Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bütün büyük adamların maiyetlerinde çalışanlara daima elbiselerini ve öteberilerini vermeleri bu yüzdendir. Roma imparatorları, krallar, büyük diktatörler hep kendileri gibi düşünsünler diye eşyalarını dostlarına hediye ederlerdi. Hatta Osmanlı hükümdarlarının, vezirlerinin kürk ve kaftan ihsan etmeleri de bu yüzden olsa gerektir.
Resûlullah’tan (sav) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “Bir topluluğun ikrama layık olan kişisi size geldiği zaman ona ikram ediniz.”[13] Çünkü böyle yapmak, kalplere sevgi ve bağlılık tohumları eker. Hayırlı ve salih kimselere hediye vermek güzel bir şeydir.
Reklam
Hayatın çeşitli güçlüklerine karşı üç şey hediye edilmiştir. Ümit, uyku ve gülmek. Immanuel Kant
Defalarca intihar etmeyi deneyen Freud, acıları dayanılmaz hâle geldiği zaman özel doktorunu yanına çağırır ve yıllar öncesinde konuştukları gibi, ölmesine yardım etmesini ister. 22 Eylül’de doktorunun yaptığı morfin sonucu derin bir komaya girer ve yaşamı noktalanır. Arzu ettiği üzere yakılır ve Marie Bonaparte’ın hediye ettiği Yunan vazosu içinde Golden Green mezarlığında gömülür.
İntihar süsü vermek istiyorum kendime Yılbaşında falan hediye olarak Bir mektup falan yazsam sana… Kalbine mektup yazamıyor insan
Sevgi ve evlilikle ilgili kültürel yapıları araştırırken, her kültürde hediye vermenin sevgi dolu bir evliliğin parçası olduğunu gördüm
Reklam
Sana en değerli kitaplarımı verebilirdim; her şeye sahip birine bile eski bir kitap hediye edilebilir.
Saraya geldiğinde 14 yaşında olan Ayşe, Abdülhamid tarafından fark edilecek ve nikâhla kadınları arasına katılacaktı. 12.1.1886 günü kıyılan nikâhın şahitleri Hacı Mahmud Efendi, Kâğıthane İmamı Ali Efendi ve Baş Müsahip Şerafeddin Ağa olmuştu. Abdülhamid nikâh hediyesi olarak kıymetli bir Mushaf-ı Şerif hediye ederken Ayşe’nin ismini de değiştiriyordu. Ayşe Osmanoğlu, annesinin isim değişimi ile ilgili bilgilere anılarında yer verir
Dönelim Birhan bak geç oluyor hava kararıyor evimize dönelim Bize bunları söyleten neydi, gülerken ağız kapatmayı, ağlarkensaklanmayı Her lafa karışmamayı, yazmamayı Birhan, çizmemeyi bize dayatan kimlerdi Giydiğimiz etek boyuna, doğuracağımız çocuğa karar verenler kim Kadınlar ilk sevişmesinde neden babasının yüzünü gördü Küçücük kızlar dedesi yaşındaki adamlarla neden Neden genelevler var neden hep bir kadın otobanda Ütü reklamında bir kadın çıplak Otomobil fuarında bir kadın öyle arabalar üstünde, neden Doğum günlerimizde bize mutfak robotu hediye edenler kimlerdİ Şakağımıza silahı dayayanlar kimler, kimlerdi Birhan?
Ayakkabıcı paramızı bize uzatıyor. "Alın. Sizde kalsın. Paranızı istemiyorum. Kalın çoraplar alın kendinize. İhtiyacınız olduğu için bu botları size hediye ediyorum." "Hediye almayı sevmeyiz." "Neden?" "Çünkü teşekkür etmeyi sevmeyiz."
Reklam
Foks
Foks Foks, Atatürk'ün son köpeğinin adıdır. Birkaç yıl eski ve yeni köşkte rahmetli lideri eğlendirir idi. İnce ruhlu insanlar gibi Atatürk de hayvanları severdi. Kurban kestirmezdi. “— Ömrümde bir tavuğun boğazlandığını görmemişimdir" derdi. Foks'u kendisine hediye etmişlerdi. ...bir akşam geldiğimizde Atatürk'ün elini sarılı bulduk: Efendisini ısırmıştı. Köpeği alıp çiftliğe götürmüşler, kontrol altına almışlardı. Yakınları bir olarak ve sahibini ısıran köpekten artık hayır kalmadığına inandırarak öldürülmesi için müsaade alabilmişlerdi. Çiftlik müdürü Foks'un derisini doldurtup müze camekânına koymuştu. Bir gün Atatürk gezmeye gittikte müdür kendisini davet eder, derisi ot dolu, donuk cam gözlü köpeğini gösterir. Atatürk büyük bir gönül acısı ile başını çevirerek: Onu ben severdim. Böyle görmek istemem, kaldırınız onu... der. Yanılmıyorsam, ertesi günü Foks'u çiftliğin bir köşesine gömmüşlerdi.
Sayfa 634 - PozitifKitabı okudu
"Hürriyet! Nereden gelir? Nasıl birdenbire gider? Veren mi tekrar elimizden alır? Yoksa biz mi birdenbire bıkar, "Buyurunuz efendim, bendeniz artık hevesimi aldım. Sizin olsun, belki bir işinize yarar!" diye hediye mi ederiz?"
Yolda bavulumu çaldılar Bana hediye ettiğin o kırmızı elbise de içindeydi Ne güzeldi
"İlk insan" Adem
Bizim gibi bir insan olarak tasavvur edilen "Adem" ancak 5-6 bin yıl öncesinde yer alır. Halbuki insanlık tarihi, bunun en az 300 katı öncesine uzanmaktadır. Dahası, dini kitaplarda geçen Adem'e rastladığımız zaman aralığında da dünyada, artık tek bir Adem veya Adem ailesi değil, farklı kıtalarda, farklı renk, dil ve ırklarda, geliş­kinlik düzeyleri farklı ve çoğu birbirinden habersiz olan, binlerce Adem(!) yaşamaktaydı. Dolayısıyla, bilimsel gerçekler gösteriyor ki, insanlık tarihinin başlangıcında, Adem gibi bir yaratığa yer olmadığı gibi, doğa-üstü güçlerden, insana hediye edilmiş en küçük bir bilgi de söz konusu değil.
Dikkat de bir enerji hareketidir ve modern koşullarda verilebilecek en güzel hediyedir: Başkalarına dikkatini hediye etmek…
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.