"Birden senin bir sözün geldi aklıma ve birden ölüm filân anlamını kaybetti. Birden senin yanında olmak istedim. Yalnız bunu istedim. Ben de ölümcül bir hastalığa tutulsam dedim, bu hastalığa tutulduğumu bilsem dedim, bu ölümcül hastalık yüzünden her şey birden önemini kaybetse dedim, korkularımdan bile kurtulsam dedim... Ve artık her şey bana vızgelse dedim, hemen ona gitsem dedim... İşte geldim. Ve seni seviyorum. Başka ne yapabilirim?"
Tepkisel olmaktan vazgeç! Dünyaya tepki vermek, onun kurbanı olmak demektir. Dünyadan ‘beklentisi’ olanlar çoktan kaybettiler . En büyük sır , dünyanın seni geliştirmek üzere hizmetinde olduğunu bilemektir ve ister olaylar ister koşullar olsun , her şey senin yolculuğun için yiyecek , besin ve itici güç olduğunun farkına varmaktır .
Reklam
"Her akıllı insan hayatın güzel bir şey olduğunu, amacının da mutlu olmak olduğunu bilir. Ama sonra yalnızca aptallar mutlu olur."
Sayfa 102 - YKYKitabı okuyor
“Her şey olmak, hiçbir şey olmamaktır.”
…fazla derin olmak diye bir şey vardır. Gerçek her zaman bir kuyuda bulunmaz. Aslında bence gerçek kesinlikle yüzeydedir. Gerçek onu aradığımız vadilerde değil, dağ zirvelerinde bulunur.
Zaman olur, derdin biri bitmeden öbürü başlar, insan bir musibete sabretmekle meşgulken bir başka acı umarsız çalar kapısını. Üst üste gelmeye başlar her şey. Musibet okları arka arkaya isabet etmekte, kalbe keder şimşekleri birbirinin peşi sıra çakmaktadır. Bunca kederin toplanıp aynı zamanlara rast gelmesi elbette tesadüf değildir. Daha acısının birini dindirmeden bir diğerini göğüslemek durumunda kalan insanın acınası durumu neyle izah edilebilir? Dikkatle bakıldığında bu durum insanın lehinedir. Cerrahların narkozu vermişken diğer operasyonları da aradan çıkarma eğilimlerine benzer bir durum söz konusudur. Kalp ve zihnimiz sabır atmosferine ayak uydurmuşken, kader sayfalarımızda zaten var olan diğer kederlerin aynı zaman dilimine sığışmaya çalışmalarına itiraz etmek yerine bu durumdan memnun olmak lazımdır. Kur'ân-ı Kerîm'de "Kaybettiklerinize hayıflanmayasınız ve başınıza gelene üzülmeyesiniz diye Allah size gam üstüne gam verdi." buyrulur (Ali İmran, 153). Bu ayet biraz dikkatle okunduğun da bir ilginçlik fark edilecektir. İnsanın kaybettiklerine hayıflanmaması, kendini kahretmemesi, yaşadığı acılar karşısında çöküntüye uğramaması, ah diye inleyip durmaması, üzüntüden mahvolmaması için getirilen çözüm "gam üstüne gam", "keder üstüne keder" olmuştur. Bu ne garip bir ilahi tecellidir ki, kederi başkabbir kederle, hüznü başka bir hüzünle, musibeti bir başka musibetle çözmektedir.
Sayfa 147Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.