Olabildiğince apolitik olmaya çalıştığım sekiz yıllık potansiyel seçmenlik hayatımdan -zaman ne aktı be!- şu çıkarıma vardım: Yakın/uzak çevremizdeki insanlarla partisel polemiklere (evet tartışma demedim özellikle çünkü fikirsel tartışmalardan ziyade asılsız, magazinsel savlar öne sürülüyor) girmek ne size, ne partinize ne de ülkenize bir fayda sağlıyor. Ne siz, karşınızdaki kişi sizin partinizin aleyhinde söylediği haklı/haksız şeylerden hareketle oyunuzu değiştiriyorsunuz ne de karşınızdaki kişi sizin anlattıklarınızla kararını değiştiriyor. Sadece daha öfkeli bir seçmen olup karşınızdaki kişiyle dostluğunuzu zedelemiş oluyorsunuz. İlla ki partisel, politik sohbetlere girecekseniz aynı fikirde olduğunuz kişiyle girin, böylece dostluğunuzu perçinler, içinizi boşaltmış olursunuz.
Yazı bitti ve tekrar okuduğumda söylediklerimin pek doğru olmadığını fark ettim, yazıya başlarkenki fikrim yazı bittiğinde değişti sanki. Belki de çocukluğunda İzmir'de çelik çomak oynamış olan Herakleitos'un da dediği gibi: "Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir." Bu alıntı da benim masumiyet karinem olsun.