Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dünyalar arasında bir ruh taşıyan Rahibe Siren. MÖ 480 dolaylarında Xanthus, Türkiye'den Likya mezar kabartması. Ölüm Kapısı Ölüm anında, insan ruhu ters bir gebelik yolculuğuna başlar, gebelik aşamalarından geçerek bilinçsiz dişil zihnin en derin ilkel köklerine iner ve bu sayede Büyük Ana'nın Dünya Rahmi ile tekrar birleşir. Oradan,
daha önemli işlerimiz vardı bizim
"her şeyi yaptım, her şeyi verdim, kabul ettim her şeyi ama o bir gün bırakıp gitti beni." biz kadınlar çoğunlukla buna yatkınız, neye? sunmaya, vermeye, iyileştirmeye, fedakarlık etmeye. neden? yeterki o mutlu olsun, ne olursa olsun, diye. oysa, dedi;
Tülay Kök
Tülay Kök
sen kendine ait parçaları tek tek terk edip feda ettiğinde ortada sen diye bir
Reklam
Her İşin Başı İslâm
Muaz Ibni Cebel Radiyallahu Anh’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: “- Tamamıyla işin aslını (başını, temelini) haber vereyim mi sana?” “- Ver, Ya Rasûlallah!” “- İşin başı (aslı) İslâm’dır...” ( Tirmizî, İman 8; İbn Mâce, Fiten 12; Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 231, 236, 237) Her şeyin temeline İslâm’ı
Ulu orta...
seyrek gülüş sen ne güzel bir şeysin nazlanırsın ama bir gün gelirsin' düşen bir yaprağa bağladım hayatımı olsun artık diyorum ne olacaksa paralı asker miyim neyim ben ekleyip duruyorum sabahları akşama ve kendimi arıyorum meşgul çalıyor gerçi söylenmez böyle şeyler uluorta aşk diyor başka bir şey demiyor kalbim nasıl bir dostluk ki bu,hem
Sevmek hem çok güzel hem de çok acı…Çiğiköfte gibi bağımlılık yapıyor,ne gidebiliyorsun ne kalabiliyorsun…
"Sen benimle oynuyordun. Benden nefret ediyordun. Çünkü sevgin nefrete dönüşmüştü. Hatta belki bir çeşit intikam alıyordun benden. Ben farkındaydım. Buna rağmen seni sevmeye devam ediyordum hala da ediyorum. Ben, sana hak vermeye çalışıyordum, veriyordum da. Oysa senin çektiğin acılardan belki daha da fazlasını ben de çekmiştim. Sen beni,
Reklam
Sen ölen anneni yıldızlara benzetmiştin ondan sonra gökyüzü daha güzel geldi yıldızlar daha parlak oldu, masum bir çocuğun benzetmesi bu kadar çok hoşuma gitmesi tuhaftı hem de çok tuhaf..
Düşünce Emekçisi
20. Ankara Kitap Fuarı'nda beni bazı soruların peşine düşüren gönlü, aklı ve kalemi güzel Anooshirvan Miandji ile buluştuk/ karşılaştık... 4.Basımına yetiştiğim "Saklı Asa" okurken beni üniversite zamanlarımda ziyaret ettiğim, sohbet ettiğim beni besleyen sahafları hatırlattı ve o 'genç' oldum. Pek çok satırda beni gülümseten bir eserdi. İçindeki şifreli cümleyi kurmak adına okudukça okudum. Her kitap biraz anahtar biraz kilit değil mi? Bu eser benim için bir başucu kitabı... Hayatın belirli noktalarında hatırlamamız gereken cümlelerle dolu... Hem çocuklara hem gençlere hem de yetişkinlere farklı tatlar verecek, okunması gereken bir eser. Şimdiden okuyacaklara iyi okumalar diliyorum 😇 #anooshirvanmiandji #saklıasa #kitaplarenbüyükhazinemizdir #ankarakitapfuarı #düşünce #felsefe #bilgiyayınevi
Çok mutlu olmak istiyorum. Kafam çok karışık fakat net olduğum tek şey çok mutlu olmak istiyorum. Hayal ettiğimin ötesini yaşamak istiyorum. Hayal ettiklerimin de er ya da geç olacağını biliyorum. Çünkü hep öyle oldu. Şu an sanırım en çok istediğim kariyer. Tam istediğim rahatlıkta bir işe sahip olmak istiyorum. Hem gezeyim, hem dinleneyim, hem de
Önce Kaliteli İnsan, Sonra Kaliteli İş, Gerisi Gelir…
Muhterem dostlar “Ekmeden biçmek!” diye bir söz var. Ne ekersen onu biçersin! Ekmediysen ne biçeceksin! Maalesef insanımız çalışmıyor, okumuyor. Birinci yaşanmış hikâye Köyde çalışırken 3”- 4 kişi bir arkadaşın buğday tarlasına çalışmaya gitmiştik. Biçilen buğdayları toplayıp traktörle harmana getiriyorduk. Hava çok sıcaktı. Baktım arkadaşlar
Reklam
Z kuşağı
Günümüzde gençlere "Z Kuşağı" denilmektedir. Ama bana sorarsanız Z Kuşağı ikiye ayrılmaktadır. Genç Z Kuşağı Yetişkin Z Kuşağı Ne demek istiyorum, hemen açıklayayım: Evet biz gençler, yetişkinlere göre farklıyız. Düşüncelerimiz, isteklerimiz, beklentilerimiz ve her şeyimiz farklı. Ama farklı olmamız Z Kuşağı olduğumuz için değil, genç olduğumuz için. Eminim ki bugünün yetişkinleri de zamanında, gençlik zamanlarında da Z Kuşağı gibiydi. Yani gençlerdi. Bir de şey demeleri yok mu: Z Kuşağı her şeyi hazır istiyor, çalışmak istemiyorlar. Dııııt yanlış, öyle bir şey yok. Olan şey ise şu: Günümüz şartıyla bir şey yapmak zor, hem maddi hem de manevi olarak zor. Sabır gerekiyor, sınırsız beklemek gerekir, para gerekiyor vs. Yetişkinler şunu istiyor, gençler başarılı olsun ve biz sadece tebrik edelim. Ama destek olalım diyen yok. İş desteğe gelince puf olunuyor. Bir de sosyal medya da çok görüyorum. Bir genç kardeşimiz çıkıyor. Tüm samimiyetiyle konuşuyor. Bu çok güzel, problem ya da sorun genç de değil. Sorun o gence yapılan yorumlar da. Şu yoruma çok kızıyorum: Allah böyle gençlerimizi arttırsın. Böyle gençler var, siz görmüyorsunuz, destek olmuyorsunuz!!! Asıl şu duayı etmeliyiz: Allah güzel gençleri görenleri arttırsın. Benim ülkemin yedi bölgesinde çok güzel gençler var ama değerlerini bilenler yok!
Statü sahibi güzel kadın - ezik ve çirkin adam ilişkisi
Şimdi bu yazacağım şeyler çok özel şeyler ama keşke tüm başarılı, zeki, statü sahibi, üst segment kadınlara duyurabilsem diyeceğim, defalarca tecrübe ile sabitlenmiş çok önemli bilgiler. Eğer toplum içinde eğitimiyle, zekasıyla, kültürüyle, yeteneğiyle, maddi kazancıyla ve biraz da tabi güzelliği ile çok sivrilmiş, her yönden hiçbir eksiği olmayan
Uluorta
“Seyrek gülüş sen ne güzel bir şeysin Nazlanırsın ama bir gün gelirsin. Düşen bir yaprağa bağladım hayatımı Olsun artık diyorum ne olacaksa Paralı asker miyim, neyim ben Ekleyip duruyorum sabahları akşama, Kendimi arıyorum meşgul çalıyor Gerçi söylenmez böyle şeyler uluorta Aşk diyor başka bir şey demiyor kalbim Nasıl bir dostluk ki bu,hem
Anlatacaklarım var(Kişisel Günlüğüm):
Çoğu zaman danışanlarımdan duyduğum şöyle bir cümle var(Elhamdülillah): "Sizinle konuşmak çok iyi geldi" Hâlbuki ben dakikalarca yaptığım tek şeyin sadece susmak olduğunu bilirim.Sadece susarım ve nasıl olurda bir insana bu kadar iyi hissettirebilirim diye düşünürüm. Sonra fark ederim ki ruhu yaralanmış insanlar cümleleri yarım kalmış insanlardır aslında.Yaşanamamış anıların, söylenememiş sözlerin, tamamlanamamış hikâyelerin kahramanlarıdır her biri.İyileşmek için tamamlanmaya, tamamlanmak için hikâyelerini anlatmaya ihtiyacı vardır hepsinin. Diyor ya Derviş: En güzel nasip, herkesin bir şeyler anlatmak istediği şu yalan dünyada seni dinlemek isteyen birine rastlamaktır. ... Anlatmak insanı iyileştiriyor dostlarım.Boğazımıza kadar dünyaya battığımız bu eksik ve muvakkat hikayede nefes almak için, iyileşmek için, yaşamak için dinlenilmeye ihtiyacımız var...Hem de çok... * "05.05.2024 Pazar" Saat: 05.20 Konuşmaya başlamak çok iyi geldi ...🤍
Yakamoz& Papatya [1-8] hepsini okumak isteyenlere...
Aşk lafını ağzına almazdı Yakamoz. Nerede aşık görse garipser, aşk acısı gördü mü dayanamaz, gülerdi. Çok ketumdu, kimseye hiçbir şey söylemezdi. Bir kadının onu seveceğine inanmazdı, gerçek aşkın onu bulacağına ihtimal bile vermezdi. Sonra bir gün onu gördü, onu Papatyasını bakmaya kıyamadığı o narin çiçeğini hayatında hiç böyle hissetmemişti.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.