“Hayır,baharla gelen bir ruh zayıflığı filan değildi! Ne münasebet! Gerçi gözlerimin hafifçe dolduğunu yadsımıyorum.Bekar bir kızın çiçek alması dokunur bana.Hepsi bu işte ! “
Sayfa 60 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
"Madem bu topraklarda bu kadar uzun süredir yaşamışsınız, neden bu kadar azsınız? diye sordu Pippin. "Çok mu ölen oldu?"
"Yo, hayır! dedi Ağaçsakal. "İçeriden kimse ölmedi diyebilirsiniz. Bazıları uzun yılların kötü kaderine kurban gitti tabii ki; daha çoğu ise ağaçlaştı. Lakin hiçbir zaman çok kalabalık olmadık ve hiç
“Hayır, baharla gelen bir ruh zayıflığı filan değildi!Ne münasebet! Gerçi gözlerimin hafifçe dolduğunu yadsımıyorum. Bekar bir kızın çiçek alması dokunur bana. Hepsi bu işte!”
Papatya& Yakamoz [9-13]
Papatya Yakamoz'un yazdıklarından çok etkilenmişti. Bu nasıl sevmek böyle, Yarabbi, diyordu kendi kendine. Normal bir insan hiç böylesine bir yorumlama yapabilir miydi? Hoş, Yakamoz'a bunları yazdıran yegane güç, yegane ilham kendisinin de belirttiği üzere Aşktı. Zaten öyle değil midir, şiirden en çok nefret edenlerimiz bir kere
Günaydın. Tutkunun ne olduğunu unuttuk, sıradan günlerden mi şu bitmeyen rutinden mi bilinmez. Lou Andreas-Salomê'nin şu muhteşem cümlelerini okuyoruz sonra: "Karşınıza bir şey çıkıyor ve sizi teslim alıyor, siz de kendinizi bırakıyorsunuz, artık hesap kitap yapmıyorsunuz, hiçbir şeyden çekinmiyorsunuz ve artık yarım kalan bir şeyle
Badem Ağacı
Annem bahçedeki bademlerin fotoğrafını atmış. hepsi gelin gibi süslenmiş. Çiçek açmışlar erkenden. Birileri onlara gerçeği söylemeli... "Hayır,bu vakitte çiçek açmamalısınız. Açarsanız sonu güzel olmaz. Her şey vakti zamanında olursa güzel olur." demeli.
Bundan yıllar evvel çocuk Melek olsa sevinirdi bu olaya... Çünkü benim bademle ilgili türlü hikayelerim vardır 🤭 Bademlerin yeşil dış kabukları çatlayınca bir sopa marifetiyle onları yere indirmek gerekir. Ve biz bu işin ustayız bebeğim😇🤭 neyse işte bu işten sıkılıp bunaldığım bir dönemde düşünmeye başladım.🤔 Ne yapabilirim ve bu bademlerden kurtulabilirim diye. Önce onları kuvvetli bir vuruşla uzaklara toplanamayacak yerlere yolladım. Ama çözüm değildi. Bir ara gömdüm bu bademleri ben. Toprağa ne verdin de sana geri vermedi. Bir bir badem fideleri fışkırdı topraktan. Babamda sağolsun ağaç dikmeyi pek sever. Aldı beni başladık bir yerden bir yere çıkan badem fidelerini dikmeye. Elimde minik bir bidon can suyunu da verdim mi işlem tamamdır. E baktım bu işte yine zarardayım. Düşünüyorum ama bulamıyorum. Komşumuz Ayşe yengemden geldi güzel fikir 🤗 melek böyle niye uğraşıyorsun bademler çiçek açtığında al eline bir sopa vur dallarına, çiçekler narindir çabuk dökülür dedi. Benim zihinde ampuller havada uçuşuyor tabi.. tam anlamıyla bir aydınlanma💡 işte dostlar gelen baharda ben çiçekleri bir güzel döktüm .. Ama inat bu ya yine de tuttu o bademler🥴.. ben vazgeçtim onlar vazgeçmedi.. doğanın kanunları farklı işliyor. Ne zaman gelin gibi süslense badem ağaçları bu an'ım aklıma gelir... Öyle işte... Bu olayda bir efsane gibi anlatılır bizim ailede🤭
Bak ya! Oldu mu şimdi bu? :D hayalkırıklığına uğradım :)
"Sonra kenarları pembe mavi çiçek desenleriyle süslü kâğıdı özenle katladı, yine süslü bir zarfa koyup kapattı ve masanın çekmecesini açarak bu mektubu da değişik çekmecelerde gönderilmeyi bekleyen yüzlerce mektubun yanına koydu. Bütün zarfların üstünde aynı ibare yazıyordu: Nabizade Melahat Hanım - Kıbrıs. Hepsi bu kadar, çünkü Doktor gündüz hayalinde gece düşünde yaşattığı Melahat Hanım'ın Kıbrıs adasında olduğundan başka hiçbir bilgiye sahip değildi. Zaten mektupları da göndermek için yazmıyordu."
Sayfa 39 - İnkılâpKitabı okudu
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer
*Yazar
#Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve