Saray Rejiminin Çöküşü, Ümit Özdağ’ın Türkiye’deki devlet krizlerini, bunların olası yıkıcı sonuçlarını ve çözümlerini aktardığı bir kitap. Özdağ, kitapta Türkiye’nin dört büyük kriz içinde olduğunu belirtiyor. Bunlar milli birlik krizi, devlet krizi, ekonomik çöküş ve sığınmacı krizi olarak nitelendiriliyor.
“Türkiye Cumhuriyeti'nin karşı
Hindistan Müslümanları, emperyalist güçlerin İstanbul'u işgali üzerine Mevlana Muhammed Ali öncülüğünde bir Hint hilafet komitesi kurdular.
Komite, Hindistan'da İngiliz hükümetini güç durumda bırakacak çok yönlü bir çalışma başlattı, büyük miktarda yardım topladı ve Mustafa Kemal'in şahsına 875 bin lira para verdi.
Bu bugün eski TL hesabıyla trilyonlarca para demektir.
Mustafa Kemal, bu Müslüman yardımının 500.000'ni Batı cephesi'nde kullanarak kullanmak üzere İsmet inönü'ye teslim etti. Savaş bittiğinde elde 375 bin lira kalmıştı.
Bundan da bir bölümü Mustafa Kemal'in kız kardeşi Makbule ve İnönü ailesine maaş olarak verildi. Geriye 250.000 kaldı.
Ancak resmiyette sadece 125.000 İngiliz sterlini 2006 rakamlarıyla 11.7 trilyon TL ile iş bankası'na sermaye yapıldı onunla.
Faizli ekonomi için kaynak oluşturuldu
_Mustafa Kemal, bir Türk’tü; Türk olmaktan gurur duyuyor; “Türkiye Türklerindir” parolasıyla yaşıyordu. Ne Tanrı’dan, ne bir kişiden ne de kurumdan çekinmeyen, tam bir devrimciydi. Onun için resmi ya da kutsal olan hiçbir şey yoktu. Türkiye’yi Padişah’ın ehliyetsizliğinden ve despotizminden olduğu kadar, yabancıların pençelerinden kurtarmakla
Ortaya yeni bir formül çıktı: Mustafa Kemal Paşa'yı en küçük şehzadeye hilafet ve saltanat naibi ve aynı zamanda diktatör yapmak!
Naibliği ismet, diktatörlüğü de Fevzi Paşa bana söyledi.
Kazım Karabekir Paşa
İsmet Paşa, Köstence üzerinden Türkiye'ye avdet etti. Fakat Haim Nahum ondan daha er davranarak İzmir İktisad Kongresi'nin açılışından bir gün evvel İzmir'e ulaşmış ve M. Kemal'e mulâkî olmuştu. Ona Lozan'daki durumu aktarınca M. Kemal Paşa, kongrenin açış konuşmasında İzmir'e gelirken söylediklerini tekzib edercesine Hilâfet hakkında sert bir konuşma yapmıştı. Halbuki O, bundan az bir müddet önce (Bursa'da, 23 Ocak 1923'te):
"...Hilâfet'in yalnız Türk halkına değil, bütün İslâm Âlemi'ne şümûlü olması hasebiyle, bu makam hakkında karar vermek Türk Milleti'nin selâhiyeti hâricindedir." demişti.
Meclisin yeni başkanı Fethi (Okyar) ile İstanbul’da karşılaşan Karabekir, Mustafa Kemal ile eski dostlarının arasındaki ilişkilerin düzeltilmesine yardımcı olmasını istedi. 7 Aralık’ta da komutanlardan ordu ile politika arasında bir seçim yapmalarının istenmesini resmî olarak önerdi. Aktif görevde bulunan komutanlar meclis üyeliklerini