Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Öğretim ve Eğitim
Çağımızın üstün düşüncelerinin ilk sırasında şu fikir bulunuyor: Eğitim ve öğretimden beklenen sonuç, insanları iyileştirmek ve hatta eşit kılmaktır. Sürekli tekrar edilen bu iddia, sonunda demokrasinin en sarsılmaz bir inancı haline gelmiştir. Bir zamanlar kilisenin dogmalarına dokunmak ne kadar tehlikeli idiyse, bugün de bu inanca dokunmak o
Hayat ve kaza sigortası da yaptırmıştım – evliysen bu tür şeyleri yaptırman gerekir, bana böyle demişlerdi. Bir gün ölecek olursan – o zaman ne olacak? Sigorta satmaya çalışan adamın işi sağlama bağlamak için böyle dediğini hatırlıyorum. Ona poliçeyi imzalayacağımı söylemiştim, fakat unutmuş olmalıydı. Hemen evet demiştim, alışkanlığım
Sayfa 165Kitabı okudu
Reklam
Dostoyevski'nin Anna Karenina incelemesi!
Başlangıçta çok beğendim; başımı kaldıramıyordum; ayrıntılarına kadar bayağı hoşlanmıştım; ancak bütününde ilgim azaldı. Bunu bir yerlerde okumuşum gibi gelmişti bana, evet, hâlâ belleklerde tazeliğini koruyan, Kont Tolstoy'un Çocukluk ve Delikanlılık, Savaş ve Barış adlı yapıtlarında da aynı hava vardı. Konusu farklı olmakla birlikte Rus
Sayfa 701 - 702, 703, 704, 705, 706, 707, 708, 709, 710, 711, 712 Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Fakat insan hercai,bir dalda durmaz bir yaratıktır ve belki de satranç oyuncuları gibi gayeyi değil,gayeye giden yolu sever.Kim bilir(emin olamayız tabii) belki de insanların yeryüzünde ulaşmaya çalıştığı tek gaye,bu gayeye ulaşma yolundaki daimi çaba,başka bir deyişle hayatın ta kendisidir,yani iki kere iki dört cinsinden bir formül olan gaye değildir;zaten iki kere iki dört hayat değildir baylar,ölümün başlangıcıdır.Hiç değilse insan,bu iki kere ikiden daima ürkmüştür;ben hala ürküyorum.İnsan bütün ömrünü iki kere iki peşinde geçirir,bu uğurda denizler aşar,hayatını harcar,fakat yemin ederim,arayıp gerçekten elde etmekten korkar.Çünkü onu bulur bulmaz artık erişecek şeyi kalmayacağını bilmektedir.İşçiler işlerini tamamladıktan sonra,hiç olmazsa aldıkları parayla meyhaneye gider,oradan karakola düşerler;işte size en aşağıdan bir haftalık meşgale.Fakat bizler nereye gideriz?Onun için gayeye her yaklaşmada bir huzursuzluk hissedilir.İnsan gayeye ulaşmak için çalışmayı sever,fakat ulaşmayı pek istemez;bu hal hiç şüphesiz çok gülünçtür.Şu halde insan daha doğuştan gülünç bir yaratıktır,işin hoş tarafı da budur zaten.
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
ötüken yayınevi
Chambord Kontu (V. Henri) olayını hatırlıyor musunuz? Bu da bir kral, lejitimist [iktidarın meşruluğunu soya dayandıran monarşi taraftarı]... İspanya'da Don Carlos'un yaptığı gibi, o da aynı dönemde Fransa'da iktidar arayışına girmişti. Hatta birbirlerini aynı aileden, aynı kökten sayabilirler, ama ne kadar farklı! Biri inançlarına
Sayfa 296 - 297, 298, 299,300, 301,302,303Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Gülünç
"Aklı başında kişi hoş olanın değil, acı vermeyenin peşindedir." Nikomakhos'a Etik
Üçüncü haftanın sonunda, öğle saati zengin baba çalıştığımız yere çıkageldi. Mağazaya girince Bayan Martinde kucaklaştı. İşlerin nasıl gittiği hakkında bilgi aldıktan sonra dondurma dolabına yönelip içinden iki çubuk dondurma çıkardı, parasını ödedi, Mike’la bana işaret etti. Hadi gelin çocuklar, şöyle bir dolaşalım. Elindeki dondurma çubuklarını
Saygıdeğer karıncalar gözlerini yuvada açar, besbelli orada kaparlar; bu müspet ve sebatkâr davranışlarıyla da büyük bir onuru hak ederler. Fakat insan hercai, bir dalda durmaz bir yaratıktır ve belki de satranç oyuncuları gibi gayeyi değil, gayeye giden yolu sever. Kim bilir (emin olamayız tabii) belki de insanların yeryüzünde ulaşmaya çalıştığı tek gaye, bu gayeye ulaşma yolundaki daimi çaba, başka bir deyişle hayatın ta kendisidir, yani iki kere iki dört cinsinden bir formül olan gaye değildir; zaten iki kere iki dört, hayat değildir baylar, ölümün başlangıcıdır. Hiç değilse insan, bu iki kere ikiden daima ürkmüştür; ben hâlâ ürküyorum. İnsan bütün ömrünü iki kere iki peşinde geçirir, bu uğurda denizler aşar, hayatını harcar, fakat yemin ederim, arayıp gerçekten elde etmekten korkar. Çünkü onu bulur bulmaz artık erişecek şeyi kalmayacağını bilmektedir. İşçiler işlerini tamamladıktan sonra, hiç olmazsa aldıkları parayla meyhaneye gider, oradan karakola düşerler; işte size en aşağıdan bir haftalık meşgale. Fakat bizler nereye gideriz? Onun için gayeye her yaklaşmada bir huzursuzluk hissedilir. İnsan gayeye ulaşmak için çalışmayı sever, fakat ulaşmayı pek istemez; bu hal hiç şüphesiz çok gülünçtür. Şu halde insan daha doğuştan gülünç bir yaratıktır, işin hoş tarafı da budur zaten.
190 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.