Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Rose Yazıları
- Rose? --Efendiim. - ...(Uzun uzun bakmalar) --Söylesene ne oldu?
Papa Eftim: Ben Türk Dostu Eftim Değil; Türk Oğlu Türk Eftim'im.
Çile ve mücadele ile geçen ömrünü 14 Mart 1968'de tamamlayarak hayata gözlerini yuman Papa Eftim hakkında birçok olumsuz görüş ileri sürüldü. Bunlardan bir tanesi Papa Eftim'in etnik olarak Türk olmadığı hâlde "Türk Ortodoksluğu" tezini öne sürerek şahsi menfaat sağladığı, Türk hükümetinin desteğini alarak mal mülk edindiğidir. Papa Eftim'inde içinde bulunduğu Karamanlılar diye bilinen ve Türkçe'den başka dil bilmeyen Ortodoks cemaatin etnik olarak Türk olduğu konusunda tarihçiler fikir birliği içindedirler. Papa Eftim de Türk oğlu Türk olduğunu her fırsatta dile getirmiş, kendisine Türk dostu denilmesine şöyle tepki göstermiştir: "Ben Türk dostu Etim değil; Türk oğlu Türk Eftim'im. Ben her zaman, her yerde Türk olduğumu beyan ettim. Bir yabancı Türk dostu olabilir. Fakat benim gibi, halis bir Türk vatandaşının, yabancı bir Türk dostu gibi gösterilmesi, onun milliyetinden şüphe edilmesine delâlet eder ki bundan incinmemek imkânsızdır. Bana Türk demeyip Türk dostu diyenleri hiçbir surette affedemem."
Sayfa 374Kitabı okudu
Reklam
202 syf.
·
Puan vermedi
"YAKMAK BİR ZEVKTİ"
1953 yılında yayımlanan distopik bilim kurgu temalı olan bu roman; itfaiyecilerin kitapları yaktığı ve televizyonların beyin yıkama aracı olarak kullanıldığı baskıcı dönemde ,karakterimiz Guy Montag'ın yeni komşusu ile tanıştıktan sonra hayatının değişimlerini konu almaktadır. Kitap teması bakımından ilginç ve güzel, anlatımı bakımından yalın olmasına karşın içimde bir yerde yarım kalmışlık, eksiklik hissi uyandırdı.İkinci kitap gelecekmiş gibi bir sonla yazar, romanı noktalamış. Ben de kardeşimin bana dediği gibi;" her zaman bir son beklenmemeli bazen böyle olması gerekir." diyerek eleştirimi noktalıyorum. Ufuk açıcı olması, öz eleştirimizi yapmamız açısından fırsat tanıması ve çoğunluğun yaptığı şeylerin de her zaman doğru olmadığını göstermesinden dolayı kesinlikle önerebileceğim bir kitap oldu. Not: Kitabın 1966 ve 2018 yıllarına ait filmleri vardır.
Fahrenheit 451
Fahrenheit 451Ray Bradbury · İthaki Yayınları · 202289,2bin okunma
- Demin bana yüzümün pörsümüş, tazeliğini yitirmiş olduğunu söyledin. Doğru, ben yıpranmış bir elbise gibiyim; nedeni de ne iklim, ne de iş yorgunluğu. On iki yildur içimdeki ateş, yakacak hiçbir şey bulamayınca kapalı kaldı, kendi zindanını yaktı ve söndü. On iki yil geçti, sevgili Andrey; artık bu uykudan uyanmak isteğini bile duymaz oldum. Ştolts sabırsızlandı: - Niçin kendini çıkarmadın bu bataktan? Niçin, susup oturmakta ayak direyecek yerde, kendini kurtarmadın? -Kurtarıp da nereye gidecektim sanki? - Nereye mi? Hiç değilse Volga'ya, köylülerin yanına. Orada yapılacak daha iyi şeyler var. Hayatının bir anlamı olurdu; bir amacın, bir işin olurdu; Sibirya'ya, Şitka'ya bile giderdim ben olsam.. - Sen de insana her zaman öyle çetin yollar teklif edersin ki. Hem sonra yalnız ben mi böyleyim? Mihailov, Petrov. Semyonov, Stepanov... Saymakla bitmez; bir alay insan, hepsi böyle. Oblomov'un itirafları Ştolts'a dokunmuştu. Bir şey söylemedi, içini çekti; biraz sonra: - Evet, dedi; zaman insanları değiştiriyor; ben seni bu durumda bırakmam artık, alıp götüreceğim seni.
Ebrar 2150
Ebruar kavramını veya Ebruarı bunların nasıl kimseler olduklarını el alacağız, konuşmaya çalışacağız Ebruar her ne kadar Türkçe'ye bir isim olarak geçmişse de aslında Arapça eril bir çoğul yani Ebruar iyiler demek Bu kekili bunun Ber veya Ber ayette geçtiği üzere Cenab-ı Hak Hz. Yahya için o Ber ile bir valideyhi Olem yakın Cebber'in
Zile nasıl basılmalı?
Bir kadın,İmam Ahmed b. Hanbel'e geldi. Din hakkında ona bazı konuları sormak istiyordu. Kapıyı biraz sert çalmıştı. İmam Ahmed kapıyı açarken,bir yandan da: "bu polislerin kapı çalmasıdır!" diye söyleniyordu. Bazı sahabîler vardı ki Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellemin kapısını tırnaklarıyla çalıyorlardı. Bu türden hafifçe kapı çalmalar,ev halkı kapıya yakın bir yerde oturuyorsa yapılması gerekendir. Fakat ev halkı,kapıya uzak bir odada oturuyorsa,bu durumda sertliğe kaçmayan; fakat kapının sesini de içeridekilere duyurabilecek şekilde çalmalıdır. Kapıyı veya zili çalarken ,her iki çalma arasında az denemeyecek bir zaman aralığı olmalıdır. Bu süre abdest alanın güzelce abdestini tamamlayabileceği,namaz kılanın namazını sükûnetle kılabileceği,ağzında lokma olanın lokmasını acele etmeden çiğneyebileceği kadar bir zamandır. Bazı âlimler,her iki çalma arasındaki bu zaman aralığını,kapının çalındığı esnada namaza henüz başlamış birinin dört rekatlık bir namazı kılabileceği kadar bir süre olarak belirlemiştir.
Reklam
"Hayatta tehlike her zaman vardır ve onu bu kadar güzel ve büyüleyici kalan şey de budur."
Yaşama katkıda bulunma fırsatı her yerde ve her zaman var. Kendi özüyle sağlıklı ilişki kurabilen herkes de bu katkıyı sunar.
İnsan her zaman, her yerde, mantığının ve çıkarının ona emrettiği gibi değil, canının istediği gibi hareket etmeyi sever.
216 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
... yaşadım diyebilir miyim?
Öncelikle yazarı tebrik ederim çünkü ilk kitabı olmasına rağmen muazzam bir eser olmuş. "Ben bu kitabı defalarca kez okuyabilirim."dedirtti açıkçası. Eminim ki herkes okurken kendine ait birşeyler bulacaktır. Bizim de çoğu zaman kendimize sorduğumuz" Başka türlü olsa nasıl olurdu, şunu şöyle yapsam ne olurdu?" gibi sorulara karakterlerimiz üzerinden felsefe ve edebiyat alanından yaklaşılması çok hoşuma gitti. Açıkçası farklı bakış açıları kazandırdı diyebilirim. Karakterlerin şaşırtıcı hikâyeleri, yaşadıkları duygularını yazar mükemmel bir şekilde okuyucuya hissettiriyor. Arabada, otobüste her yerde okuyordum çünkü her zaman "Acaba bir dahaki bölüm ne olacak, acaba neden böyle yaptılar" gibi gibi bir sürü soru insanın aklında kalıyor. Kitabı 10 kere daha okusam 10/10 puan veririm. Tolga ve Hikmet'in hikâyeleri insanı alıp bambaşka bir yere götürüyor ve beklediğimiz olayların tersinin olması okuyucuyu çok şaşırtıyor. Kitap akıcı, duru ve muhteşem daha ne olsun. Kitap bittiğinde durup saatlerce duvara baktırdı diyebilirim. İkincisi de üçüncüsü de olsa okunur dediğim bir kitap.Herkese tavsiye ederim. Yazarımıza başarılar diliyorum. Umarım daha çok eserlerini okuruz.
Başka Türlü Bir Yaşamın Özlemi
Başka Türlü Bir Yaşamın ÖzlemiGürkan Can Kaya · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 202366 okunma
Reklam
Ümit Yaşar Oğuzcan
Aşktı o! Değiştiren tüm gecelerimi Aşktı o! Beni durup yenileyen Oydu, duygulu yapan hoyrat ellerimi Oydu, dolu dizgin gidişime dur diyen Bir bıçağın keskin yüzünde kan lekesiydim Aşktı yine beni yıkayan, arıtan su Böyle ak pak olacağımı bilir miydim? İçimde açmasaydı o sevmek duygusu Ben bir tutsağım şimdi sevgiye, gönüllü Çözmeyin ellerimi, zincirlerim kalsın Görsün prangalarım o doğacak günü Ve bu dünyaya aşk dolu şiirlerim kalsın Seninle her yerde güzel, her zaman yeni İstemem, sensiz hatırlamasınlar be
Ayna tutuldu sanki...
" -Doğrusu, genellikle insanları beğenmeye çok hazırsın. Kimsenin kusurunu görmüyorsun. Sana göre bütün dünya iyi, sevimli. Hayatta kimseden kötü bahsettiğini duymadım. -Kimseyi yargılamak konusunda acele etmek istemem; ama düşündüğümü de her zaman söylerim. -Biliyorum söylersin; tuhaf olan da bu zaten. Senin sağduyuna sahip olup başkalarının aptallıklarına, saçmalıklarına karşı böyle içtenlikle kör olmak! Samimiyet numarası yapmak yeterince yaygın...her yerde görüyorsun. Ama gösterişsiz, plansız bir şekilde içten olmak...herkesin karakterinin iyi yanını alıp daha da iyi yapmak ve kötü yanından bahsetmemek...sadece sana has."
Bizim oraların bir kanunu vardır: yaramazlık yaparsan tarlada çalışırsın. Başka bir kanuna göre de yaramazlık yapmasan da tarlada çalışırsın. Aslında bizim oralarda hep tarlada çalışırsın. Sadece tarlada değil; bahçede, evde, okulda... Sizin anlayacağınız, her yerde çalışırsın. Bundan şikayetçi değilim ben ve arkadaşlarım her zaman eğlenmenin bir yolunu buluyoruz.
Sayfa 5 - Timaş çocukKitabı okudu
Kesinlikle yarı yolda durmamak gerekirdi, bu sadece iş yaparken değil, her zaman ve her yerde yapabilecek en büyük saçmalıktı.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.