Herkes vücudunu geliştirirken o ruhunu geliştirmişti.
Izdırabın sonu yok sanma, bu alem de geçer, Ömr-i fani gibidir, gün de geçer, dem de geçer, Gam karar eyliyemez hande-i hurrem de geçer, Devr-i şadi de geçer, gussa-i matem de geçer, Gece gündüz yok olur, an-ı dem adem de geçer.
Neyzen Tevfik
Neyzen Tevfik
Reklam
Hürrem ile Süleyman'ı değil Pargalıyı uygun bulunca ağzının tadını anlıyosun. Pargalı eskiden Hürrem'e baya yanık ve gizliden hayranmıs. Siz erkekler zekaya ve güce tapar sevisnek istersiniz ama böyle kadınla bir arada olmak istemezsiniz.
Geçer
ızdırabın sonu yok sanma, bu alem de geçer, ömr-i fani gibidir; gün de geçer, dem de geçer, gam karar eyleyemez hande-i hurrem de geçer, devr-i şadi de geçer, gussa-i matem de geçer, gece gündüz yok olur, an-ı demadem de geçer. ... serseri Neyzen'in aşkınla kulak ver sözüne, girmemiştir bu avalim, bu bedayi gözüne. cehlinin kudreti baktırmadı kendi özüne . pir olur sâki-i gülçehre, bakılmaz yüzüne, hak olur pir-i mugan, sohbet-i hemdem de geçer...
Neyzen Tevfik
Neyzen Tevfik
Osmanlılar devrinde, Kanuni Sultan Süleyman gibi büyük bir padişah küçük düşüren hareketler, İslav asıllı Hürrem Sultan yüzündendir.
Izdırabın sonu yok sanma, bu alem de geçer, Ömr-i fani gibidir; gün de geçer, dem de geçer, Gam karar eyliyemez hande-i hurrem de geçer, Devr-i şadi de geçer, gussa-i matem de geçer, Gece gündüz yok olur, an-ı demadem de geçer.
Reklam
İster Şehzade ister Padişah haremi olsun, birçok genç ve güzel kız barınır oralarda. Kimi geldiği gibi kalır adını sanını duyuramaz bir adım ötesine, kimi de başladığı gün haykırır yarınların ötelerine. Bir Hürrem Sultan geldi geçti, sesi hâlâ çınlar İstanbul'un kalbinin birkaç köşesinde; Haseki semtinde adı ve eserleri, Süleymaniye'de türbesi var. Nurbanu Sultan bazı hususlarda aratmadı Hürrem'i, onu da bir miktar seyredeceğiz Safiye Sultan'ın üzerine düşen gölgesinde.
Hürrem Sultan Geri Döndü :)
“Çünkü hayat bana en korkak adamların iddia ile cesaretten bahsedenler olduğunu öğretti.”
muhteşem
Öyle bir devir yaşanmaktaydı ki bunca insanın kul hakkını alan devlet arkanı, bir iki hayır hasenatla tüm günahlarından kurtuluyordu. Hürrem, Külliyeler, Çeşmeler, hamamlar yaptırdı ki cennete yol yapsın. Hamamın su kanallarına akan kirlerinin lağıma hızlıca ulaşması gibi Hürrem de kolayca cennete ulaşsın.rüstem öyle bir cami yaptırayım ki hem görenler hayran kalsın hem de günahlarından arınayım diyerek bir cami siparişi verdi .O cami yapılsın ki secdeye baş koyan müminlerin aklından Rüstem’in yedığı haltlar, çevirdiği dolaplar silinsin ve hafıza-i beşerin çöplüğündeki yerini alsın.
Sayfa 170Kitabı okudu
Reklam
224 syf.
·
Puan vermedi
·
21 günde okudu
Natüralizmin etkisiyle romandaki olaylar tüm gerçekliği ve çıplaklığıyla okura sunuluyor. Başkarakterimizin fikriyatı çoğumuza yabancı olsa da finalde toplumun kabul edebileceği bir yargıya varılmış. Romandaki olayların rahatsız ediciliği bir kenara bırakılırsa Hürrem Bey’in ve Sabiha Hanım’ın hayata, edebiyata ve sanata dair görüşleri yazarın entelektüel birikimini ortaya koyuyor. Bu açıdan romanın besleyici olduğu söylenebilir. Okurken keyif aldığım ve farklı perspektifleri görebildiğim bir romandı. Hüseyin Rahmi’yle tanıştığımız bu roman diğer eserleri için bir kapı oldu.
Gönül Bir Yel Değirmenidir Sevda Öğütür
Gönül Bir Yel Değirmenidir Sevda ÖğütürHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20223,226 okunma
İslamiyet'e göre şayet bir cariye efendisine bir çocuk doğurursa artık cariyelikten kurtulup hür kadınlar statüsüne girer. Sümerlerde de efendisine çocuk doğuran cariye özgürlüğüne kavuşurdu. Osmanlı Devleti'nin de bu söz konusu idi. Mesela Hürrem Sultan ve niceleri.
"Eğer biz bi-çare za'ife cariyenüz canibinden istişare idersenüz, vallahi benim canum, ne gecem gecedir ve ne günüm gündür. "
Sayfa 167Kitabı okudu
277 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
1975 yılında Kayseri/Bünyan’da doğdu. İlk orta ve lise öğrenimini Keşan’da tamamladı. 1992 yılında Keşan Lisesi’ni bitirdi. 1993 yılında Eskişehir Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’ne girdi. 1997 yılında mezun oldu. 1998 yılında Edirne’nin Meriç ilçesinde eğitim-öğretim alanında çalışma hayatına başladı. 2002 yılından bu yana
Padişah Anneleri
Padişah AnneleriTarkan Suçıkar · Panama Yayınları · 20207 okunma
Tarihimizde ilk avrat pazarları Osmanlı İmparatorluğu zamanında kurulmuştu. 19. yüzyılın sonuna kadar süren avrat pazarlarının bu adla anılmasının nedeni, alıcı ve satıcısının yalnız kadınlardan olmasıdır. Bu tür pazarların en ünlüsü ise İstanbul’da Cerrahpaşa-Kocamustafapaşa arasındaki geniş alanı kaplamış olanıdır. Burayı Kanuni Sultan Süleyman’ın karısı Hürrem Sultan, önceleri pazar yeri olarak kurdurmuştu.
İlk avrat pazarları
Resim