İnsanların hayatları bir gecede değişiyordu. Her şey öylesine çürümüştü ki hiç kimsenin· hayatı kendi geçmişinin köklerine tutunamıyordu.
Gökyüzünde yanmayan yıldızların orada olduğunu bilmek biraz olsun rahatlatıcıydı. Bu diyarda tanıdık olan tek şey gökyüzüydü, her şey değişiyordu, zamanla ben bile değişiyordum ama nereye gidersem gideyim gökyüzü aynıydı. Gökyüzü tutunduğum tek dalımdı. "Yine yolunu mu kaybettin Su Vârisi? " "Vârisler hava, su, toprak, ateş kokar," dedi. "Sen ise hiçlik kokuyorsun."
Sayfa 166Kitabı okudu
Reklam
544 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
[ Sor hadi!" diye bağırdı bana. "Ona neden Medusa dediklerini sor bana." Artık eminim kesinlikle şizofren bu kız çünkü ruh hali sık sık değişiyordu. Ben sormadan pes etmeyeceğini bildiğim için mecburen ona istediğini verdim. "Anneme neden Medusa dediklerini biliyor musun?" "Çok korkunç olduğu için olabilir
Medusa'nın Ölü Kumları
Medusa'nın Ölü KumlarıMaral Atmaca · Ephesus Yayınları · 038 okunma
Beter ...
Adamla karşılaşmamızın ardından güç bela eve vardım. Hayatın benim için şekil değiştirmeye başladığını hissediyordum. Bugüne kadar alışılagelen ne varsa değişiyordu. Dünya değişiyordu, varlık başka bir hal alıyordu. Metafizik bir gerçeklik, bütün görselliği yok ediyordu. Aynalar bugüne kadar söylediklerinin aksini söylemeye başlamışlardı. Sanki kör olası bir şüphe, asırlardır saklı kaldığı bir mağaradan çıkmış ve yeryüzündeki tüm mutlak değerlere musallat olmuştu. Yaşamımda yeni olan her şeyden ürküyordum aslında. Yeni bir kelimeye, yeni bir sevgiliye, yeni bir eve, yeni bir parfüme, yeni bir saate, beğeniye, dosta, komşuya, çay fincanına bile tahammülüm yoktu. Çünkü hayat o kadar suratını asıyordu ki, karşımda yeni olan her şey bir öncekinden daha kötü olacak gibiydi.
Hayatında her şey o kadar çabuk değişiyordu ki, aradan bir müddet geçtikten sonra gene aynı halde kaldığını gördüğü eşya onu şaşırtıyor ve üzüyordu.
Sayfa 71 - Martı YayınlarıKitabı okudu
448 syf.
·
Not rated
·
Read in 7 days
18-20 li yaslarimda belli bir olgunluga ulasmanin, o zamana kadar biriktirdiklerimizin kaliciligi ve bunlarin evrensel dogrular olmasi cok onemli gibi geliyordu. Kisiligimizin kabul edilmesi ve belli bir arkadas cevresi olmasi icin bunun boyle olmasi gerektigini dusunmusumdur hep. Biraz daha yas alip evlendigimde insanin en sevdikleriyle bile imtihan olabildigini, bazen istedigi bazi seyler icin istemedigi durumlara maruz kalmak zorunda oldugunu, tahammul gelistirdigini, yeri gelip olumlu ruh halini degistirebildigini gordum. Anne oldugumda ise tamamen saskinliga ugradim; cocuklar her an degisiyordu. Degisklmedikleri ve hep verici kaldiklari alanlar sevgileri, birlikte olma istekleri ve merhametleriydi. Cunku geri kalan hersey disarida ve disaridan gelmeye devam edecek. Bu kitap birkac çarpıcı sözü saymazsak basit bir psikolojik roman gibi gorunebilir. Ama insanin isterse eger kisa surede ya da uzun surede farketmez cevresine degil kendisine bakis acisina ait olan gozlukleri cikardiginda; kendisine net bir sekilde baktiginda neleri halletmek icin beyninin onu goturecegi bircok farkli yolu oldugunu gorebilir. Yillar once bir Tedx konusmasinda gencecik bir kiz annesinin uzakdogu seyahetinden neyi getirdigini sordugunda annesinin sunu getirdigini belirtmisti; "Baskalarinin hayatlarina harcadigim sureyi kendime harcamayi." Bazen cocuklar gibi olmaliyiz sevinclerimizde coskulu ve uzuntulerimizde gecici.Kitapla ilgili pek bir sey yazmadim ama bana hisstlettirdigi bunlar oldu. Herkes umarim kendine ait ciksrimlari okurken yapar.
Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet Gezer
Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet GezerLaurent Gounelle · Pegasus Yayınları · 20136.3k okunma
Reklam
Yanlış anlamıştık!..
Küçük bir yanlış anlamanın, nasıl büyük sonuçlar yaratacağının ulusal uygulamasını yapmaktaydık. Hepimizin bir an önce modernleşmek istediğimiz yıllardı. Birçok şey hızla değişiyordu. Eskiden kalan her şeyi atarsak, çağdaş ve yepyeni başka birisi olacağımızı sanıyorduk. Bütün eksikler ve yanlışlar zaten eskimiş geçmişle birlikte atılacak, geriye kalan sıfır üzerine en kısa zamanda mükemmel bir ülke ve yepyeni bir kültür oluşacaktı. Daha doğrusu, modern olmak için kendimize ait birçok özellikten vazgeçmemiz gerektiği yanlış anlamasının en hızla sürdüğü talihsiz yıllardı. Hiçbir yanımızı beğenmiyorduk."
Sayfa 58 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Hayatında her şey o kadar çabuk değişiyordu ki, aradan bi müddet geçtikten sonra gene aynı halde kaldığını gördüğü eşya onu şaşırtıyor ve üzüyordu.
‘Ama her şey çok çabuk değişiyordu. Artık bunu anlamıştı. Bir at bir gecede yaşlanıp sakatlanabilirdi. Bir arkadaş da aynı hızda bir yabancıya dönüşebilirdi.’
Sayfa 24 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
İnsanın düşünceleri her geçen gün değişir derlerdi de inanmazdım. Her geçen gün değil her geçen saniye değişiyordu aslında. Bir şey farkettim ki hayatta yapılan en büyük hata bir insana hayır diyememektir. En büyük hata bir insanı önemsemektir. En büyük hata değer verince değer beklemektir. Ve aslında bütün bunlar insanın içinde kazanamadığı savaşları unutmak içindir. Bütün bunlar ayağa kalkmaya çalışmak içindir. Şunu unutmamak gerek, eğer yere düşme sebebin bir insansa ayağa kalkmana yardım edecek kişi de bir insan olamaz. Birinden yardım beklemek büyük cahilliktir.
Reklam
D.D
Herkes özgür olmak istiyor sahi bu özgürlük neydi? kavramlar kişiden kişiye göre değişiyordu birilerinin özgürlük diye adlandırdığı şey bir başkası için esaret anlamına gelebiliyordu farz edelim herkes için aynı anlama gelsin bu yinede insanların doğru yolda olduklarını göstermeyebilirdi,insanların her zaman her yerde özgür olmaları bu dünyada imkansızdı çünkü dünyada her çeşit insan vardı iyisiyle, kötüsüyle.
Annemin sessizliği ile babamın evi esir alan havası da değişiyordu. Sanki aralarında bir gizli anlaşma vardı. Annemin neşesi babamın şiddetini artıyor, annemin suskunluğu onu sakinleştiriyordu. Bu anlarda hiç konuşmazlar ve birbirlerine bir şey söylemeleri gerektiğinde beni kullanırlardı. Nefret ederdim ama hiç itiraz edemezdim. Her an başlayabilecek bir şiddetin nedeni olmaktan korkardım. Holde asılı duran Kayıktaki Hayalet’in yanında evde iki hayalet daha olduğunu büyük bir soğuklukla hissederdim. Kusasım gelirdi.
İlk duyulduğunda saygıdeğer bir ad ve soyadı gibi dursa da başlarına gelen lakapla her şey değişiyordu. Orospu Cevat Demreli, Kozan’ın Antalya’daki tek ahpariğiydi.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.