SELMA ONATER - DÜNYA OYUNU
Herkese selamlar
Nasılsınız, neler yapıyorsunuz?
Neler okuyorsunuz?
Bugün size yine bir yıl gösterici kitap ile geldim
Yazar, kendi deneyimleri ve gözlemleri üzerinden, farkındalıklarının izini sürerek, ilişkilerdeki dönüşüme odaklanıyor.
Kendi deneyimlerinden yola çıkarak, kendine özgü samimi ve etkileyici üslubuyla, bize sağlıklı, dengeli, mutlu ilişkiler yaşamanın inceliklerini öğretiyor.
Kitap, oynadığımız dünya oyununda dengeli ilişkiler inşa etmek, ilişkilerdeki karmaşıklığı anlamak, iletişimde kendini geliştirmek isteyen herkes için değerli bir eser.
Alıntılar
"Herkesi olduğu gibi kabullenmeliyiz. Her insan farklıdır. Hiç kimse diğerinin aynısı değildir."
"Eğer iyi, dengeli, sağlıklı bir ilişki istiyorsanız, olumsuz davranış ve düşüncelere değil, olumlulara odaklanmalısınız."
"Yolun adı yol olmazsa, üzerinden geçenin adı yolcu olmazdı."
Türk toplumunu özellikle de entelektüel dediğimiz kesimin (belki Avrupai demem daha doğru olur) hayatına tanık oluyoruz.
Kitabın başında olayları anlamaya çalışırken biraz karakterler bende karıştı çünkü ana karakter kim bir süre anlamaya çalıştım.
Burada biraz karakter analizi yapmam gerekiyor. İlk başta Selmin'i baş karakter sandım.
İnsan da hayvanlar gibi hayatı var etmelidir, ancak tek bir farkla: Hayatı tek başına var ederken ölecektir, hayatı kendisi için değil herkes için var etmelidir.
Herkese Merhaba,
Bir yaz boyunca kitabının serisi olan 2. Kitabıda bittirdim. Bayadır bekliyordu kütüphanemde ahh bende ne bekleyen kitaplarda varda neyse, konumuza dönelim... 1. Kitaptan bin kat daha iyidi bence, yine basit bir kitaptı ama ilkınden iyidi.
Kitabımız; ilk kitaptakı başrol kızımız olan Piper Bellinger kız kardeşi Hannah Bellinger
Evvel zamandan beri memleketin değişmeyen tartışmasıdır şeriat tartışmaları. Daha doğrusu şeriata cepheden saldırmak. Bizim mahalleden (ilahiyatçılar) de bu saldırılara katılanlar çıkıyor. Sömürgecilerin kazdığı o kompleks çukuruna düşen kimi ilahiyatçılarda içine düştükleri bu çukuru mevzi zannedip oradan şeriata saldırıyorlar. Bu saldırganlığın
Bedenim bitkin. Ve bundan kalkmam mümkün değil. Tıpkı hayvanlar gibi kendi ölümümün gelip de yaşamımın tarifine yerleşmeye başladığını duyumsuyorum; bu öylesine güçlü bir duygu ki, tüm mücadele olanağımı yok ediyor. Herkes benim mücadele etmeme öyle alıştı ki, kimse inanmıyor bana. Yanılmış olabileceğimi düşünmeye cesaretim yok artık, bu tür