"Hayal gücünü yok et. İçgüdülerin ipleri çekiştirilen bir kukla gibi etkilemesin seni. Zamanın şu anki koşullarıyla sınırla kendini. Senin ve diğerlerinin başına gelenlerin farkında ol. Her şeyi, altlarında yat. an maddi ve nedensel kısımlara kadar araştır. Yaşayacağın en son saati düşün. Bırak sana karşı yapılmış hata yapıldığı yerde kalsın."
“Neden bu kadar öfkeleniyordu? Charles her şeyi karısının geçirmiş olduğu sinir hastalığı ile izah ediyor, sakatlığını kusur saydığı için kendi kendine kızıyor, kendini bencillikle suçluyor ve içinden hemen gidip karısını öpmek geliyordu.”
''Bütün dostlarımı selamlarım! Hepsine uzun geceden sonra gelen tanın kızıllığını görmek nasip olsun! Ben, her zamanki sabırsızlığımla önden gidiyorum.”
Beni bir kaç kez sollar geçer,
sabah ayazları ,kedi tüyleri ,işbaşı telaşları ,tıka basa dolu otobüsler ,narenciyeli etekler ,gümüş işlemeli yürekler ,kalpte yaz telaşı ,mihenk taşında demir eller ,kaçık çoraplı tenler, asma kilitli göz uçları,uzayan adımlar ve kısalan saatler.
sanki hep bir şeyleri kaçırdım; her şey üzerime
Susuyorum. Yemin ederim dilim susuyor. Tek kelime edemiyorum ama kafam susmuyor. Düşüncelerim susmuyor. İçimin acısı geçmiyor. Tek kelime etmiyorum ben ama susmuyorlar. Susturamiyorum. Eskiden canım yanınca hep uyuyordum. İnsanlar hiç neden o kadar uyuduğumu soruyor ama bi kerede neden bu kadar çok uyuduğumu sormadılar...
Ama ben sanırım artık geçmiyor.
Artık uyuyamıyorum.
Uyumuyor değil uyuyamıyorum.
Çünkü artık canım yakan şeyler uyumama izin vermiyor...
"İyi değilim ben" diye bağırmak istiyorum, bir bir dökmek istiyorum içindekileri ama kime neyi anlatıyorsun
hissi her şeyi bastırıyor. Yine dudaklarımdan dükülen tek şey "iyiyim* kelimesi hava aldım, sigara içtim, müzik dinledim ama hiç biri kafamı susturmuyor. Artık hiçbir şey iyi gelmiyor bana ...!