"Şunu bilmeni istiyorum: Pişman değilim; hiç de pişman olmadım. Ama şunu da bil ki, öyle gururlu falan da değilim — olamadım: Kendimden hiç nefret etmedim; ama bir türlü beğenemedim de kendimi. Çok acı çektim, ama başkalarına da çok acı çektirdim — bu da insanın gururlanabileceği birşey değil pek... Kendimi haklı görüyor değilim; ama kendimi savunuyor da değilim — hele yargılamayı hiç beceremiyorum, kendimi de dünyayı da... — Dünya ne ise oydu; ben de ne isem o oldum— uyuşamadık. Hepsi bu."
Mumsöndü
çalınmamış kapıları biz çaldık korkusuzca hep kötü bakışlı insanlardı karşımıza çıkan ama hiç korkmadık kötülüklerinden ne var ki nasılsa yaşamıyorduk açlığa inat korkmak da neydi kötü bakışlarından onlarda olmıyan birşey vardı tek kozumuz küme küme mutsuzluğumuz vardı onları korkutucak sonra bikırıntı umudumuz vardı az da olsa tanrı avlusunda
Sayfa 27
Reklam
Peter öyle derin uyuyordu ki sanki hiç bir sesi duymuyordu. Janet kardeşini yumrukladı. Peter'sa söylenip arkasını dönmekten başka birşey yapmadı. "Peter! Tüm bu olanlardan sonra hala uyuyabildiğine inanamıyorum!" Dedi janet, bozularak. "Tamam elimde bir iğne var, bakalım uyanmana yardımcı olabilecek mi?" Peter hemen yerinden fırladı. Kızgın ve somurtkandı. "Gene ne var? O iğneyi batırmayı aklından bile geçirme seni canı kız! Saat kaç ki daha, sabahın körü olmalı! Ne diye gelsin kafama dikilsin?"
Sayfa 78 - artemis yayınlarıKitabı okudu
Bizim kuşağın ekonomiyle imtihanı kumbaralarla başlamıştır. 70'li yıllarda ve daha önce çocuklara kumbara verip para biriktirmeye teşvik etme âdeti vardı. Bankalar falan hep kumbaralar hediye ederlerdi. Kumbaralar biliyorsunuz, böyle alttan anahtarla açılırdı. Götürürsün annene. Annen şöyle bir sallar ve der ki: "A daha hiç para yok ki, dolsun öyle açarız." Başlarsın kendini paralamaya. Çikolata almazsın, bayramı beklersin, bahşiş peşinde angaryalar yaparsın... Bir sene geçer, kumbara çıling çıling dolar. Sen o parayla neredeyse ev, olmadı bisiklet falan alırım diye düşünürken, anne anahtarı çevirir, paralar dökülür, sayılır. Ve, aynı anne der ki: "Ayy bak yazık, nasıl değeri düşmüş, çocuğum bunlarla çikolata al, başka bir şey alınmaz"! Nasıl ya? Çikolatayı daha ta o en başında, "Bekle de para biriktir" dediğin zaman da alabiliyordum ben? "Ee evladım, enflasyon işte, böyle..
Dünün yarını geldi, bugün oldu ve hiç birşey olmadı.
mumsöndü çalınmamış kapıları biz çaldık korkusuzca hep kötü bakışlı insanlardı karşımıza çıkan ama hiç korkmadık kötülüklerinden ne var ki nasılsa yaşamıyorduk açlığa inat korkmak da neydi kötü bakışlarından onlarda olmıyan birşey vardı tek kozumuz küme küme mutsuzluğumuz vardı onları korkutucak sonra bikırıntı umudumuz vardı az da olsa tanrı
Sayfa 163 - mayıs yayınlarıKitabı okudu
Reklam
264 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.