Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çünki bu millet ve vatan, hayat-ı içtimaiyesi ve siyasiyesi anarşilikten kurtulmak ve büyük tehlikelerden halas olmak için, beş esas lâzım ve zarurîdir: Birincisi; merhamet.. ikincisi, hürmet.. üçüncüsü, emniyet. dördüncüsü, haram ve helâlı bilip haramdan çekilmek.. beşincisi, serseriliği bırakıp itaat etmektir.
Her insan aynı hassasiyeti taşımayabiliyor. Helali arama hassasiyetine rağmen “O zaman hiçbir şeyi yemeyelim, aç kalalım, haram olduğunu nereden biliyorsunuz?” gibi eleştirilere maruz kalınabilir. Seyyah, arkadaşının yanında kızarmış tavukları iştahla yediğini, yöresel şiş kebapları adeta çiğnemeyerek yuttuğunu görmek zorunda kalır. Yemek kokusu oldukça iştahını kabartabilir. Ancak helali arama azizliğini elden bırakmayacak bünyeye sahip olmak çok önemlidir.
Sayfa 198Kitabı okudu
Reklam
Nisa suresi 3. Ayet.
Uhud Savaşı'nda altmış beş Müslüman öldükten sonra, arkalarında bakıma ihtiyacı olan eşlerini ve ailelerini bırakmışlardı. Bu yenilgiden sonra, Müslümanların dört kadın almasına izin ve­ren bir vahiy geldi. Yetimlere mallarını verin. Temizi pis olanla (helali haramla) değişmeyin. Onların mallarını kendi mallarınıza katıp yemeyin. Çünkü bu, büyük bir günahtır. Eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar ) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil ) , size helal olan (başka) kadınlardan ikişer , üçer, dörder olmak üzere nikahlayın. Eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız o taktirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler ) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur . Sure 4:3. ...Ölen adamlar arkalarında sadece dullar de­ğil, yeni bir hamiye ihtiyaç duyan kızlar, baldızlar ve diğer akrabalar da bırakmışlardı.
Sayfa 293 - Koridor Yayıncılık.
Basta reklamlar olmak üzere diğer televizyon programlarının çocuklara ne yaptığını görebilseydik, bırakın evimize almayı, so kağımıza yaklaştırmazdık. Bu, oldukça derin ve önemli bir mevzudur. Biz mevzunun çocukların beslenmesiyle ilgili kısmına değineceğiz. Eger halis niyetli, saygılı, hoşgörülü, güzel huylu bir evlat yetiştir mek istiyorsak bunun helal lokmadan geçtiğini anlatmıştık. Ancak çocuklarımıza en fazla iki yaşına kadar kendi istediğimizi yedirebiliyoruz. Sonrasında onların istekleri başlıyor. Abur cuburlar yavaş yavaş hayatına giriyor ve bir daha çıkmıyor. Artarak devam ediyor. Evlatlarımızı hem beden hem ruh sağlıklan için bu abur cubur furyasından nasıl koruyacağız? Bunun için soru nun nedenini bulmak gerekiyor. Eğer çocuğunuza bu tarz ürünleri siz kendiniz alıyorsanız, bu hata direkt sizindir. Ancak siz almak istemediğiniz halde kendisi istiyorsa, bunun sebebi televizyondur. Yapılan bilimsel çalışmalara göre çocukların reklamda gördüğü bir gıdayı markette isteme oran %100.
Tevhid farzdır. Helali istemek farzdır. Helal ve haramı öğrenmek farzdır. Amellerde ihlaslı olmak farzdır. Ameller karşılığında birşeyler almamak farzdır.
Sayfa 63
Günümüzde evlat sahibi olmak da evlat yetiştirmek de biyolojik seviyeye indirildi. İnsanın dünyaya gelmesi ve yetişmesi ile diger hayvanlar arasında bir fark kalmadı maalesef. Eşref-i mahlukat olan insan, akıl ve ruh melekelerinden yoksun bırakılıp, yalnızca beden- den ibaret gibi gösterildi ve bedene hapsedildi. Manevi yönü yok edilen insanlar, tek tipleştirildi ve kolaylıkla yönetilebilir hale geldi. Bunu insana dair her alanda görmek mümkündür. Ancak biz, en çok tahribata uğrayanın "gida” olduğunu ve insanı her alanda bozmanın yolunun gıdadan geçtiğini çok iyi biliyoruz.
Reklam
Salih; iyi, hayırlı, faydalı, düzgün anlamlarına gelir; fesadın, bozgunculuğun zıddıdır. Malın temiz ve helali salih mal, evladın hayırlısı salih evlat, kavmin faziletlisi salih kavim, işlerin hayırlısı salih amel, kadınların namuslu ve iffetlileri salihât, insanların hayırlıları salihlerdir. Allah insanları bölük bölük yapmış (Araf, 168), onlardan bir kısmını sâlihler, bir kısmını bu mertebede olamayanlar olarak nitelendirmiştir. Salih olmak sâlih amel işlemek demektir. Salihler; nebiler, sıddıklar ve şehitlerle beraber anılan bir gruptur. Onlar, Allah'a ve ahiret gününe iman eden, iyiliği emredip kötülüğe karşı çıkan ve hayırlarda yarışan kimselerdir. Dostları Allah, koruyucuları yine Allah'tır. Tahiyatta geçen ve Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in, Allah'ın selamını kendisi ile beraber üzerine aldığı seçkin müminlerdir sâlihler. Gıpta edilecek bir makamları vardır.
Sayfa 18 - Aşina yayınlarıKitabı okudu
Resûlüllah (s.a.v.) buyurmuştur: خلالها حِسَابٌ وَحَرَامُهَا عَذَابٌ. "Dünyanın helâli hesabdır, harâmı azabdır.,,56 Yine buyurdu: "Dünyanın helâli azabdır.,, Ancak bu azab, haramdan gelen azabdan daha hafiftir. Belki dünya helâlinden ötürü hesaba çekilmek yoksa dahi, cennette fevtolunan yüce de- receler ceza bakımından yeter de artar!... Kalbin o hakir, hasis, temelsiz lezzetlerden dolayı çektiği hasret de azabdır. İşte, dünyadaki hâlini buna kıyas et! Akran ve emsâline baktığın zaman, dünya saâdetleriyle senden öndeyseler, kal- bin nasıl o saâdetleri elde etmediğinden paramparça olmak- tadır. Halbuki buna rağmen biliyorsun ki, o saâdetler geçi- cidir. Bulanıklarla karışır. Onların duruluğu yoktur. Acaba büyüklüğü anlatılamayan bir saadetin ve sonuna ermek im- kânı bulunmayan bir mutluluğun elden gitmesi hususunda halin ne olacaktır? Binaenaleyh, dünyada velevki bir kuşun sesiyle (ötüşüyle) veya bir yeşilliğe bakmak suretiyle veya bir yudum soğuk su içmekle lezzetlenen bir kimse, mutlaka ahirette onun kat be kat lezzetlerini kaybeder.
Çünkü bu millet ve vatan, hayat-ı içtimaiyesi ve siyasiyesi anarşilikten kurtulmak ve büyük tehlikelerden halâs olmak için, beş esas lâzım ve zarurîdir. Birincisi: Merhamet. İkincisi: Hürmet. Üçüncüsü: Emniyet. Dördüncüsü: Haram ve helâlı bilip haramdan çekilmek. Beşincisi: Serseriliği bırakıp itaat etmektir. Kastamonu Lâhikası
Sayfa 241Kitabı okudu
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.