.... Yağmur yağacak Yazmaya başladığımdan beri her yıl, ister Arapça ister İngilizce olsun, Nakba Günü hakkında aynı makalenin veya şiirin aynı gerçekler, veriler, sayılar ve eskimiş argümanlarla dolu türlü versiyonlarını böyle bir ikna ve terbiye etme çabasının bir gün artık gerekli olmayacağı umuduyla yazdım. Önermeleri hep tutarlıydı:
Hayatın tanımı nedir sizin için? Herkes için bu tanım farklıdır. Herkesin doğrusu da gerçeği de farklıdır. İnsanlar, kendi doğrularından bu kadar emin olduklarında nasıl bu kadar kesin yaşayabiliyorlar? Karanlık mı, aydınlık mı? Siyah mı, beyaz mı? Görünen o ki, herkes birbirinin karşıtlığı içerisinde yaşıyor fakat kendilerine bazı soruları
Reklam
Yalan Labirentinde Kaybolan Gölgelere!
Her gün yeni bir şafak, her şafak yeni bir aydınlık getirir insanoğluna. Bu aydınlıkta kendimizi ve etrafımızı keşfederiz. Her keşif, varlığımıza bir damla bilgi ekler, ruhumuza bir pencere açar. Bu pencerelerden baktıkça ufuklarımız genişler, düşüncelerimiz olgunlaşır. Dün düşündüklerimizle bugün düşündüklerimiz arasında uçurumlar oluşabilir.
Çaresizlik öğrenilmiştir. Başarılı olmak da öğrenilebilir. Sende sandığından fazlası var! Gelebileceğin en iyi yerde değilsin. Yeni bir hayat için gereken, yeni bir akıldır. Doğru şeyi yapmak için yanlış zaman yoktur. Rüzgarı suçlamayı bırak, yelkenleri kullanmayı öğren! Seyirci koltuğundan sıkıldıysan, sahneye çık. Zirvede her zaman bir kişiye daha yer var. Her şey seninle başlar! Başkaları yapabildiyse, sen de yaparsın. Hayatta ya tozu dumana katarsın, Ya da tozu dumanı yutarsın. Seçim senin!
Her Şey Seninle Başlar
Her Şey Seninle Başlar
8015. gün gereksiz uzun bir süre 5000 falan yeterliydi bence. Soğuk bir haziran ayının sonlarına doğru ağlayarak başladığım akıntıda artık ne gülüyor ne de ağlayabiliyorum. Yirmi ikiyi doldururken dönüp arkama baktığımda ölü bir çocuk ve bir sürü yabancı görüyorum. Belki de yabancılardan biri de benimdir belki de daha fazlası. Ölü çocuğun anıları geliyor zaman zaman aklıma, havalar hep koşturup oyun oynamalık. O çocuğu çok seviyorum hep de çok sevicem. Hep hayran olucam cesaretine, gücüne, hayallerine... Ve hep içimde kalacak, keşke bir kere gidip başını okşasam, sırtını sıvazlasam, özür dilesem defalarca özür dilesem. Beni affedeceğine eminim çünkü her zaman çok temiz kalpliydi. Arkaya bakarak yaşayamayız. Bu sebeple o çocuğu koruyamamın nefretiyle önümdeki karanlığa bakacağım. Bir ışık arayışında da olmayacağım. Dünya'da sonsuz diye bir şey yok. Karanlığında sonu gelecek. Zaten mutlu son diye bir şeyin olduğuna da inanmıyorum. Mutlu bir insan, sonun gelmesini istemez. Sonun gelmesini bekleyen insan ise zaten hiç mutlu olmamıştır. Ölümün bir başka yaşama açıldığına inanmak hoşuma gitmiyor. Ölüm benim için kapalı bir kapı. Ölüm bana, insanın sırtından yaşamın yükünü almaya çabalayan bir dost gibi geliyor. Eğer bir gün yolunuzu kaybederseniz bir çocuğun gözlerinin içine bakın; çünkü bir çocuğun bir yetişkine öğretebileceği her zaman üç şey vardır: Nedensiz yere mutlu olmak, her zaman meşgul olabilecek bir şey bulmak ve elde etmek istediği şey için var gücüyle savaşmak. Paulho Coelho
Hayatının dip noktasında olanların aydınlığa çıkması niyetiyle...
Hayat, benim için en hayırlı ve en mutlu olan hâle dönüşüyor. Bu yeni ve harika sürprizlerle dolu yıldız günlerim için teşekkür ederim. Ruhumdaki, zihnimdeki ve bedenimdeki her şey kalıcı bir şekilde pozitife dönüşüyor. Bunu sevgiyle kabul ediyorum. Uyandığım her günde, bir öncekinden daha mutlu ve daha enerjik oluyorum. İçimdeki iyilik ve
Reklam
250 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.