Sakarya Savaşı Sonrası Başkomutan:
" Bu savaşta subay, astsubay ve erlerin katlandıkları fedakârlık ve gösterdikleri çaba, insan gücünün üstündedir" dedi, gazilerini övdü. 21 Eylül günü Ordu Beyannamesi'nden: " ... Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği sizinkinden daha temiz ve sağlam bir askere rastgelinmemiştir. Her zaferin mayası sendedir. Her zaferin en büyük payı senindir. " ... Millet de ordudan geri kalmamıştı. Binlerce sahne aktı hayalinden: Milli yükümlülüklerini gecikmeden yerine getirenler, ikmalciler, kağnı, araba, eşek ve deve kolları, işçi taburları, gizli örgütler, silah ve cephane kaçakçıları, hamallar, gümrükçüler, sandalcılar, motorcular, denizciler, havacılar, doktorlar, gönüllü hemşireler, dikimevi terzileri, sargı bezi hazırlayanlar, takılarını orduya armağan eden kadınlar, ustalar, işçiler, demiryolcular, şoförler, gazeteciler, öğretmenler, yurtsever din adamları, Kuva-yı Milliyeciler, Kızılaycılar, Müdafaa-yı Hukukçular, yöneticiler...
Sayfa 487 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Florence Nightingale'in doğum günü olan 12 MAYIS, her yıl dünya hemşireler günü olarak kutlanıyor.
Reklam
Bizim Şimdi'ki dünyamızda milyarlarca insan mahvolmaya bir maaş günü uzaklıkta. Garsonlar, ırgatlar, yemekçiler, temizlikçiler, ofis çalışanları, hemşireler, şoförler ve sayısız diğer insan, bankada neredeyse hiç parası olmadan kıt kanaat geçiniyor. Aynı durum çok düşük kâr marjlarıyla çalışan küçük işletmeler için de geçerli. Müşterisiz geçen bir ya da iki gün batmaları için yeterli.
Sayfa 170 - Epsilon Yayınevi, çev. Elif KayurtarKitabı okudu
Sonra farkına varıyorduk ki bütün yetişkinliğimiz, bizimle hiç alakası olmayan hükümetlerin yönetiminde geçmişti. Bir mayıs ayı hariç, siyasette yüzümüzü güldüren tek bir şey görmediğimiz, yokuş aşağı umutsuz bir kayışı andıran tam yirmi üç yıl. Gençligimizden bir sey çalınmışçasına hınç duyuyorduk. Geçen bütün bu zamanın sonunda, önceki mayısın başarısızlığını silmek üzere, yine bir mayıs günü, sisli bir pazar akşamında, gençler, kadınlar, işçiler, öğretmenler, sanatçılar, geyler, hemşireler, postacılar, büyük bir kalabalık halinde Tarih'e geri dönüyor ve yeniden Tarih yazmak istiyorduk.
Sayfa 134Kitabı okudu
Revir.. O doktorlar, o rahibe hemşireler benimle ilgilenir gibiydiler. Bu yaşta ve bu şekilde ölmek! Sürekli olarak yatağımın başucunda dolandıklarına göre benimle ilgilendikleri söylenebilirdi. Hadi canım, meraktandır! Üstelik bu insanlar sizi ölüm cezasından değil, ancak bir hastalıktan kurtarırlar.
Sayfa 27 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
İstiklalimiz için öleceğiz gerekirse.
10 Aralık 1919 Çarşamba günü Darülmuallimat (Kız Öğretmen Okulu) bahçesinde miting toplayan komite başkanı olarak Zekiye Hanım şunları söyledi; “Kardeşler, hemşireler! Daha bir sene evvel kırmızı rengi ile başımızda dalgalanan ulu sancağımız, görüyorsunuz ki siyahlara, matemlere büründü… Haktan en çok bahsedenler, haksızlığın en büyüğünü yaptılar. Daha dün bizim gibi refah ve saadeti; evi, barkı olan İzmir’deki dindaşlarımız, beyaz saçlı kadınlarımız, kundaktaki yavrularımız Yunanlıların süngüsünden geçti... Hanımlar! Büyük felâketlerimiz önünde evlâtlarımızın, kardeşlerimizin kanıyla suladığımız yurtlarımızın işgaline, kardeşlerimizin felaketine susacakmıyız?.. Hanımlar! Biz, dünyayı kanlara boğan, insanları tavuklar gibi boğazlayan erkeklere müracaat edecek değiliz. Bizim gibi şefkatle, merhametle düşündüklerine şüphe etmediğimiz İtilâf Devletleri’nin büyük kadınlarına müracaat edecek ve birer telgrafla, bize yapılan haksızlıkları yazacak ve anlatacağız. Eğer onlar da hakkımızı teslim etmezlerse, evlâtlarımızın kanlarına kendi kanımızı karıştırarak erkeklerimizle bir safta, dinimiz ve istiklâlimiz için ölecek; haksızlara, zalimlere tarihin lanetlerini terk ederek şehâmetle (yiğitçe) öleceğiz.”
Reklam
29 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.