Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Hem çok kalabalığız hem de çok yalnız. Öyle tuhaf bir zamandayız.”
·
Puan vermedi
Anti-konformist kahramanın hayatla arasındaki Antagonist çelişkiler
Romanın ilk cümlesi, dört mevsime sığan hikâyesi.sevgi arayışını şöyle özetliyor "Birden kaldırımlardan taşan kalabalıkta onun da olabileceği aklıma geldi. İçimdeki sıkıntı eridi".Bu arayışın arkasında C nin dünyaya bakışının özeti vardır… Ne var ki, hikâye süresince iki aşk ilişkisi etrafında yakınlaştığımız C onu bir türlü
Aylak Adam
Aylak AdamYusuf Atılgan · Yapı Kredi Yayınları · 201760,1bin okunma
Reklam
defalarca pardon filmini izlemek
bu konuda yalnız olduğumu sanıyordum. uzak bir yerde, beklenmedik şekilde, çok sevdiğim insanlardan oluşan, toplu bir tanıdıklar grubunu görmüş gibi hayretler içerisindeyim, gevrek gevrek gülerek izliyorum denk geldiğim pardon bağımlılarını. pardon izlemek, öğrenciyken uzayan kahvaltılarımızın biricik sebebiydi. "bu akşam pardon mu
Çok tuhaf bir çocuk. Hem hassas hem de aklı şimdiden her şeye eriyor.
Sayfa 169 - Can Yayınları 151. Baskı Aralık 2022Kitabı okudu
Anarşizmin hiçbir zaman, en azından ulusal düzeyde, ikti­dara sahip olamayışı onu siyasal ideolojiler içinde tuhaf bir konuma sokar. Hiçbir toplum veya *ulus anarşist prensiple­re göre biçimlendirilmediği için onu daha az kıymete değer bir ideoloji olarak görmek cazip gelmektedir. Bir siyasal hare­ket olarak anarşizm üç büyük dezavantaja sahiptir.
Sayfa 73 - PdfKitabı okuyacak
736 syf.
·
Puan vermedi
İtiraf ediyorum; hayatımda en zor bitirdiğim kitap bu oldu. Hayır hayır sebep 700 küsür sayfa olması değil. Kitabın özellikle ilk 250 sayfası akmıyor, çünkü cinayet hikayesi arka planında ortaçağ hristiyanlık tarihi ve inanç felsefesi anlatılıyor. Bitirdim ama aklıma “Hayat bu kitabı bitirecek kadar uzun mu ki?” sorusu takılmadı değil. Yine de pişman değilim, sayesinde ortaçağın o karanlık dönemine gittim gittim geldim. Kilisenin kitaplardan ve bilgiden nasıl korktuğunu, bu nedenle kitaplara ulaşımı sınırladıklarını, O dönemlerde dinin batı ülkelerinin yönetiminde nasıl güçlü olduğunu, din adına işlenen cinayetleri, sapkın mezhepleri, tuhaf tarikatları, din adamlarının çıkarları uğruna dini nasıl kullandıklarını gördüm. O günden bu güne çok değişiklik olmamış sanki. Bu açıdan bakılırsa hala ortaçağdayız. Bir manastırda koca koca rahipler, kilise zengin olsun, rahipler zevkü sefa içinde yaşasınlar diye “İsa zengin miydi, fakir miydi” tartışması yapıyorlar, hem de sayfalar boyunca. Hadi bunu anlarım da, İsa gülmüş müydü, yoksa gülmemiş miydi, gülmek haram mıdır? diye tartışıyorlar. Şu anda da yüksek sesle gülmeyi nahoş bulan insanlar yok mu? Hem de bu insanlardan birisi zamanının dış işleri bakanı değil mi? Neyse yine konuyu dağıttım. Kitabın adının neden “Gülün Adı” olduğunu anlatmak için yanıp tutuşsam da, aranızda belki kitabı okuyacak mazoşistler vardır diye spoiler vermiyorum. Ben de bir kaç yıl sonra dayanamayıp Faucault Sarkacı mazoşizmine de bulaşırım herhalde. Sağlıcakla kalın.
Gülün Adı
Gülün AdıUmberto Eco · Can Yayınları · 202012,6bin okunma
Reklam
Kuzey'den ne haberler var, Rohan Süvarileri?
"Bir söz söylenmeden, bir komut haykırılmadan, aniden durdu Süvariler. Mızrakları bir orman gibi yabancılara çevrilmişti; atlıların bazılarının elinde yayları vardı ve oklarını kirişe geçirmişlerdi bile. Sonra içlerinden biri ileri doğru sürdü atını. Uzun boylu, diğerlerinden daha uzun boylu bir adamdı; miğferinde at kılından beyaz bir sorguç
MUHAMMED FAZIL PAŞANIN BAĞDAD'DAKİ HAYATI VE HAYVANLARA MERAKI Babam, pek az zamanda bir çok dostlar edinmiş, tevazu, güzel ahlaki, cömertliği ve mertliği ile kendini herkese, her millete sevdirmişti. Hele zeki Araplar onun ne cevher olduğunu çabuk anlamışlardı. Meraklı olduğu bir çok hayvanları toplamış, at ve kısraktan başlayarak bir
Yaşadığımız her ânın hafızamızda o ilk saniyelerdeki gibi canlı kaldığını düşünsenize. Ne fena, unutmak ne büyük nimet! Samet Doğan'ın aynı kitabında geçer: "Böyle zamanlarda her şeyi unutup gülmeye başlamak tuhaf, fakat olması gereken bu: Çiçek solar, güneş batar, yağmur ıslatır, süt ekşir, insan unutur." Unutalım sevgili okur.
Bir mektubum olsaydı okusaydım :(
O ünlü insanların sevgililerine yazdığı onca mektubu bayıla bayıla okurken bizim bu işe hiç kalkışmamış olmamız tuhaf. Mektubu hem çok romantik, çok soylu, hem de işte bu özellikleri nedeniyle bizim dünyamıza ait olmayan bir incelik gibi görmüş olmalıyız. Kafka ya da Nazım; Milena ya da Piraye olmalıydık. Yoksa ne anlamı var?
Sayfa 42 - Doğan Kitap 36. BaskıKitabı okuyor
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.