"Ay, bütün okült operasyonlarda çok önemli rol oynar. Döngüsünün farklı safhalarında farklı etkiler mevcuttur. Luna'nın tüm yönleri olan Persephone, Diana ve Hecate birbirinden tamamen farklı üç kişidir."
Sayfa 47Kitabı okudu
Charlotte Hecate ölümün ta kendisiyse Willow Madizza da yaşamın ta kendisi gibi hissettiriyordu.
HECATE - ...Yazgıya aldırmayacak, ölümü aşağı görecek; aklı, ölümü aşan umutlara kapılacak; oysa siz hepiniz bilirsiniz; kendine fazla güven ölümlü olanların baş düşmanıdır.
(İçerden, "Gelin gelin..." diye bir şarkı duyulur.)
O ne! Beni çağırıyorlar. Bakın küçük perim bir sis bulutuna oturmuş beni bekliyor.
(Çıkar.)
BİRİNCİ CADI - Gelin, çabuk davranalım; birazdan geri döner.
(Çıkarlar.)
Sayfa 40 - Türkiye İş Bankası, Kültür Yayınları (PDF)
Charlotte Hecate ölümün ta kendisiyse Willow Madizza da
yaşamın ta kendisi gibi hissettiriyordu.
Sayfa 121
"Varmak istediğim nokta şu: İkinizin de bundan çıkaracağı çok ders var. Eğer bu ilişkinin yürümesini istiyorsanız dürüst olmak zorundasınız. Söylediklerinizin Can yakması önemli değil. Önemli olan söylenmeleri" ~Hecate
Sayfa 354Kitabı okudu
..
On iki yıldız gibi, kasırga hızıyla dolanıp duran
yıldızların șahı gibi, yüzyılların çemberini hızla çeviren,
inişli çıkışlı yörüngesinde hızla dönen Hecate gibi
hepimiz koşuyoruz kendi yazgımıza.
1749 gibi erken bir tarihte, İtalyan araştırmacı Girolamo Tartarrotti-Serbiti, cadı Sabbat'ının biçimini ve sembolizmini antik pagan inançlarından aldığını iddia etmiştir. Jakob Grimm, 1844'te, cadı inançlarının halkın pagan kültürü ve ortaçağ heretikliĝini birleştirmesi sonucu belirdiğini ortaya koymuştur. Ne var ki, bu iki adam da, aslında gerçek bir cadı kültünün olduğuna inanmamıştır. 1828'de, Alman hukuk profesörü Karl Ernst Jarcke, cadıların ortaçağ Hıristiyanlığının aşağılayıcı bakışıyla sonuçta Şeytana tapıcı mezhebe dönüşmüş bir pagan kültünün üyeleri olduğunu ileri sürmüştür. Bu bakış açısı, birkaç yıl sonra, başka bir Alman, Franz Josef Mone tarafından geliştirilmiştir. Mone'ye göre, cadılık Hıristiyanlık öncesi bir Yunan ürünüdür ve muhtemelen Hecate ya da Dionysos'a adanmış gizli bir kültün kalıntısıdır. Bu kült, daha sonra hem vatansever Alman paganlar hem de daha sonra Hıristiyanlar tarafından dışlanmıştır. Ancak ne Jarcke ne de Mone iddialarını somut araştırmalarla ya da belgesel kanıtlarla desteklemişlerdir.
Sayfa 91 - KAL KE DONKitabı okudu
Macbeth; William Shakespeare'in ünlü eseri Macbeth'in polisiye türüne etkili bir şekilde uyarlanan kurgusu, büyüleyici anlatımı, kişilerarası ilişkilere, sevilme ve değer görme ihtiyacına, güç arayışı ile değer ve ahlak kaybına, sahip olma uğruna feda edilenlere, yalnızlık duygusuna göndermeleri ile çok beğenerek ve keyifle okuduğum bir kitap oldu. Shakespeare'in eseri Macbeth' te geçen, karakterlerin, olayların, konuşmaların ve kehanetlerin aslına sadık kalınarak polisiye türüne dönüştürdüğü bu kitap 3 perde olarak yansıtılıyor.
Fyfe şehrinin yeni Emniyet Müdürü Duncan, halka refah getirmek, Polis Teşkilatındaki ahlaki yozlaşmanın önüne geçmek ve uyuşturucu şebekesini yöneten Hecate'yi yakalamak için çalışan ve şehri tekrar yapılandırmayı amaç edinmiş azimli bir memurdur. Özel Harekat biriminin baş dedektifi Macbeth'i kendi amaçlarına hizmet etmesi için Organize Suçlar Birimi'nin başına getirir. Bu durum Narkotik Biriminde çalışan ve bu terfiyi bekleyen Duff'ı rahatsız etse de, paylaştıkları geçmiş sebebi ile kabullenir ve Cinayet Birimi'nin başına geçer. Macbeth ise İnverness Kumarhanesi'nin sahibi olan sevgilisi Lady'nin etkisi ve yönlendirmesi ile baş döndürücü güç duygusunun sınırlarını zorlayacak, değerlerini ve ahlaki sınırlarını zorlayacak bir yolda tehlikeli bir entrikaya atılacaktır.
Trajedide geçen Macbeth, Duncan, Malcolm, Lennox, kader Tanrıçaları, Lady Macbeth, MacDuff gibi karakterlerin yaşantıları ve diyalogları ile heyecan ve merak uyandıran bir polisiye kurgusu çerçevesinde yansıtıldığı bu kitabı 
fazi ile hayran kalarak okuduk. Önerimdir.
“Charlotte Hecate ölümün ta kendisiyse Willow Madizza da yaşamın ta kendisi gibi hissettiriyordu.”
( Dişilliğin Farklı Yüzleri )
_Atalardan gelen kalıtsal özellikler olan Arketipler, ruhun rehberleri, bilinçdışının kişileşmeleridir. Onları göremeyenler, onların ellerine düşmüştür. Bilinç, arketiplerle büyülenir ve sanki hipnotize olmuş gibi esir tutulur. Erkeksi Animus, babadan kalma Logos’a karşılık gelirken, Kadınsı Anima da anneden kalma
