Descartes'in şu cümlesi oldukça meşhurdur: "Düşünüyorum, o halde varım". Bu, Descartes'in şüphesidir. Descartes, önce her şeyden şüphe etmiş, sonra böyle demiştir. Fakat şüphe etmekte olduğum hususunda şüphe edemem. Öyleyse ben varım ki şüphe ediyorum, şu halde ben varım. Sonra da "düşünüyorum, o halde varım." cümlesiyle tanındı, ünlendi ve bütün öğreti veya doktrinini bu cümlesine dayalı olarak ispatlayıp geliştirdi.
İkinci söz Gide'in sözüdür: "Hissediyorum, o halde varım".
Üçüncü söz de Albert Camus'nun şu sözüdür: "Başkaldırıyorum, o halde varım". Bu daha doğrudur. Aslında "var" olmanın bu üç ölçütünden her biri doğrudur. O, düşünüyor; vardır ki düşünüyor. Duyumsayan, hisseden kimse vardır ki hissediyor. Başkaldıran kişi vardır ki başkaldırıyor, isyan ediyor. Fakat burada üç tane "imek" (var bulunmak) vardır. İnsana özgü olan en üstün var oluş, "başkaldırıyorum, o halde varım" dır.
Çevirmen ve yazar Sevim Kantarcıoğlu'nun çıkan 'Türk ve Dünya Romanlarında Modernizm' kitabını üniversite kitaplarımın arasından çıkarıp yeniden okunacaklar listesine almıştım. İyiki de almışım. Ele alınan romanların birçoğunu okumuş olduğum ve yazar, kitabın girişinde modernizm/modern romanın özelliklerine değindiği için anlamlandırmak benim
✨empresyonizm ya da izlenimcilik; 20.yy’da ortaya çıkmış protest akımlardan biridir. bu devirde çıkan akımların en temel özelliği bir isyan içerisinde olmalarıdır.
✨empresyonizm kelimesi ilk defa bir resim sergisi eleştirisinde louis leroy tarafından kullanılmıştır. içeriği ve parnasizme karşı oluşu bakımından sembolizme çok benzemektedir fakat
~~~~~~~~~~KİTÂB-I AŞK~~~~~~~~~~
Türk ve Dünyâ Edebiyatı’ndan aşka, sevdâya, muhabbete dâir alıntılar... Katkıda bulunmak arzu eden sevgili okurlar davetlidir; lütfen buyrunuz!..
1
Sevgiliye sadakatin özü ve özeti, aşkını sır gibi saklamak, iyilik gördüğünde de, kötülük gördüğünde de bu tavrı değiştirmemektir...
Kitab-ı Aşk, İskender Pala
Descartes önce her şeyden şüphe etmiş, sonra böyle demiştir. Fakat şüphe etmek-
te olduğum hususunda şüphe edemem. Öyleyse
ben varım ki şüphe ediyorum, şu halde ben va-
rim. Sonra da "düşünüyorum, o halde varım."
cümlesiyle tanındı, ünlendi ve bütün öğreti veya
doktrinini bu cümlesine dayalı olarak ispatlayıp
geliştirdi.
İkinci söz Gide'in sözüdür: "Hissediyorum, o
halde varım." Üçüncü söz de Albert Camus'nun
şu sözüdür: “Başkaldırıyorum, o halde varım." Bu
daha doğrudur. Aslında "var" olmanın bu üç
ölçütünden her biri doğrudur. O, düşünüyor;
vardır ki düşünüyor. Duyumsayan, hisseden
kimse, vardır ki hissediyor. Başkaldıran kişi var-
dır ki başkaldırıyor, isyan ediyor.
DORIS- Kimin ne dediği umurumda değil, ben gerçeğim.
LORENZO- Pek sayılmaz.
DORIS- Düşünüyorum öyleyse varım. Dahası hissediyorum. Orgazm oluyorum.
LORENZO- Oluyor musun?
DORIS- Her zaman.
LORENZO- Gerçekten mi?
DORIS- Çok sık.
LORENZO- Öyle mi?
DORIS- Tabi taklit de yapıyorum bazen. Kimseyi kırmak istemem
LORENZO- Hiç orgazm oldun mu?
DORIS- Aslında olmadım. Hayır.
LORENZO- Çünkü hiç birimiz gerçek değiliz.