Ebruar kavramını veya Ebruarı bunların nasıl kimseler olduklarını el alacağız, konuşmaya çalışacağız Ebruar her ne kadar Türkçe'ye bir isim olarak geçmişse de aslında Arapça eril bir çoğul yani Ebruar iyiler demek Bu kekili bunun Ber veya Ber ayette geçtiği üzere Cenab-ı Hak Hz. Yahya için o Ber ile bir valideyhi Olem yakın Cebber'in
Ellilerin ortalarına kadar bütün bayram ve Noel yemeklerinde o dönem, döne döne hep bir ağızdan bir efsane gibi anlatılır, 1942 kışına ait korku, açlık, dondurucu soğuk temalan durmadan tekrarlanırdı. Her şeye rağmen, hayatta kalmak gerekiyordu.
“Hepinizin benim hakkımda dediklerinizim. Gözümün önünde uzun yas vadileri uzanıyor, gururun boş yere çiçek açtığı vadiler.”
Bir kadının ayağına takılan taşlardan durmadan koşmaya ve kaçmaya çalışmasından, tutkusundan yeşeren parçasına tüm her şeye kulak tıkadığına ikna olarak bütün benliğiyle sarılmasına rağmen yolunun engebesi yüzünden başına yağdığı taşlardan, yine de yolu uğruna tuttuğu yası tüm zerresiyle yaşamasından dem vuran, yaşama olan aşkı yasına olan vefasına yenik düşmüş bir kadının hikayesi…
Okumak isteyenleri uzun betimlemelerle dolu bir yasın, hayal kırıklıklarının ve kişinin kendini idamının yolculuğu bekliyor.
Çeçenya’daki birinci ve ikinci savaşlar sırasında bizzat kendim pek çok ölüm olayına şahit oldum. Ölü insanları gördüm, onlarca yaralanmış veya sakat kalmış çocuk ve yetişkin gördüm. Sadece ızdırap, kan ve gözyaşı vardı.
O dönemde olduğu gibi, şimdi de halen Rus güçler tarafından sivillere karşı yapılan mezalimle ilgili çok sayıda hikaye
Her şeye rağmen bütün isteğimizle dua edeceğiz, Allah isterse göklere çıkabiliriz, Allah isterse asla çözülmeyen dertlerimiz bir günde çözülebilir, Allah isterse yeniden doğabiliriz günahsız olabiliriz, o bizi severse her şeyden arınabiliriz.
Kitap konusu itibariyle aslında bize pek de yabancı olmayan, hepimizin bir yerlerden dinlediği, gördüğü veya şahit olduğu bir yaşamı anlatıyor.
Babasının sonuçlarını düşünmeden aşık oldum diyerek eşinin üstüne kuma getirmesi ile başlayan olay örgüsünde Cüneytin önce annesiz sonra da (babasının çalışma bahanesi ile ortadan kaybolmasıyla) babasız kalarak üvey anne tarafından maruz kaldığı pskolojik ve fiziksel şiddet onun çocuk dünyasında yıkımlara neden oluyor.
Cüneytin yurda gitme süreci ve orda kaldığı süre boyunca düşünce yapısının nasıl şekillendiği ve inandığı düşünceler uğruna ölümüne verdiği mücadelesinde bu mücadelenin anlamsızlığını görüdüğü anda benimsediği yeni inanışı için her şeye ve herkese rağmen dimdik ayakta durarak yaşam serüvenine devam ediyor.
Roman anne özlemini, hor görülmeyi, kimsesiliği, terk edilmişliği ve yalnızlığı en gerçekçi haliyle anlatıyor.
Son olarak romanı okurken aslında üzerine tartışmalar olsada inandığım bir doğruyu bana tekrar hatırlatı.
"Herkes anne ve baba olmamalı."
"Ben bir öğretmenim. Her şeye rağmen işime bakmalıyım. Görevim eğitim yoluyla yöre insanının gözlerindeki at gözlüklerini çıkarıp, dünyaya bakış perspektiflerini genişletmekti." diye düşündü.