Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
GECE YARISI KAPIMA KERTENKELE BIRAKAN GİZEMLİ YARATIK
Gecenin bir yarısı, tek odalı odamda yatağımda uzanmış, uyku tutmayan gözlerimle telefonumla dünyadaki gelişmeleri takip ediyordum. Derken kapıdan gelen sesler dikkatimi çekti. Miyavlayan bir kedi sesi. Üstelik tam da kapımın önünde. Kapıyı açtım ve karşıma tanıdık bir sarı renk çıktı: Sarı Dişi! Birkaç günde bir uğrayan, ofisin önünde arada bir
Yaşadığımız her ânın hafızamızda o ilk saniyelerdeki gibi canlı kaldığını düşünsenize. Ne fena, unutmak ne büyük nimet! Samet Doğan'ın aynı kitabında geçer: "Böyle zamanlarda her şeyi unutup gülmeye başlamak tuhaf, fakat olması gereken bu: Çiçek solar, güneş batar, yağmur ıslatır, süt ekşir, insan unutur." Unutalım sevgili okur.
Reklam
Vasiyet;
Vasiyet ederim ki sana ey oğul; bütün hâllerinde ilim, edep ve takvâ üzere olasın!.. Geçmişlerin eserlerini oku, ehl-i beyt ve ehl-i sünnet ve’l-cemaat yolundan git! Fıkıh ve hadîs öğren ve câhil sofîlerden bucak bucak kaç! Namazlarını, mutlaka cemaatle kıl! Kalbinde şöhrete meyil varsa imam ve müezzin olma! Şöhretten gücünün yettiği kadar
Senden Sonra
Senden sonra çok yağmur yağdı. Çok insanlar geldi, anlatıp gittiler. Bir tarafımda eksik bir şeyler, her sızıda varlığını duyurdu. Senden sonra ruhum hep aksayarak yürüdü. Bu gurbetin bir gün biteceği hakikati içime ağır bir taş gibi çöreklenip kaldı. Hayatın daimi bir daüssıla, sevmenin özlemek olduğu bilinci ruhuma otağ kurdu. Senden sonra ağız
Maydanoz ❤️❤️seni her elime aldığımda bu hikayeyi hep yaşatacaksın bana😔 Mutfak kapısının önünde, yerde, tam çocuğun ayaklarının dibinde, ağzı burnu kan içinde bir anne. Başından omzuna kayan eşarbın üstünde martılar var. Kocasının yumrukları altında bir yandan yalvarıp, diğer yandan kollarıyla kendini korumaya çalışıyor. Çocuğun korku dolu
BİRAZ OLSUN YAVAŞLA!!! Fark ettiniz mi bilmiyorum ama hayatı o kadar hızlı yaşamaya başladık ki…. Belki de buna zorlanıyoruz farkında olmadan. Bazı durumlarda zamandan tasarruf için yapılabilir ki hepimiz de yapıyoruzdur ancak genel anlamda hayatımızın her alanına sirayet etmeye başladı. Bu da bir defa gelip geçeceğimiz şu hayattan tat
Reklam
Okumayan kaybeder, okuyan zaten kaybetmiştir.
Kurbağalara bakmaktan geliyorum, dedi Yakup Bunu kendine üç kere söyledi Onlar ki kalabalıktılar, kurbağalar O kadar çoktular ki, doğrusu ben şaşırdım Ben, yani Yakup, her türlü çagrılmanın olağan şekli Daha hiç çağrılmadım Biri olsun "Yakup!" diye seslenmedi hiç Yakup! Diye seslenmedi ki, dönüp arkama bakayım Ve içimden durgun ve çürük
İnsanın zaman zaman yaraları ile tuhaf bir ilişkisi oluyor: Bitsin istiyoruz, kabuk bağlıyor mesela fakat kaşımaya devam ediyoruz. Bilerek. Ne tuhaf. Afşar Timuçin, "İyileşen yaraya ikide bir dokunmanın ne anlamı var?" diye bu yüzden sitem eder. Bu eziyeti ne kendimize ne bir başkasına yapmalı sevgili okur. Yaralar yaşandığıyla kalmalı.
Her şey değişir de şu insan yok mu, insan zor değişir. Kendimiz bile güzel olanı bilir, doğru olanı anlar ama yine de değişmeye direniriz. Ne tuhaf. Kızılırmak'ın aynı kitabında geçer: "Bir şey bulmuştum. Yaşamayı kolaylaştıracak, güzelleştirecek bir şeydi. Unuttum sonra. Yine kendim oldum, kaçınılmaz ve imkânsız kendim." Belki bir
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.