Ormanın yumuşacık yeşil ışığında, Çocukluğunun oynadığı yosunlu dere kıyısında, Yaz göğüne ilk kez sevgiyle baktığın, Evin bahçesindeki ağacın yanında. *Bayan Hemans* İngiliz şair Felicia Dorothea Hemans- Evin büyüsü adlı şiirinden.
Ovv
Uganda siyasetçileri kainatı, galaksileri, karadelikleri yaratan o büyük gücün iki hemcins Homo sapiens biraz eğlendiğinde kahrolduğunu düşünüyorlarsa bi­lim bu garip görüşlerinden sıyrılmaları için onlara bir nebze de olsa yardımcı olabilir.
Reklam
Peki ne olur da neredeyse her şeyiyle eksiksiz bir cinsiyet sistemini yaşamaya hazır doğan insan, çeşitli hayat dönemlerinden birinde ve sonrasında mevcut cinsiyetine karşı hoşnutsuz hissetmeye ve uyumsuz davranmaya başlar? Bu, şimdiye kadar ancak psiko-gelişimsel süreçte bazı şeylerin ters gittiğiyle veya kimlik ( ve cinsel kimlik) gelişimini sağlayan temel unsurların yetersizliğiyle açıklanabilirdi. Şimdiki tabloya baktığımızda ise medyanın erotize edilmiş hemcins ilişkileri teşvik edici tesirini, inteenet pornosunu ve ardı arkası kesilmeyen beyin yıkamaları da buna dahil etmemiz gerekir.
Mısır'da doğdum ama ben yedi yaşındayken ailem Londra'ya taşındı. Birleşik Krallık'ta geçirdiğimiz yaklaşık sekiz senenin ardından 1982'de Suudi Arabistan'a taşındık. İki ebeveynim de Londra'da tıp alanında doktora eğitimlerini tamamlamış Mısırlılardı ve Cidde'de tıp öğrencileriyle teknisyenlere klinik mikrobiyoloji eğitimi vermek üzere iş bulmuşlardı. Kampüsler ayrıştırılmıştı. Annem kadınlar kampüsünde kadın öğrencilere eğitim verirken, babam da erkekler kampüsünde erkek öğrencilere ders veriyordu. Öğrencilerle hemcins bir öğretmen bulunamıyorsa, dersler kapalı devre televizyonlardan veriliyor ve öğrenciler telefon kullanarak soru sormak zorunda kalıyordu. Annem, Birleşik Krallık'ta, Glasgow'da yaşadığımız son sene ailenin eve ekmek getiren üyesiyken, artık yasal olarak araba kullanamadığını öğrenmişti. Bir yere gidebilmek için babama bağımlı hâle gelmiştik. Yeni arabamızın teslim edilmesini beklerken korsan taksi ya da halk otobüsü kullanıyorduk. Otobüslerde şoförden biletimizi aldıktan sonra annem ve ben, kadınlara atanan en arka iki sıraya (şanslıysak bu dört olurdu) doğru yol alırdık. Otobüsün en arkası. Bu size ne anımsatıyor? Bunu tarif edebilecek tek sözcük var: Tecrit.
Sayfa 29 - Epsilon YayınlarıKitabı okudu
Özetle, cinsellik sadece ikincil bir arayıştır. Çoğu eşcinsel, ilk tecrübelerinden sonra gidip kustuklarını ifade eder. Evet, ergenliğe adım atılınca bu tarz ilişkiler başlayabilir ama hep göz önünde bulundurulması gereken, medyanın teşvik edici tesiridir. Özellikle dizi ve filmlerde empoze edilen patolojik hemcins ilişkiler, ilişkilerin erotize edilmesine çanak tutar. Cinsel kimlik bozukluğundan muzdarip kişinin hayatı, çoğu zaman sahte benlik ve narsisistik bir kendine düşkünlük ile seyreden, cinsellik odaklı bir ölümcül bağımlılık haline dönüşür. Fakat bu varoluş, dehşet verici bir ikiye bölünmüşlüktür. Aslında kişi, eşcinsel ilişkilerde kendini arar (“eksikliği tamamlayıcı birleşme”, Anna Freud, 1952). Sudaki hayalini öper.” Böylece, eşcinsellik (ya da cinsel kimlik bozukluğu), ikincil psikolojik ve somatik hastalıklara sebep olan psiko-gelişimsel bir bozukluktur, denebilir. Eğer DSM dürüst olsaydı tanı kategorilerine bu tanıyı koyardı.” Peki bizim bu yazdıklarımızı aklı başında olan bütün psikologlar ve psikiyatristler bildikleri hâlde niye karşı çıkmamış, sessiz kalmış ve birkaç istisna dışında hâlâ daha sessiz kalmaya devam etmektedirler? İşte bu sessizlik küresel çapta gerçekleşen bir güdümlenme ve baskının kanıtıdır; şahit olduğumuz bu süreç otonom, bağımsız bir bilimsel sapma değil, artık anİamaya başladığımız büyük oyunun sadece bir parçasıdır.
Sayfa 165Kitabı okudu
Dönemsel Bir Salgın Hastalık Olarak Tetiklenmiş Eş cinsellik (Çocukluk/Ergenlik/İlk Yetişkinlik): Çoğu zaman, “cep telefonu ve TikTok gibi uygulamaların kullanımına kadar”, kendi cinsiyetinden hoşnutsuzluk, karşı cins davranışları veya hemcins çekimi görülmez. Medyanın teşvik edici tesiri esas sebeptir. “Bir anda” yeni cinsel kimlik benimsenir ve sık sık diğer yeni kimlikler de denenir. Moda söylemleri benimseme, grup aidiyeti ve görülme ihtiyacı gibi saikler devrededir. Bu salgın hastalıktan etkilenme şiddeti, ekran süresinin ve sanal ilişkilerin artmasıyla doğru orantılıdır. Bazı çalışmalar, çocukların ve ergenlerin cinsiyet hoşnutsuzluğunun ve trans olma heveslerinin geçiciliğini kanıtlar niteliktedir. Hem Amerikan Psikiyatri Birliği (DSM-5, s. 455) hem de Amerikan Psikoloji Derneği (Bockting, APA El Kitabı, 2014, C. 1, 8. 744), “trans kimliğin dalgalı olduğunu ve cinsiyet hoşnutsuzluğu (disfori) yaşayan ergin olmayan çocukların büyük çoğunluğunun nihayetinde kromozomik cinsiyetlerini kabul edeceklerini” beyan etmektedir.”
Sayfa 164Kitabı okudu
Reklam
109 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.