1979 İran İslam Devrimi sonrası petrol fiyatlarındaki hızlı yükseliş, Türk ekonomisini büyük bir petrol krizine sokmuştu. Türkiye'nin 1979 yılı toplam ihracatı, petrol ürünleri ithalatının ancak %30'unu karşılayabiliyordu. Geri kalan %70 için ise Türkiye'nin dövize gereksinmesi bulunmaktaydı. 1979 yılı sonunda Türkiye'nin ithalatı ihracatının iki katına çıkmıştı. İşçi dövizlerinde görülen düşüş, dış yardımın verilmemesi ve ABD'nin silah ambargosu karşısında dışarıdan silah alma zorunluluğu ekonomiyi iflasa sürükledi. 1980 mali yılında toplam ihracat 2,2 milyar dolarken ithalat 3,5 milyar dolara ulaştı.
İşte, Türkiye'nin içinde bulunduğu bu vahim ekonomik tablo
ile özellikle petrol sorunu, Türkiye'yi Arap ülkeleriyle ekonomik
ilişkilerini geliştirmeye yöneltmişti. 1980 yılında Türkiye, Irak'tan
5 milyon ton, tran'dan 3,4 milyon ton, Libya'dan 2 milyon ton, Suudi Arabistan'dan da 1 milyon ton petrol satın almaya başladı. Ankara'nın ödeyecek dövizi olmadığı için borç alıyordu. Suudi Arabistan, Ağustos 1980'de, Türkiye'ye 75 milyon dolarlık
ekonomik yardımın yanı sıra, 2 milyon ton petrol vereceğini de açıkladı. Bunun karşılığında Suudi Arabistan, Türkiye'ye İsrail ile
ilişkilerini kesmesi önerisinde bulunmuştu. (syf93)