Mesut K.'ya göre Korunmaz, 2005 yılından sonra badeleme eyleminden söz etmeye başladı. Kur'an'da "Bade-i nuş etti" şeklinde bir ayetin olduğundan bahsederek, badelemenin kutsal kitapta geçtiğine Mesut K.'yi ikna etti. Oysa Farsça bir tamlama olan "bade-i nuş" Türkçede şarap içmek demekti. Kur'an'da değil, tasavvufta geçiyordu. Anlatılanlar karşısında bir an kuşkuya kapılan Mesut K. Kur'an'da eşcinsellikten ötürü helak edildiği öykülenen Lut kavmini sordu. Korunmaz, "Onlar başsız kaldıkları için helak oldu. Silsile yoluyla yapsalardı kavim helak olmazdı," dedi. Kuşkuları dağılan Mesut K. şeyhine teslim oldu...
Alper Canıgüz, Emrah Serbes ve Murat Menteş… maddi refaha kavuşunca ağız tadını yitirmiş üç romancı. Kutsal kitaplardaki lanetlenip helak edilen kavimlerin akıbetine benzer bir şey gelmiş başlarına: Yazamıyorlar!..
Reklam
Araf suresi,4. ayet
Biz nice memleketleri helâk ettik. Geceleyin uyurlarken veya gündüz vakti dinlenirlerken azabımız ansızın başlarına çöküverdi.
Nuh Suresi
28. Rabbim! Beni, annemi babamı, inanmış olarak evime girenleri, mümin erkekleri ve mümin kadınları bağışla, zalimleri ise daima helâk et.
Rüknettin’in kalbi için kehanetler
doktorum ben bu kalbimi sarınır örtünürüm kış gecelerinde onu yakar ısınırım üşürsem helâk olacağımdan korkarım.
Sayfa 103 - Kapı Yayınları 3. BasımKitabı okudu
Reklam
Seni gıybete sürüklediği zaman kendi nefsine şaşmalısın. Nefsini ve dinini başkasının dini ve dünyasıyla nasıl helâk ettiğine hayret etmelisin!
Epub/ Gelenek YayıncılıkKitabı okudu
Vedalaşmanın hakikatini o güne kadar meğer hiç kavramamışım. Vedalaşmak... Tekrar ne zaman buluşacağımı bilmeden vedalaşmak... Ne dayanılmaz bir keder. Bir ömür, bir yıl, bir ay, bir gün, bir saat veya bir dakika sonra buluşacak olunsa bile bu kederin kalbi helak edeceğini düşünerek vedalaşmak... Sökün edip gelecek hayal kırıklıkları, tükenen umutlar, bedeni sarsacak kalp atışları, neşe ve sevincin acı ve eleme dönüşmesini kabullenerek vedalaşmak...
Sayfa 280Kitabı okudu
"Yapmam gerekenlerin hiçbirini tam olarak yapamamanın hüznü içindeyim. Bir vakit namazı kazaya bırakmadım; fakat huzuruna göndermeye layık da bir namaz kılamadım Ya Rabbi!" diye üzülebilenlere ne mutlu! Kendi payıma itiraf edeyim ki, bunda da mukallidiz. "İnsanlığın ahvaline bakıp neredeyse kendini helâk edecek olan Peygamber-i Ekber'e uyuyor gibi olmanın sarhoşluğu içindeyiz. Kavuştuğunu zannedenlerin yolda kalmışlığı bizimkisi. Yolu menzil, menzili de yol addettiğimizden; menzile varmak ya da yolda yol almak için bir gayretimiz de yok. Bu yüzden dualarımız hep icabetsiz; seferlerimiz de zafersiz sonlanıyor.
Sayfa 168 - Kavuştuğunu Zannedenlerin Yolda KalmışlığıKitabı okudu
Ibrahim Sûresi / 7.Ayet 7. Hani Rabbiniz, (size) şöyle bildirmişti: “Andolsun ki eğer şükrü yerine getirirseniz elbette size (nimetimi) artırırım. Eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok çetindir.”3 Allah’a karşı şükrü yerine getirmek; emirlerine itaat, zikir ve verdiğinden vermekle gerçekleşir. Şükrü yerine getirmek, Rabb’in rahmetinin, şefkat ve iltifatının şükür sahibine yönelmesini sağlar, basireti açar. Şükrü yerine getirmek, nimetleri verenin tanındığına ve kalpteki imanın dinamikliğine işarettir/delildir. Yediğimiz, içtiğimiz helal rızıklar son derece kıymetli bir hazine olduğu halde, şükrü yerine getirmeme/şükürsüzlük, onları, hayvânî zevklerin tatmin edildiği ve sorumluluğu ağır olan nesneler haline getirir. Şükürsüzlük nankörlüğe, nankörlük ise nimetin er geç elden gitmesine, helak ve azaba sebep olur.
Sayfa 255Kitabı okudu
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.