Sadako Sasaki
Bu bir Hiroşima ninnisidir yalnız ölülere söylenir Ben de küçücük bir kentlisiyim Japonya’nın Adım Sadako Sasaki’dir Ellerim turna yapmadan evvel üstümden atom yüklü uçaklar geçti
Şiir: A. Can AkyolKitabı okuyacak
Bir mezar ,bir insan "Nazım Hikmet"
Kırk sekiz yıl Türkiyede, onüç yıl Sovyetler birliğinde. ..Hepsi hepsi atmısbir yıl. Bunun on iki yılı "içeride "geçmiş. 36sinda girmiş tutukevine 48inde çıkmış. O yıl tutmuş Sovyetlerin yolunu .61 yaşına dek Moskova ,Leningrad ,Varşova demiş yaşamış sosyalist ülke topraklarında. Hep özlemle, hep yurdunu,insanlarini arayarak ,düşünerek. Şiirleri buram buram anayurt özlemiyle dolu . "Yani ,nasıl ve nerede olursak olalım -hiç ölunmeyecekmis gibi yasanacak ..."demiş. Demiş ama 1963 varmış yaşam çizgisinin bitiş noktasına. Bir sabah tutmuş kalp ağrısı, genç eşinin yanında son soluğunu vermiş, çıkmış gitmiş bu dünyadan ötelere. ..
Sayfa 169 - Cumhuriyet kitapları. .Kitabı okudu
Reklam
Bir mezar ,bir insan "Nazım Hikmet"
Nazım Hikmet 'in mezarı başında neler neler geçiyor kafamdan . Hep duygusal şeyler . içimde damla damla bir acının birikişini duyuyorum. Koca bir blok mermer üstünde imzası "Nazım ". A nın üstünde uzatma belirtisi yok.Babayev "imzasını böyle atardı "diyor. Sanki canlıymış gibi gölgesi düşmüş mezarının üstündeki koca taşa. Kimildayacakmiş gibi bir gölge bu.Şairlerin hiç ölmeyeceklerini ,bu mezar taşlarının yanlız bir aldatmaca olduğunu gösteren bir şey. Binbir dizesi geçiyor kafamdan Ama nedense hep bu "Hiç ölunmeyecekmis gibi yaşanacak " "Hiç ölunmeyecekmis gibi... . "Hiç ölunmeyecekmis "Hiç. ......
Sayfa 169 - Cumhuriyet kitapları. .Kitabı okudu
Zekeriya Sertel
Moskova otelinde Zekeriya Sertel’in odası. Sertel’lerden biri kaldı şimdi. Sabiha Sertel bu dünyadan göç­tü. Geriye yaşı seksene yaklaşmış bir eş bırakarak... Ze­keriya Sertel’i daha önce hiç görmemiştim. Oysa yazıla­rını okurdum, beğenirdim de. 1944 - 45 yıllarında demok­rasi eyleminin ön safında yer almışlardı «Tan» gaze­tesiyle. Sonra bir 4 Aralık günü basımevleri yıkıldı, so­kaklarda «Kahrolsun Sertel’ler» bağrışmaları çınladı. «Kalkın ey ehli vatan» diye yazmıştı Yalçın, ehli vatan da ayağa kalkmıştı. 4 Aralık 1945’i hatırladım birden. Sertel’lerin o günlerdeki yazıları iktidar partisini çok kız­dırıyordu. Bugün gazetelerde çıkan yazılar, yayınlanan kitaplar yanında o günkü yazılar pek çocukça kalır el­bet. Ne var ki yirmi üç yıldan bu yana köprülerin al­tından öyle çok su aktı ki... Sertel’ler Türkiye’de yaşa­yamaz oldu. Paris’e sonra da Bakû’ya gittiler. Gidiş o gidiş. Alın yazısına inananlar için iş kolay, «yazgısı böyleymiş» derler geçerler. Ama!... 80 Yaşında Bir Yazar Zekeriya Sertel ufalmış, elbette ki yaşlanmış, ama zekâsı, bilgisi, kültürü ile gerçek bir aydın. Aylarca ön­ce Türkiye’ye dönmek için pasaport istemiş elçiliğimizden. Aylar geçmiş yanıt çıkmamış. Bıkmış gurbetlerde dolaşmaktan, yurduna, evine dönmek istiyor. Bir suçu varsa verir hesabını. Türk olarak yurduna dönmek en doğal hakkı.
Sayfa 130Kitabı okudu
1968 Sovyetleri Genel İzlenim
Sovyetler dünyasından bende kalan izlenim, Sovyet uygarlığının toplumun yararına bir uygar­lık olduğudur. Kaç yüz milyon kişi yaşıyorsa hepsinin belirli bir çizginin, bir yaşama düzeninin üstünde olma­sıdır. Sovyet uygarlık ülküsü, Türkmen’den, Ukrayna’lıya, Çukot’tan Başkırt’a dek... Açlığı, yoksulluğu yenmektir baş amaç. Bizim anladığımız özgürlükler ondan sonra gelir. Önce herkes doyacak, giyecek, okuyacak, «insan» olacak. Batı dünyasının özgürlükleri daha sonra ge­lecek. Ya da gelmeyecek! İlk göze çarpan bir başka özel­liği de belirtmek isterim. Savaştan tiksinti, barışa öz­lem. Sovyet halkında, aydınlarında elle tutulurcasına gö­rülen bir nitelik bu. Barış için yaşamak, ama ülküleri için gerekirse savaşmak...
Sayfa 174Kitabı okudu