aslında hikaye şöyle, herkes sevdiğinin kahramanı olmak ister. her şey sevgiyle ilgili. insan sevdiğini arar her zaman. yollarda, sokaklarda, evlerde, her yerde..
Masumiyet Müzesi
Masumiyet Müzesi
Umut etmek demek, henüz doğmamış şey için her an hazır olmak, ama doğumun, bizim yaşam sürecimiz içinde gerçekleşmemesi halinde umarsızlığa, umutsuzluğa düşmemek demektir. Zaten var olan ya da hiçbir zaman var olmayacak olan bir şeyi umut etmenin anlamı yoktur.
Reklam
Lütfen beni affedin! Yalan söyledim... Salağa yattım... Hepsini aslında kasten yaptım. Yazarken, bu şey, ah, romantizm havası beni utandırmaya başladı ve bile isteye her şeyi mahvedecek kadar ileri gittim. Eğer her şeyi mahvetmeyi gerçekten başarırsam, bu tam da benim istediğim şey olur. Zevksizlik mi dersiniz? Belki de öyle, ama bu tek sözcük kalbimin derinliklerinde hissettiğim duyguyu açıklamaya yetiyor. Elindeki gücü kullanarak insanları sebepsiz yere baskı altına almak için ısrarla yapılan bir tercih böyle adlandırılıyorsa, benim bu tavrımın da zevksizlik olması mümkündür. Ben teslim olmak istemiyorum. Kimsenin içimdekileri görmesini istemiyorum. Ne var ki bu, gelgeç bir çaba olur. Yoksa?! Yazarlar hep böyle insanlar mıdır acaba? İtirafta bulunurken bile süslü sözler kullanıyorum. Yoksa ben canavarın biri miyim? Gerçekten insani bir yaşam sürebilir miyim ki? Şimdi bunları yazarken bile, kalemimden çıkan cümleleri kafaya takıyorum.
61. Hani bir zaman meleklere, “Tüm insanlığın temsilcisi olarak karşınızda duran Âdem’e secde edin, yani görevinizin ona doğru olduğunu bilin ve bunu kabul ederek, önünde saygıyla eğilin!” demiştik; bunun üzerine, İblîs hariç, hepsi Âdem’e secde etmişlerdi. Meleklerin arasında yaşayan ve esasen bir cin olan İblis ise, kibirlenerek emrimize karşı
Sayfa 365Kitabı okudu
Her şeye katlanıyordu. Ulaşmak için çaba harcaması gereken şeyleri görünmez kılıyordu ve belki de harcayabilecek çabası kalmamıştı artık, kendi kendisine öyle eksiksiz, öylesine fedalarca bir yıpranmışlık ve öylesine adil bir eşitlik duygusu içinde katlanıyordu ki, benim, hakkında bir fikir sahibi olmak istemeyeceğim bir boşluk dışında katlanabileceği bir şey yoktu belki.
112 syf.
7/10 puan verdi
Santiago Nasar ölüyor, bu inceleme spoiler içermez. Sorgulama/mülakat tekniği ile yazılmış bu kısa romanda sadece okuyucu değil, tüm kasaba ahalisi de kimin ne zaman öldürüleceğini önceden bilmektedir. Gerçek bir hikaye olduğu için
Gabriel Garcia Marquez
Gabriel Garcia Marquez
bunu çok güzel bir metafor olarak kullanmış ve okuyucuda kasaba halkı gibi önceden biliyor.
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202157 okunma
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.