Hicret
Hepsi toplandığında Habeş kralı Necâşî onlara şöyle dedi: "Ne bizim dinimize, ne de çevre ülkelerden birinin dinine uymadığımıza göre, sizi kendi halkınizdan ayrılmaya zorlayan bu din nedir?" Ca'fer ona cevap verdi: "Ey kral! Biz cehâlet içinde yüzen, putlara tapan, Allaha adına kesilmemiş etleri yiyen, kötülük yapan ve güçlünün zayıfı ezdiği bir topluluktuk. Biz, Allah bize kendi aramızdan, soyunu bildiğimiz güvenilir bir elçi gönderene dek bu hal üzereydik. O bizi Allah'a çağırdı, O'nun birliğine inanmamız ve yalnızca ona ibadet etmemiz gerektiğini, bizim ve babalarımızın taptığı taş ve putlara tapmamamız gerektiğini öğretti. Bize doğru söylemeyi, verdiğimiz sözü tutmayı, akrabalık bağlarına ve komşu haklarına saygı göstermeyi, kötülüklerden ve kan dökmekten sakınmayı emretti. Biz bir tek Allah'a inanıyor, O'na ortak koşmuyoruz; O'nun yasakladıklarını haram, serbest bıraktıklarını helal kabul ediyoruz. Bu yüzden halkımız bize karşı çıktı ve bizi dinimizden döndürmeye, tek Allah'a ibadeti bırakıp putlara tapmaya zorladı. Sizi diğerlerine tercih edip, bu ülkeye sığınmamızın sebebi bu; sizin korumanız altında olmaktan memnunuz ve umuyoruz ki sizin yanınızda bize adaletsizlik yapılamaz".
Sayfa 123Kitabı okudu
KONUŞMALAR – I Bütün dünya ile birlikte Türkiye de büyük ve düşündürücü bir değişiklik içindedir. Çünkü bu değişiklik daha çok olumsuz yönlere doğrudur. Türkiye, çağdaş devlet olmaktan çıkmıştır. Devlet tarifi nedir? Bir vatandaş teşkilatlanmış bağımsız bir millet, değil mi? Türkiye bu tarife uymuyor. Bir kere bu vatandaki millet
Reklam
'' Tek vakit namazımı kaçırmaktansa bin kere ölmeyi tercih ederim! ''
Sayfa 572Kitabı okudu
Ne güzel bir îsâr örneği ...
“Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile (hicret eden yoksul kardeşlerini) onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir. “
Haşr Sûresi/9
İbni Abbas (Allah Onlardan razı olsun)'dan rivayet edildiğine göre Ömer ibni Hattab (Allah Ondan razı olsun) Şam'a doğru yola çıktı. Serg denilen yere varınca o bölge valisi olan Ebu Ubeyde ibni Cerrah ile bazı askeri komutanlar Hz. Ömer'i karşıladılar ve Şam'da bulaşıcı hastalık veba hastalığının başgösterdiğini haber verdiler. İbni Abbas sözüne
Sayfa 840Kitabı okudu
Her şeylerini arkalarında bırakıp yollara düştüler. Varlıklarını terk edip yokluğa talip oldular. Kendi memleketlerinin sakinleri iken başka bir diyarda muhacir olmayı tercih ettiler. Onlar artık, Allah ve Rasulü uğruna çıkılan kutlu bir göçün kahramanlarıydılar. Ancak şüphesiz onlar için vatanlarından, ailelerinden, evlatlarından ayrılmak kolay değildi. Öyleyken vatanlarını terk edip en sevdiklerinden ayrılmayı göze almalarının sebebi neydi? Neydi Allah Rasulü’nün dudaklarından çok sevdiği Mekkesi için “Senden (zorla) çıkarılmış olmasaydım, seni (asla) terketmezdim.” (Tirmizi, Menakıb, 68) sözlerinin dökülmesine sebep olan? Hz. Ebu Bekir’i mağarada Süraka ile Hz. Ali’yi ise Rasulüllah’ın yatağında en azılı düşmanları ile karşılaştıran sebep neydi? Yiğitlerin cesaretini sınayan, en cesur olanların kalplerine korku düşüren, Rahman’ın muhacirlerinin ise ancak imanını artıran hicret, kimin içindi?
Reklam
102 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.