya denk geldim. Videodaki şahıs "Allah'a
inanıyor musunuz?" sorusuna "inansam ne olur
inanmasam ne olur? Allah' a inanmak hayatımıza bir
değer katıyor mu ki?" diyordu. Konuşmasının devamında aynı şeyi namaz için de söylüyordu: "Namaz kılsan ne olur kılmasan ne olur? Namaz kılmak bir değer üretiyor mu?
Hz. Ömer, cami yaptırmak için bir Yahudi’nin arsasını zorla kamulaştıran, yakın dostu Şam Valisi Sad b. Ebi Vakkas’a adaleti tek cümlelik mesajla anlattı. Valiyi titreten mesajın hikayesi ise çok çarpıcı…
Hz. Ömer’in halifeliği döneminde Şam valisi olan ve Hz. Peygamber (s.a.v.)’in arkadaşlarından olan Sad b. Ebi Vakkas (r.a.) Şam’daki bir
Var mı beni içinizde tanıyan
Yaşanmadan çözülmeyen sır benim
Kalmasa da şöhretimi duymayan
Kimliğimi tarif etmek zor benim
Bülbül benim lisanımla ötüştü
Bir gül için can evinden tutuştu
Öncelikle, şunu belirtmek isterim ki, kitaba bayıldım.!!!
Yazarın kalemini, tasvirini, üslubunu, çok sevmemden dolayı mı, diye kendime sormaktan alıkoyamadım, fakat hayır kesinlikle nefis bir kitap...
Bu övgüyü fazlasıyla hak ediyor...
Beni takip eden arkadaşlarım, bilir ki, okuduğum, kitaptan fazla alıntı eklemiyorum...
Başka okurlar, için biraz