-Aynen Meçhul kardeşim ve Hasan'da biraz derinlere dalıp tefekkür etmişti de amellerinin azlığı onu korkutmuştu ve demişti ki:"Şimdi ben ölürsem burda kimsesiz ve yapayalnız kalacağım öylemi?Öyleyse ölmeden daha çok salih amellere sarılmam lazım ki,kabrimi aydınlatan kandiller olsunlar bana..."
"Hz. Ümmü Seleme(r.a) kabile bağlarının çok güclü olduğu bir toplumda hz. Peyğambere(sallallahu ələyhi və səlləm) en fazla düşmanlık yapan kabilelerden birinin kızı olarak, erken dönemde Müslüman olmuş yürekli bir kadındır. "
Ben ise insanların çoğunun zamanlarını boş işlerde acayip bir şekilde israf ettiklerini gördüm. Uzun gecelerde boş
boş konuşurlar veya içinde şehvani ve lüzumsuz mevzular bulunan kitaplar okurlar. Uzun günlerde ise uyurlar.
Gün boyu ya Dicle'nin kenanndadırlar veya çarşılarda .
Ben bunları, gemi onları alıp götürürken aralarında çene
çalmaya devam eden fakat durumdan haberdar olmayan
kimselere benzetiyorum.
(Tabiinin abid ve zahidlerinden)
Amir ibn Abdukays'tan rivayet edilmiştir. Kendisine bir
adam, 'Benimle konuşur musun?' deyince ona 'Güneşi yerinde tut, seninle konuşayım.' demiştir.
Büyük sahabi Abdullah ibn Mes'üd (ra.) şöyle demiş
tir: "Üzerine güneşin battığı, ömrümün eksildiği, ancak
amelimin artmadığı bir güne duyduğum pişmanlık kadar,
başka bir şeye pişmanlık duymadım. ''
Ûmar b. Abdullah el-Basrî tahdis etti: Abdullah b. Abdulazîz el-Umrî çöldeki kabristanlara çokça giderdi ve yanında daima okuyacağı bir kitap götürürdü, bu durum kendisine sorulunca dedi ki:
"Hiçbir şey kabirden daha çok öğüt vermez, yalnızlıktan rahatı yoktur ve kitaptan daha iyi bir dost bulunmaz."
[El-Hilyetu’l-Evliya, 8/283]
Enes b. Malik, Rəsulullah'tan (sallallahu aleyhi və səlləm) rivayet etmektedir:"Alemlerin hanimlarinin en hayirlisi, Meryem bint Imran, Asiye bint Müzahim, Hatice bint Huveylid ve Fatima bint Muhammed'dir."