EVLİLİK ÜZERİNE 200.000 Yıldır Çözülemeyen Problem Evlilik, en genel tabiriyle, kanun karşısında dinen ve kültürel adetlere uygun biçimde yuva kurmak isteyen kişilerin birleşmesidir. Elimize ulaşan kanıtlara göre bilinen ilk evlilik milattan önce 2350’li yıllara kadar uzanır. Şahsi tahminim ise boşanmalarında aynı tarihte bulunduğu hatta belki
Reklam
320 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Lanetli Kış 315 syf. Herkese Selam Amazon Bestseller de neler olduğunu her zaman merak edip arada şöyle bir karıştırırım. Bu eser de henüz Türkçe'ye çevrilmeden önce dikkatimi orada çekmişti ve sonuç olarak Türkçe'ye çevrildi bende hemen okudum. Kitap korku evi diye geçiyor ve ben kendimi o korkuyu hazırlamıştım. Burada biraz üzüldüm
Lanetli Kış
Lanetli KışWendy Webb · Otantik Kitap · 20246 okunma
Son
.. hiçbir şey kesintisiz olmuyor, hiçbir şey sürekli değil, sürüp gitmiyor, hiç durmadan hatırlanamıyor ve var olanların en rutinine en sıradanına kadar her şey görünüşteki tekrarının içinde inkar ediliyor ve yok oluyor ta ki her şey ve herkes önceden olduğu şey ya da kişi olmaktan vazgeçene dek ve dünya söylenmeyeni, olmayanı, bilinmeyeni ve kanıtlanamayanı bilen, gören, duyan belleksizlerin iteklemesiyle belli belirsiz dönmeye devam ediyor. .. hayat devam eder, hayali seçerek, eleyerek, reddederek ve bu özdeş şeyleri birbirinden ayıran bir çizgi çekerek devam eder ve o çizgi ister anında ister zaman içinde, kendi hikayemizi hatırlayıp anlatabildiğimiz ve böylelikle silinebilen ya da silikleşen, yaptığı­mız ve olduğumuz her şeyin geçerliliğini kaybettiği biricik hikaye haline getirir. Tüm zekamızı, tüm duygularımızı, tüm tutkumuzu aynı seviyeye gelecek ya da zaten öyle olan şeyleri birbirinden ayrıştırma görevine harcarız, bu yüzden de hep pişmanlıklarla, kaçırılmış fırsatlarla, doğrulamalarla, onaylamalarla ve yakalanmış fırsatlarla doluyuz, gerçekte hiçbir şeyin doğrulandığı yokken ve her şey durmadan elimizden kayıp giderken. Bütün diye bir şey yok ya da belki de hiçbir zaman hiçbir şey olmamıştır.
Sayfa 243 - YKYKitabı okudu
Bazen düşünüyorum ve kendi kendime konuşuyorum tüm insanlık eşit şartlarda adalet terazisinde yaşayamaz mı herkes sade bir hayat süremez mi zenginlik diye bir şey olmayabilir hayattaki tüm koşuşturmaca maddi anlamda olmayabilir mesela insanlar istediği yerleri gezip dolaşması hayattaki amaçlar uğruna kimsenin kendisini yıpratmadığı bir hayat olabilir belki, ülke sınırlarının olmaması gerekir isteyen istediği yerde insan gibi yaşamak koşulu ile hayatını sürdürebilmesi herkes kendi sevdiği mesleği işi yapmak ister illaki bu işten para kazanmasına gerek yoktur. Çünkü eşit şartlar sağlanmıştır ölüm diye bir ilahi mesajın olduğunu unutmamak için illa belli bir kesimin ölmesi savaşların yıkımların olmasına gerek yoktur düşmanlar biriktirmek gibi bir şeyin olmaması gerekir insanlık olarak ölümün olduğunu biliyoruz ama ölüm bize geldiğinde sanki sona erecekmiş gibi bir avuntu aldatmaca içinde sürüklenip gitmekteyiz ölümün her daim insana yaşamdaki canlılığın sona ereceğini hatırlatıyor olmasına rağmen bazı durumlar zamanın tükenmez bir şeymiş gibi bizi aldatmasına izin vermek büyük bir ahmaklıktan başka bir şey değildir
Reklam
Herkes dünyayı değiştirmek ister, Ancak kimse kendini değiştirmeyi aklından geçirmez.
Lev Tolstoy
Lev Tolstoy
Rahat zamanlarda yurttaşlar devlete muhtaçtır, herkes koşturur,vaadlerde bulunur, ölüm uzaktayken herkes devleti için canını vermek ister. Ama kara günler gelip çattı mı yurttaşlara ihtiyacı olan devlettir ve pek fazla bulmaz.
320 syf.
·
Puan vermedi
Tess, büyükanne ve büyükbabasından kalan evin bazı bölümlerini yenileyerek pansiyon haline getirmeye başlar. Ama ki bir oda vardır ki, büyükbabası Sebastian Bell, öldükten sonra kapanmış ve bir daha hiç açılmamıştır. Tess, bu odayı ana suit yapmak istediği içinde işe oradan başlar... Sonrasın da ise, aile sırrı olarak kalması gerekenler bir bir
Lanetli Kış
Lanetli KışWendy Webb · Otantik Kitap · 20246 okunma
Bugün izlediğim "Altın Bakır " filmin son sahnesinde şöyle bir konu geçiyor ; Herkes bir ömür cennetin anahtarını aradı . Bir hazine, bir kimya ya da bir iksir ... Mutluluğun sırrını yanlış yerde arıyorlar. Orada olmadığı malumdur... Bu hazineyi hayal edenler, bu hayal ile hazineyi kaçırıyorlar. Tüm bu mantık tek bir kelimeyle özetlenebilir; buna ister anahtar deyin ister remz . İnsanların arayıp durduğu bu kimya Aşk'tır,gerisi çerçöptür .
Reklam
Aklımızla giremediğimiz içimizde, kilitli kapılarımızın önünde oturur, zamanın geçmesini beklerdik. Eskiden içimizde rengârenk çiçeklerle dolu bahçelerimiz vardı. Yağmur önce içimize yağar, sonra da yemyeşil vadilere, ışıklı sokaklara… Sokakların alacakaranlığını içimizdeki ışıklar aydınlatırdı… İçimiz bayram yeri gibiydi. Konuklar önce içimize
"Sana bir öykü anlatacağım" dedi Zedka "Çok güçlü bir büyücü, bütün bir ülkeyi yok etmek ister, o ülke halkından herkesin su çektiği bir kuyuya sihirli bir madde atar. Kuyunun suyunu kim içerse delirecektir. Ertesi sabah, herkes kuyudan su çekip içer, hepsi de delirir. Yalnızca kraliyet ailesi, kendilerine ait özel bir kuyudan su çektiklerinden, sihirbaz da o kuyuyu zehirlemeyi beceremediğinden, delirmezler. Tabii kral çok kaygılanır, halkının sağlığını ve güvenliğini sağlamak için bir dizi emir verir. Ancak polisler ve müfettişler de halkın içtiği sudan içmiş olduklarından, kralın emirlerini saçma bulur, uygulamazlar. Ülkede yaşayanlar kralın emirlerini duyduklarında onun çıldırdığına inanırlar, hep birlikte şatosunun önünde toplanıp tacını ve tahtını bırakması için gösteriler yaparlar. Umutsuzluk içindeki kral tahtından inmeye hazırlanırken kraliçe ona engel olarak der ki: 'Gel, biz de o kuyunun suyundan içelim, o zaman biz de onlar gibi oluruz.' Ve öyle yaparlar: Kral ile kraliçe de cinnet suyunu içip ânında saçma sapan konuşmaya başlarlar. Bu durumda halk taşkınlığından dolayı pişman olur; öyle ya madem kral bu kadar bilgece konuşuyor, onu alaşağı etmenin bir anlamı yoktur. Ülkede barış ve huzur yeniden hüküm sürer, bu halk komşularından epeyce farklı bir hayat tarzı benimsemiştir, ama kral ölümüne dek ülkesini yönetebilmiştir."
Eksiksiz mutluluğun her biçiminin - romantik, cinsel, politik, dini, mistik - ortak paydasıdır bu. Herkes bu mutlu birleşmeyi ister ve ona kucak açar. Ama Thelma'nın durumu farklıydı: onu yalnızca istemiyordu, bir tehlikeden kaçabilmek için ona sahip olması gerekiyordu.
Kendimden Benliğime..
Gideceğim günün birinde Ne adım kalacak benden geriye ne de adımlarım… Günün birinde ardıma bile bakmadan, bir mızrak gibi dimdik duruşumla; yüreğimde bir ceylanın ürkek mağrurluğu ile. Acabalarım, nasıllarım olmadan. Değişeceğim günün birinde Ne içimde büyüttüğüm vicdan uğultusu tırmalayacak kulaklarımı, ne yüreğime zincirlenmiş sırların
Bessie yaa :))
Pek kibarsın, neme gerek, hanım efendiler gibisin. Ben de zaten daha fazlasını ummamıştım ki... Çocukken de öyle ahım şahım güzel değildin. Bessie' nin bu sözleri açıklık karşısında gülümsemekten kendimi alamadım ama üzülmedim dersem yalan. On sekiz yaşındayken herkes hoşa gitmek ister; hoşa gidecek bir görünüşü olmadığını düşünmek de insanı pek sevindirmez sanırım.. Bessie avuntu niyetine, Senin on parmağında on hüner vardır....
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.