Attila'nın ve Bleda'nın soytarısı Zerco
Arkadan Bleda‘nın soytarısı Zerco geldi. Bleda ona o çok istediği karısını vermişti, ancak Bleda’nın öldürülmesinden sonra Attila cüceyi Aetius‘a, o da Aspar‘a vermişti. Şimdi ise Zerco tekrar Hunların arasına dönmüştü, çünkü Batı’ya giderken karısını burada bırakmaya zorlanmıştı. Edeco‘nun tavsiyesiyle Attila’ya doğrudan kendisi yaklaşmıştı, ancak Hun onun [karısını da götürme] isteğini öfkeyle reddetmişti. Yine de Zerco onu eğlendirmeyi başarırsa, bu konudaki fikrini değiştireceğini ümit ediyordu. Enteresan giyimiyle ve kullandığı Latin, Got ve Hun dillerinin tuhaf karı-şımı ile diğer Hunlardan yoğun alkış almayı başarmıştı.
Sayfa 150
Herkes yerine oturduğunda bir saki Attila’ya bir kupa şarap getirdi. O da şarabı alarak Berichus’un şerefine kaldırdı; Berichus derhal ayağa fırladı, çünkü geleneklere göre Attila’nın şerefine böyle kadeh kaldırdığı kişi, şaraptan bir yudum alana kadar ya da hepsini bir dikişte içip kadehi sakiye verene kadar yerine oturamazdı. Berichus tekrar yerine oturduktan sonra, Romalılar da dâhil herbir misafir Attila’yı aynı şekilde onurlandırdı: Hun onları selamladı, onlar da kupalarını alarak şaraptan bir yudum tattılar. Bu merasim sona erdiğinde içeriye bir Roma şehrinden yağmalanmış olan, üzerindeki gümüşten yapılmış büyük düz tabaklarda et, ekmek, nefis kurabiyeler, ὄψα dolu olan, Roma geleneğine uygun olarak her üç ya da dört misafire bir adet olmak üzere masalar getirilmişti.
Sayfa 149
Reklam
Attila'nın evleri
Köyde, Attila’nın evleri herkesinkine oranla çok daha özenilerek, rendelenmiş ve cilalanmış kerestelerden inşa edilmişti. Evler doğal bir tepenin üzerindeydi ve kazıklı çitlerle çevre-lenmiş, ahşap kulelerle süslenmişti. Bu kazıklı çitler, kuleleri olmasına karşın, askerî savunma amaçlı değil -aslında göçebe süvarilerinin manevra kabiliyetlerini kıstlıyor da olabilirdi- süsleme amaçlı olarak kurulmuştu
Sayfa 142
Attila'nın fiziksel özelliği
Kalabalık bir muhafız grubu efendilerinin çadırı önünde nöbet tutuyordu, fakat Maximinus ve arkadaşı hemen içeriye alınmışlar ve Attila‘yı ahşap bir sandalyede otururken bulmuş-lardı. Maximinus Bigilas ile beraber öne doğru ilerlerken Priscus ve onunla gelmiş olan bir ya da iki kişi daha, hürmetkâr bir mesafede, daha geride durmuşlardı ve bu buluşma, tarihçi-nin Hun lideri incelemek için yakaladığı ilk fırsat oluyordu. Gözlemledikleri, kısa, güdük bir vücut, büyük bir suratta yer alan küçük ve çukura kaçmış gözlerdi ve dahası onun yassı burnu ve sakal yerine geçen birkaç dağınık tüyü arasından hayran olunacak pek bir yer bulamamıştı.
Sayfa 139
AT ve AVCILIK
Hunlar, Türkler ve Moğolların sanki at üstünde doğdukları yönündeki aktarımların nedeni budur. At üstünde düş kurar, yemek yer, hatta kimi zaman yine at üstünde uyuklarlardı.... Av, savaşın yerini tutan bir etkinlik olarak görülürdü ya da daha sonraki bir tarihten kalma bir metne göre savaşı en iyi öğreten etkinlikti, Türklerin gözünde savaş ile av hemen hemen eş anlamlıydı
Sayfa 139 - KABALCIKitabı okudu
Hunlar, Roma'ya kadar gelerek hristiyanlığın lideri olarak bilinen Papayı bile özengilerini öpecek duruma düşürdükleri halde, elli sene içinde din ve dillerini atarak bulundukları memleketlerin yerlilerinden olmuşlardı. Avarlar, Peçenekler, Kumanlar, Tatarlar ve çoğunluk Oğuzlar da aynı yolu takip etmişlerdi. En acı durum şudur ki fatih olarak ülkeler fetheden millet, kendi çizmelerini öpen uşaklarının dil ve dinlerini kabul ederek onlardan olmuşlardı
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.