En alışılmış, en yaygın boş inançlardan biri her insanın kendine özgü belirli özelliklere sahip olduğu, insanın iyi, kötü, akıllı, aptal, hareketli, uyuşuk, vs. olduğudur. İnsanlar böyle değillerdir. Bir insandan söz ederken onun kötüden çok iyi, aptaldan çok akıllı, uyuşuktan çok hareketli olduğunu ve bunların tam tersini söyleyebiliriz; ancak eğer bir insan hakkında konuşurken onun iyi ya da kötü, bir başkası hakkında konuşurken de onun kötü ya da aptal olduğunu söyleyecek olursak yanlış olacaktır. Ama biz insanları hep bu şekilde ayırırız. Bu doğru bir şey değildir. İnsanlar ırmaklar gibidir: Hepsinde su aynı sudur, her yerde birbirinin aynıdır, ama bir ırmak dar, hızlı, geniş, sakin, temiz, soğuk, bulanık, ılık olabilir. İnsanlar da böyledir. Her insan içinde tüm insan özelliklerinin ilk belirtilerini taşır ve zaman zaman bu belirtilerin bazılarını, zaman zaman diğerlerini gösterir, sık sık da her şeyiyle aynı kaldığı halde kendine hiç benzemeyen bir insan olur. Bazı insanlarda bu değişiklikler çok keskin bir biçimde ortaya çıkar.
Sayfa 277 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
+359
İşte seninle ayrıldığımız nokta hep burası. Sen ne zaman bir başkasından, ayrı bir beyinden, rüyaları yaratan ve bilincimizden saklanmış sezgileri olan bir periden söz etsen her şey birden saçma bir hal alıyor.” “Haklısın, saçma gibi görünüyor; ama delillere bir baksana, çok önemli problemleri rüyalarında çözdüğünü söyleyen bilim adamı ve matematikçileri bir düşün! Üstelik, bunun başka bir açıklaması da yok. Ne kadar saçma görünürse görünsün, orada bir yerde ayrı, bilinçdışı bir zekâ olmalı. Eminim...”
Reklam
258 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Spoiler içeriyor!!
Dorian Gray'in Portresi Muhteşem bir eser. Dili insanı resmen sarhoş ediyor. Kelimelerin gücü muazzam, hele onların ahenk içinde cümle haline gelmesi farklı bir güç. Kitaptaki cümlelerin enerjisi insanı şoke ediyor. Lord Henry'den bahsetmek istiyorum. Karakteri kitabın başında çok sevdim ancak bu kısa bir süre sonra son buldu.
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202374,2bin okunma
Kendinizi sıkı bir takibe alın; belirli bir davranışınızı beğenmediğinizde, bunu kendinizi beğenmemeye ne sıklıkta götürüyorsunuz? Örneğin, “aptallık yaptım” yerine “ne kadar aptalım” dediğiniz oluyor mu? Aynı gözlemleri, başkalarıyla ilişkilerinizde de yapın. Birini yaptığı bir şey veya söylediği bir sözden dolayı aşağıladığınız veya yücelttiğinizde, kendinize “Onu değil, yaptığını değerlendir”hatırlatmasına yapın. … Eğer biri sizin için bir değer biçerse, örneğin “Kanımca sen kaba birisin” gibi bir ifade kullanırsa, ona, zaman zaman kaba davrandığınızı, ancak bazen nazik davranabileceğinizi de ifade edin. Eğer dediği gibi kaba olsaydınız her yerde, herkesle ve her zaman kaba davranmanız gerekirdi.
Sayfa 222 - Agora kitaplığı,20.basım,İstanbul, Nisan 2022Kitabı okudu
376 syf.
·
Puan vermedi
Okuduğum ikinci İsmail güzelsoy kitabı. Yine gerçek üstü kurgu üzerine kurulmuş. Bu sefer biraz daha uzun yazmış, hatta günün sosyolojik sıkıntılarına da yer vermiş. Aralara eleştirel konular ayrıca hoşuma gitti. Maraş depreminden bile bahsetmiş, hükümetin kendi halkına yaptığı sıkıntılardan da yer yer bahsetmiş. İstanbul’daki tarihi dokunun nasıl yok edildiğine de güzel bir kurgu içerisinde yer vermiş. Kargaların konuşmasından tut kaplanın varlığına, pek çok konuda imgeleme yoluyla bize bir çok şey aktarmaya çalışmış. 50 santimlik normal bir insan şeklindeki cüce ailenin insanların arasında neler çektiğini, kötünün her yerde kötü olduğunu, iyiliğin ise her zaman olması gerektiğini anlatmaya çalışmış. ToplumUmuzun hiçbir nörolojik araza toleransı yok ve ve yazar bunu Perizat ile Kosta üzerinden çok güzel aktarmış.
Rölanti Çıkmazı
Rölanti Çıkmazıİsmail Güzelsoy · Everest Yayınları · 202423 okunma
Farz ibâdetlere riyâ girip - giremiyeceği husûsunda fikirler değişiktir. Bazılarına göre, bunlara riyâ girmez. Çünkü onlar bütün halka farzdır. Onları herkes edâ etmek zorundadır. Kişi, üzerine farz olan bir ibâdeti edâ ettiği zaman buna riyâ girmez. Bazılarına göre ise riyâ farz ibâdetlere de girer, farz olmayanlara da... Bence bu husûs, farz ibâdeti edâ etmekte olanın niyetine göre iki şekilde olabilir: 1) Eğer farz olan ibâdeti, sırf insanların görebileceği yerlerde edâ ediyor, yalnız olduğu zamanlarda ise edâ etmiyorsa o, tam münâfıktır. Aynı zamanda, Allah’ın, haklarında: — Münafıklar cehennemin en aşağı tabakasındadır (Nisâ sûresi, âyet: 145). buyurduğu kişilerdendir. Zirâ, eğer onun inancı tam ve hâlis olsaydı, her nerede olursa olsun, farz olan ibâdetleri edadan geri durmazdı. 2) Eğer, her nerede olursa olsun, farz ibâdetleri mutlaka edâ ediyor, fakat insanların görebileceği yerlerde olunca daha özenerek yapıyor, tenhâlarda ise gelişi güzel geçiştiriyorsa bu takdirde alacağı sevap noksandır. İnsanların gördüğü yerde fazladan yaptığı özentiye sevap yoktur. Ayrıca bu özentiden dolayı hesaba çekilir. Doğrusunu Allah bilir.
Sayfa 25
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.