Dani Rodrik bu kitabı yazdığında sene 2019'du. Türkiye'de yetişen ve kariyerini Harvard'da sürdüren birisi olarak ülkesiyle olan bağını hiç koparmadı. Yazdığı kitaplarla ekonomik açıdan gelişimimizi, hatalarımızı ve yapmamız gerekenleri mükemmel analiz eden bir akademisyen.
Türkiye yıllar boyunca Orta Doğu ülkelerinden yönetim, ekonomik ve kültürel açıdan ayrışan bir ülkeydi. Lakin AKP iktidarı ile beraber bu farklıların yerini her geçen gün daha da artan benzerliklere bırakmaya başladı. Seçimle iktidara gelenlerin zaman içinde otoriterleşmesi ve liberal düzeni sürdürememesinin frenleyici kurumların yokluğudur diyor.
Yıllar yılı aslında Dani Rodrik, Daron Acemoğlu, Refet Gürkaynak, Erinç Yeldan ve Korkut Boratav gibi değerli iktisatçılarımız Türkiye'nin girdiği yolu anlattılar, uyardılar. İyi ekonominin her zaman iyi politika anlamına gelmeyeceği, aralarındaki makasın uzunca bir süre boyunca açılabildiğidir. Kaydettikleri ekonomik ilerlemelere rağmen Tunus, Mısır ve birçok başka Orta Doğu ülkesi, yolsuzluğun, kayırmacılığın ve nepotizmin engel tanımadan yayıldığı, dar bir çevrenin yönettiği otoriter ülkeler oldular. Küresel finans krizi sayesinde ülkeye akan bolca döviz bizim ülkemizdeki krizi geciktirdi. Ama 2013 yılında beri Türkiye ekonomisi küçülürken, aynı zamanda otoriterleşmeye başlamıştır. Ve her geçen günü kurumlar yozlaştı, muhalefet baskılandı.
Bu yüzden Türkiye'nin geldiği noktayı anlamak için bu eseri okumak çok faydalı olacaktır.
