Bana dostum kelimesini söyleme! Ellerimde bir karıncalanma duyuyorum. Bu kelimeyi işitmeyeyim. Parmaklarım bir şeyi sıkmak istiyor. (Elindeki gazeteyi havaya kaldırıp birden bırakıverir.) Al sana dost! (Dili tutulmuş gibi susar. Ortaya doğru uzattığı eli titriyor) Dostlarım malûm! Düşmanımı tanımak istiyorum. Ben senin düşmanınım diyecek kadar namus aptalı kim var? Onu bulmak, ayaklarına kapanmak istiyorum. (Şaşkın etrafına bakınır. Sanki hitap edeceği kimseyi arıyor) Dostluk, o bir maymuncuk, o bir hırsız anahtarı. Evimizin kapısını açıyor, ruhumuzun kapısını açıyor ne bulursa yakıp kül ediyor, ne bulursa pazarda satıyor. (Tonu ve hareketi değişir) Beni upuzun bir tabuta yatıracakları gün, arkamdan gelecek dostlarım değil, kefenimin hırsızlarıdır.
Bir Lüpen macerası daha. Akıcı,güzel, hiç sıkmıyor, merak ederek okuyorsunuz,çok zekice kurgulanmış.
Lüpen'in karşısında bu sefer lise öğrencisi ama yaşından büyük bir zekaya sahip bir çocuk var. Sezar'dan bu zamana aktarılan oyuk iğne sırrı da işin içine giriyor. Öğrencimiz bir çok durumda Lüpen'den önde olsa da Lüpen her zamanki gibi mükemmel hırsız zekasıyla onu da küçük düşürüyor ama aynı zamanda çocuğa saygı da duyuyor. Lüpen bu kitapta aşık oluyor ve işini sevdiği kadın ugruna bırakıp mutlu olmak istiyor. Lise öğrencisi dışında polisimiz Ganimard, bir başka dedektif Sholmes da onu kovalıyor. Ama karşılarında bir türlü yakalanmayan biri var :)
Hırsızlara karşı alınmaya başlayan sert önlemlerden büyük bir övgüyle söz ediyordu. “Onları bulduğumuz yerde asıyoruz, “diyordu. Bir darağacında yirmisinin birden asıldığını gördüm. Ama yine de anlamakta zorlanıyorum. Çok azının paçayı kurtardığını bildiğimiz halde niçin hala o kadar hırsız var?
Bunda anlamayacak ne var? diye sordum. “Hırsızlarla baş etmek için uygulanan bu yöntem hem adaletsiz hem de toplumsal olarak nahoş; ceza bakımından fazla sert, caydırıcılık bakımından da gayet etkisiz. Basit bir hırsızlık, ölüm cezası gerektirecek kadar kötü bir eylem değil; ayrıca yiyeceğe ulaşmanın başka bir yolu yoksa hiçbir ceza insanları çalmaktan alıkoyamaz.”
SONSUZ YAĞMURLARIN ŞARKISI || @ejmellow
Hırsızlar Krallığı, Aadilor diyarındaki gizli bir yerdi. Birçok insan krallığın var olduğunu fısıldamasına rağmen, çok az kişi büyü ve zevkle dolu diyarı bulabilmişti. Gizemli Hırsız Kral, saygı duyulan ve korkulan büyücülerden oluşan üçlü Mousai’yle birlikte krallıkta hüküm sürüyordu.
Lord ve leydilerin
Dinle ki dinlenesin (Bu Devirde Tasavvuf Olur mu?) ~ Ömer Tuğrul İnançer
.
Alıntılar;
.
Hâlbuki her varlığın bir gıdaya ihtiyacı vardır. Varlık demek cisim demek değildir. Sevgi de düşünce de varlıktır ve sevginin gıdası izhardır, yani zahir etmek, ortaya çıkarmak. Ben sana”Seni seviyorum!” demezsem o sevgi ölür.
.
Meyil başka şey, arzu başka
Biri eğer bana 3000 ruble veriyor ise ve ben o 3000 rublenin tamamını eğlenmek için harcıyor isem bu beni pervasız yapar ama hırsız değil. kesinlikle (onu birine göndermem için vermiş ise bile)
Ancak eğer o paranın yarısını harcayıp , yarısını kendim için tutarsam ve başkalara tamamını eğlenmek için harcadığımı söylersem hırsız olurum. Tam bir hırsız ve hırsız olmak için bin çeşit pervasızlığın sahibi olaman gerekiyor.
Herkes pervasız olabilir ama herkes hırsız olamaz. Arasında dağlar kadar fark var!!!!!!
Biz kırıldık daha da kırılırız
Ama katil de bilmiyor öldürdüğünü
Hırsız da bilmiyor çaldığını
Biz yeni bir hayatın acemileriyiz
Bütün bildiklerimiz yeniden biçimleniyor
Şiirimiz, aşkımız, yeniden
Son kötü günleri yaşıyoruz belki
İlk güzel günleri de yaşarız belki
Kekre bir şey var bu havada
Geçmişle gelecek arasında
Acıyla sevinç arasında
Öfkeyle bağırış arasında
Utanmaz Adam… felsefi bir eleştiri romanı. Hüseyin Rahmi her şeyin hızla değiştiği bir geçiş devrini yaşamış ve gözlem yeteneği yüksek olan bir yazar. Görünürde anlattığı bir hikaye her zaman var fakat metin aralarında dönemin bütün sosyal konularını derinlemesine işliyor.
Doğu ve Batı arasındaki farkı, eski ve yeni arasında görülen yaşayış ve
"Hepimizin ruhumuzda en az bir katil, birkaç hırsız, bir sürü yalancı, iftiracı ve sayısız can, mal, ırz düşmanı var. Bunları hapsediyoruz. Yoksa kim adam öldürmez, çalmaz, iftira atmaz, ev bark yıkmaz?
Allahım ne olur Sen anneme
Babama, bana ve nineme
Ve apartmandaki Baha Beye, karısına ve oğluna
Ve mahalledekilere ve rahmetli dedem Hüsrev kuluna
Ve Ankaradakilere ve Türkiyedekilere
Ve dünyadaki bütün iyilere
Rahatlık ver.
Onların içinde (varsa eğer)
Hırsız, fena
Ve kötülük etmek için insana
Fırsat bekleyenlere
Ve beni azarlayan kapıcımız Kamber'e
Ve beni bahçede korkutan horoza
Ve ezberimi bilmezsem ceza verecek öğretmene
Rahatlık verme.
(Ceza vermezse rahatlık ver)
Yeter
Bu kadar. Allah kızar sonra çok istersen.
Yalnız unuttum; ne olur rahatlık versen
Galatasaray takımı oyuncularına. Yarın
Maçları var da; yenilmesinler sakın.