Kimi zaman yaşadığım mutluluk nedeniyle derin bir hüzüne kapılıyordum çünkü iyi biliyordum ki , sürekli olamazdı bu mutluluk. Rahatlık ve ferahlık içinde nefes alıp vermek bana göre değildi, bana acılar ve telaşlar gerekiyordu . Öyle seziyordum ki , günün birinde bu güzelim düşlerden uyanıp kendimi yine yalnızlıkların kucağında bulacak, başkalarının dünyasında , beni salt savaşın ve tek başınalığın beklediği , huzurun ya da yaşama katılmanın söz konusu olmadığı soğuk bir dünyada yapayalnız kalacaktım .
Böylesi bir darbe atlatılır ,çatlak görünürde kapanır zamanla, toparlar kendini ve unutulup gider ama gerçekte hepsinden gizli saklı bir köşede sürdürür yaşamını, kanamaya devam eder.
Nasıl kolayca söyleyiveriyor bunu. Sevmek! Kelimelere herkes kendine göre bir anlam ,bir değer veriyor galiba. Bu değerler aynı olmadıkça iki kişi iki ayrı dil konuşuyorlarmış gibi olmuyur mu ?