Nerden nereye!!!
“Kahraman Tazeoğlu” kendi deyimimle “ergen tripli kız yazarı…” Onun yazdığı bir kitap… Aldım elime okumaya başladım. Daha ilk sayfadan saçma sapan aşk cümleleri… Öyle abartı öyle sıradan öyle pespaye ki aşkın hiçbir duygusunu size yaşatamıyor. Okudukça nefesim daralıyor. Biraz sayfa geçtikten sonra öyle saçma sapan cümlelerden
Ahh Muazzez Akkaya hanımefendi ahh..Nasıl bir sevdadır bu yaşarken sonsuz olacak bir sevdaya düşmek..yaşarken ölmek..yaşarken kendini öteli görmek..Bir bakışın ölmem için yetecek diyebilmek..onu biraz daha görebilmek için karşı komşunun bahçesinde yok pahasına çalışabilmek..tatilini heba etmek..Olmayacağını, kazanamayacağını bildiğin bir savaşa
ALAMET
Sayın Erkan Aksu,
Kitabınızı mesleki refleks olarak eleştirel okuyarak tamamladım. Okurken yanında mutlaka fosforlu bir kalemle uygunsuzlukların üzerini çiziyorum. Bu tür okuyucu geri dönüşleri bizde kültür olarak yerleşmediği için yazar için en büyük ödül olmaktadır. Farklı bir gözün ortaya koyduğunuz esere bakış açısı önemli ve
“Geçip giden her ay sizi korkunç sona biraz daha yaklaştırıyor. Zaman sizi kıskanıyor; gençliğinizin gülleriyle, zambaklarıyla savaşıyor. Zamanla renginiz solacak, yanaklarımız çökecek, gözünüzün feri gidecek. Öyle çok acı çekeceksiniz ki... Ah, gençliğinizin kıymetini bilin. En güzel günlerinizi sıkıcı şeyleri dinleyerek, kaybetmeye mahkum olanı kurtarmaya çalışarak, kendinizi cahil, kaba, adi insanlara adayarak heba etmeyin. Bunlar çağımızın hastalıklı amaçları, yanlış idealleri. Hayatınızı yaşayın! İçinizdeki o muhteşem yaşama sevincini açığa çıkarın! Hiçbir şeyi ıskalamayın. Hep yeni heyecanlar arayın. Hiçbir şeyden korkunuz olmasın... Yepyeni bir hedonizm; işte çağımızın ihtiyaç duyduğu şey budur. Siz bu felsefenin kanlı canlı sembolü olabilirsiniz. Sahip olduğunuz bu kişilikle yapamayacağımız şey yok. Dünya yalnızca bir mevsimliğine sizin...”
Sayfa 27 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
📜
Kayboldum..
Önümdeki her yol girilebilir,
Çıkanı çıkmayanı yazmamış kimse duvara,
Hem hep duvar yazılarının üstünü bir ton koyu renge boyamışlar,
Geceden sevildiğini öğrenen genç kızlar mutlu,
Bir ben kayboldum bir genişleyen bir daralan düzlüklerde..
Düzlüklerden yansıyan kendimde sırma renkler görüyorum,
Solgun dudaklarım kürenin içine hapsolmuş biblo kadar kötü,
Kayboldum..
Bomboş, anlatamıyorum..
Bağırsam yankı yapacak dağ yok,
Koşsam kucak açacak dağ yok,
Yoruldum desem yaslanacak
Kucak açıp örtünecek dağ yok,
Kayboldum..
Siyah beyazdan ibaret olan
Çocukların heyecanla izlediği karıncalı ekranlardayım,
Nereye koşsam heba edilmiş ağırlıkları taşıyorum,
Kendi renklerim bile solmuş yıpranmış ben gibi,
Kaybolmuş,
Arıyorum,
Bulamıyorum..
~7 Ağustos~
Zinanın içine batmış kardeşim sen de gel... 😪
Bak neler konuşacağız seninle?! 👍🏻 Destan gibi yazdığıma bakma hepsinde " sen" için içlenme var..
Toplum ayıpladı mı seni? 🥺
Hatırlar mısın?:
(Affınızı umarak)
"Lan sen daha milli olmadın mı? 🥺Tecrübesiz olursun bak ha! Kadınlar seni küçümser, ne beceriksizsin oğlum! 🤨Bir keklik
Merhabalar!
Tam 5 ay önce okumaya başladığım ve 4 defa okumaktan vazgeçip, sonunda bitirdiğim bu kitabı sırf çok okunuyor diye bende kendi düşüncelerimi yazmak istedim.
Yazarın bu kadar çok Klişeyi bir araya nasıl getirdiğini merak ediyorum. :))
Bu aşk mı? Asla değil. Olsa olsa takıntı ya da bağımlılık. Başka türlüsü benim düşünce yapıma ters.