Beden keyifsiz oldu mu, yürek ölgünleşir. Bana öyle geliyordu ki, hiç öğrenmemiş olduğum, ama çok iyi bildiğim bir şeyi, yani yaşamayı unutuyordum.
Namaza gelecek olursak da, 'dinin direği ' sıfatı her şeyi iki kelimeyle anlatıp fazla söze gerek bırakmıyordu esasen. Sevdiğiniz biri bağışlamak istediğinde ne kadar mutlu olurdunuz, değil mi? Hazırlanır ve vakit kaybından yanınızda giderirsiniz en güzel halinizle. Allah bizi bir gün içinde tam beş defa buluşmaya davet ediyor... Sevmese, buluşmak ister miydiniz? piyasada ki bir Müslümana "Allah'ı seviyor musun" diye sorulsa, "O da soru mu?" tarz tepkileri alınır. Peki, siz bir sevdiğinizle buluşmaya çağırdığınızda gelmezse ne hissedersiniz? Birkaç defa daha çağırırsınız belki ama sonra ondan uzaklaşmaya başlarsınız büyük ihtimalle. Hatta daha sonra o kişinin adıyla ya gitmezsiniz ya da huysuzca gidersiniz. Haham ise siz ne kadar onun çığlığına kulak verirseniz de sizi hiç bırakmaz. İstediğiniz an,bir saniye ile O'na geri dönebilirsiniz. Büyük bir mucize ve muhteşem bir nimet değil mi aslında?
neresi acabaaa
Asla bir insan sesi duyulmaz,
Bir güzel söz olsun söylenmez:
Kapıdan sürekli bizi izler
Gaddar, merhametsiz gözler:
Her şeyi unuturuz, çürüdükçe çürürüz,
Ruhumuz ayrı, bedenimiz ayrı kokuşur.
Paslanır Hayat’ın zincirleri sayemizde
Biz, alçalmış ve yapayalnız bir halde:
Kimi küfürler eder, kimi ağlar sessizce,
Hiç sesini çıkarmaz kimileri de:
Ama Yaradan’ın ebedi Kanunları müşfiktir
Yumuşatır taş kesilmiş kalbi bile.
Reading Zindanı Baladı /Oscar Wilde
İnsana, bildiğini sandığı bir şeyi bilmediğini kabul ettirmek, hiç bilmediği bir şeyi kabul ettirmekten daha zor...
Sayfa 106Kitabı okuyor
Unutmuyorlar demiyorum, en kötü ihtimalle önemsemekten kurtuluyorlar. Unutma ihtiyacının, bir şeyi hayatı zindan edecek kadar önemsemekten kaynaklandığı düşünülürse, bu hiç de yabana atılacak bir sonuç değil.
Sayfa 22 - Hep Kitap
Bugün de naklediyorlar Olric...
Her şeyi duyuyoruz, hiç bir şeyi bilemiyoruz Olric. Bu duvarlar arasında kapandık kaldık. Savaş diyorlar, öldüler diyorlar, halk diyorlar. Ne biçim şeyler bunlar? Rivayetler dolaşıyor, sözler geliyor kulağıma. Hep, bir yerlerde bir şeyler oluyor, biz bilemiyoruz, Olric. Hep anlatıyorlar, söylüyorlar, naklediyorlar.
Sayfa 277Kitabı okuyor
