Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hilal

Hilal
@hilaliyet
Öğrenci
Ankara
98 okur puanı
Mayıs 2020 tarihinde katıldı
Aydan aydınlık yontup, güneşten gün çaldım. Göğsümün kafesinde vurulmuş güvercinlere, kumdan bardaklara doldurup sarhoşluğumu sundum. Sıkılmışlığın sıkışıklığını sıkıştırıp kalbime, bıyıklarıma sarı, sakallarıma tütün sürdüm. Gözlerini çıkarıp zifirînin, karanlığın dallarına beyazlar astım. En güzel şehre en güzel kadınları doldurup, üzerine sabahlar boşalttım. Ve tüysüz şarkılara yaslanıp libidomla, hüznümün salyalarını akıttırdım nakaratlarına. Oluşumu borçlu olduğum olmayıştan yokluğu sorup, istiklalden kalma bir mazi dilendim. Pas tutmuş pasaklıktan kargaşa toplayıp mahcup mağduriyete, vazgeçişe kafatasında kan şarabıyla sundum. İnsanlığımı bedenimden tiksindirtip, ruhumu Müslümanlığıma taşlandırttım. Gecikmişlikle takas edip geç kalışı, mekânın lağım çukuruna zamanı doldurdum. Damarlarında köpürtüp kanımı, dudaklarından türkülerimi topladım. Dişlerinden bir gerdanlık yapıp şiirlerime, hınçla bilenmiş boynuna astım şairliğimin. Acizliğimle ispat edip ispatsizliğin aczini, dağlara denizler taşıdım. Yanaklarından duvarlar örüp ruhumun mabedine, gözlerinden hücreler kurdum. Dudaklarından kaleler kurup bedenimin kabrine, bakışlarından surlar diktim. Ve ruhumdaki hürriyet zindan kadar mahpus, gözlerimdeki zindan özgürlük kadar hür. Ve bedenimdeki hürriyet zindan kadar mahpus, bakışlarımdaki zindan özgürlük kadar hür!
Reklam
"Bilinmedik bir hüzün var içimde, bir gariplik... Anladım ki ya ben fazlayım bu şehirde, ya da biri eksik..."
Yılmaz Güney'in filminden kapıp getirdiler Siyasi Koğuşa, Garip Güzel'i. Hayvanına "deh" diyeceğine, yanlışlıkla hükumete "çüş" demiş.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ben farklı bakmayı da denedim fakat gördüklerim hep aynıydı.
Güneşe, yeşile, toprağa ve açık havaya açız, adam gibi çalışmaya, insan gibi yaşamaya da açız...
Reklam
Çünkü hayat, birinin tüm kalbiyle yanında olduğunu bildiğinde güzelleşiyor.
"Nerdeyse ışığa inanmaz olacaktık, Öyle hızla büyüyordu içimizdeki karanlık.."
Gitmek gerekir bazen, Fazla yormadan, Daha çok bıktırmadan, Eğer vaktiyse, Ardına bile dönüp bakmadan.
Hem ben sana birşey söyleyim mi yavrum, Ben aslında seni görmek filân değil, Düpedüz seni istiyorum.
Öğrendim ki… Hiç tanımadığın insanlar, iki saat içinde, senin hayatını değiştirir...
Reklam
“Sana ihtiyacım var, gel!” diyebilmekmiş güçlü olmak, Sana “git” dediğimde anladım...
Ne kadar yaşarsan yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün. Gülebildiğin kadar mutlusun. Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin. Sakın bitti sanma her şeyi, Sevdiğin kadar sevileceksin.
Kendime not; yeniden birine inanacak olduğunda en son inandığın insanın sana neler yaptığını hatırla.
Ben her bahar aşık olmam ama, Her bahar gitmek isterim. Gittiğim olmadı hiç, Ama olsun, İstemek de güzel...
Yaşamak istiyorum. Yaşamayı bu soğumuş cehennemde.
Kiminle gezdiğinizde, kiminle arkadaşlık yaptığınıza dikkat edin. Çünkü bülbül güle, karga çöplüğe götürür.
Reklam
Şunu sakın unutma yol arkadaşım, kaç yaşında olursan ol, başından ne geçmiş olursa olsun; kalbin temizse hikâyen mutlu biter.
Her şeyi bu kadar dert etme ey gönül, zira ne bu dertler kalıcı ne de bu ömür.
Başkalarının gürültüsünü değil, kalbinin fısıltısını dinle!