Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Hüseyin T.

5/10 puan verdi
Yarım Bırakılmış Kitaba İnceleme
Murat Gülsoy daha önceden öykülerini ve kuramsal kitaplarını okuduğum, okudukça sevdiğim bir yazar. Bu kitap onunla ilk temasın değil, neyse ki. Kitabımız Meşrutiyet dönemi Osmanlısında baba tarafından Türk olup yaşamının üçte ikisini Fransa'da geçiren genç bir gazeteci olan Fuat'ın Alex adlı arkadaşına yazdığı mektuplardan mürekkep. Ancak kitap o kadar temposuz ki 80. sayfada "yeter be!" deyip tekrar okumama rağmen 125. sayfadan öteye gidemeyeceğimi hissedip kitabı bırakmanın kendime bir güzellik yapmak olacağını fark ettim yaklaşık beş dakika önce. Kitabın kalan yaklaşık 200 sayfası hakkında yorum yapamayacağım ama kalan kısmı merak dahi etmiyorum. Sevgili Fuat, Alex'e mektup yazmaya devam et, pulun bol olsun. Not: Murat Gülsoy'a buradan başlamayın.
Gölgeler ve Hayaller Şehrinde
Gölgeler ve Hayaller ŞehrindeMurat Gülsoy · Can Yayınları · 2014600 okunma
Reklam
57 syf.
5/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Zalim Manzumeler
Ah ah! Nereden bulaşmışım bu kitaba. Sevmenin böylesi hoyrat bir yanı da var. Bir yazarı sevdiğimizde onu alabildiğine tanımak, özümsemek istiyoruz. Onun bebekler gibi günahsız, merhumlar kadar kusursuz olacağını düşünüyoruz belki de. Çat! Kristal vazo kırıldı ve her yer parlak cam kıymıklarıyla dolu. Üstelik ayağımızda da ne bir terlik ne bir çorap; yalın ayak, başı kabak. Öykülerinde kurduğu psikolojiyle benim için çok özel bir konumda olan Vüs'at Orhan Bener'in bir de şiirlerini, şiir dünyasını göreyim diye düşündüm ancak bu düşünce yayınevi ve kitabı satan kişi dışında kimseyi mutlu etmedi. Şiirler bir acayip, nasıl anlatmalı bilmiyorum ama şiir gibi değil de sentetik sanki. Plastik kokusu üzerinde duruyor. Sadece birkaç çalışmada şiir kokusu geldi burnuma. Onun dışında karavana. Ortaca lafın kısası, şiir okumak istiyorum, Vüs'at Orhan Bener okumak istiyorum diyorsanız bu semte uğramayın, başka bir rota çizin derim size.
Manzumeler
ManzumelerVüs'at O. Bener · Yapı Kredi Yayınları · 1999169 okunma
128 syf.
6/10 puan verdi
·
15 günde okudu
Ben Bir Gereksiz Kitabım
"Ben Bir Ağacım" kapağına bakınca, inceliğine bakınca, ismine bakınca bir çocuk kitabı imajı uyandırıyor. Ben öyle sanmıştım, kötü bir yanılgı oldu benim için. Hasan Ali Toptaş'ın "Ben Bir Gürgen Dalıyım" kitabı yanılttı beni belki de. Ama kitabı beğenmeme sebebim beni yanıltmış olması, bir çocuk kitabı olmayışı değildi. Kitabı beğenmemem yeni bir üretim olmayışından, yazarın beş, altı kitabından bölümlerinden oluşuyor olması. Bu kitabı hazırlamak kimin aklına geldi, hazırlanırken ne amaçlandı hiçbir fikrim yok. Orhan Pamuk hakkında genel bir izlenim edinmek için yapıldıysa saçma, Orhan Pamuk bir mimar gibi eserlerini bütünlüklü oluştururken o metinlerden alınmış bölümler bize Orhan Pamuk'u anlatamaz. Almayı, okumayı düşünen varsa bir daha düşünsün.
Ben Bir Ağacım
Ben Bir AğacımOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20191,438 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
250 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Çelo: O Bir Hero*
Ön İnceleme: "1K'de 100 Kişiden Az Kişinin Okuduğu İyi Kitaplar" diye bir liste yapılacak olsa ilk ayakta listeye girebilecek denli güçlü bir kitap "Çelo". "Yılkı Atı" kitabıyla tanınan Abbas Sayar; Fakir Baykurt'un Kır Abbas'ına, Yaşar Kemal'in İnce Memed'ine benzer bir kahraman yaratmış: Çelo.
Çelo
ÇeloAbbas Sayar · Ötüken Neşriyat · 2020174 okunma
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Bir Gemi Olsam Fenerim Bu Kitap Olsun İsterdim
"Bir yazara hangi kitabıyla başlamak gerekir" sorusunun bütün okurlar için mühim olduğunu düşünüyorum. Çok iyi bir yazara olmadık bir kitabıyla başlamak o yazarı bizden koparabilir. Mesela Barış Bıçakçı'ya "Seyrek Yağmur", İhsan Oktay Anar'a da "Galiz Kahraman" kitaplarıyla başlamış olsam o yazarların üstüne gitmezdim
Deniz Feneri
Deniz FeneriVirginia Woolf · İş Bankası Kültür Yayınları · 20215,8bin okunma
Reklam
80 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Onat Kutlar Sinematek ve Türk sinemasına katkıları dolayısıyla büyük saygı duyduğum bir şahsiyet. Onu önce şiirleriyle tanımış ancak okuduğum dönemde şiirlerini fazla şahsi bulduğum için beğenmemiştim. Bu kitapla dirsek temasına girme sebebim ise burada tanıdığım ve kendi yazma çabalarını bu hikâyeden feyizle çalışma gruplarına/sitelerine "İshak" ismini vermiş insanlardı. Nasıl bir hikâye bu kadar insanı benzer şevkle örgütleyebilir diye düşünmüştüm. Orhan Pamuk'un "Yeni Hayat" romanındaki gibi, bir kitabı okuyup o kitapta anlatılan dünyaya ulaşmaya çalışan insanlar gibi. Bir haftalık süreçte kimi gün bir öykü kimi gün iki öykü okuyarak kitabı biraz önce bitirdim. Ancak belirtmem gerekir ki "kitabı bitirdim" derken Pinokyo misali burnum uzamış olabilir. Çünkü kitap yapısı itibarıyla "bitirilmek, tüketilmek" için yazılmış kitaplardan değil. -"Bitirilmek, tüketilmek" için yazılmış kitap nedir diye düşünmek gerekebilir. Şimdilik dursun böyle.- Postmodern anlatının imkanlarıyla yazılmış öyküler var kitapta. Yazar bir hakimmişçesine karar merci olmak istemiyor öykülerinde. Kendi öykülerini başkasının öyküsünü okur gibi uzaktan anlatıyor. Gerçeğin boyunduruğunu da reddediyor bunu yaparken, gerçek/hayal/kabus birbirine giriyor. Şunu da belirtmeden susmak istemem: İshak beni gerçeküstü anlatımı, kurgusu, yarattığı atmosfer ve karakterleriyle değil Onat Kutlar'ın diliyle, üslubuyla etkiledi. Kitaptaki öyküleri pek sevmedim ama Kutlar'ın üslubunu kutlarım.
İshak
İshakOnat Kutlar · Yapı Kredi Yayınları · 2019788 okunma
140 syf.
7/10 puan verdi
·
58 günde okudu
Sofu'nun Dünyası
* "Sofie'nin Dünyası" filozofların yaşamlarının ve felsefelerinin küçük yaş grubuna uygun olarak bir kurgu dahilinde verildiği bir kitaptı. Burada da benzer bir iş yapılmış, Hilmi Ziya Ülken filozofların yaşamlarını ve felsefelerini İlahiyat Fakültesi öğrencilerine uygun olarak aktarmaya çalışmış. Ancak bu kitabın içinde kurgu yok.
Yeni Zamanlar Felsefesi
Yeni Zamanlar FelsefesiHilmi Ziya Ülken · Türkiye İş Bankası Yayınları · 201549 okunma
90 syf.
4/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Saraylar Yanık, Öyküler Yıkık
Ne desem bilemiyorum. Postmodern anlatıyla yatıp kalkmasam da kendisine aşinayım, severim örneklerini. Fakat bu kitaptaki öyküler ne klasik, ne modern, ne de postmodern anlatıya dahil edilebilir geldi bana. Yani Sevim Burak bankonun üzerine unu, şekeri, yumurtayı, sütü, yağı çıkarmış da hiçbirini birbiriyle özleştirmeden, şekeri yumurtayı çırpmadan, malzemeleri karıştırmadan "Size kek yaptım." demiş. İki sene evvel yaşadığım şehirdeki bir arkadaşım laf arasında kitabı beğenmediğini söyleyince bende kitaba karşı bir merak uyanmıştı. Arkadaşımın edebi zevkine güveniyor olmama rağmen kafamda acabalar uyanmıştı. Belki de iyidir demiştim. Demez olaydım. Bu kitabı okumaya çalışarak, başka bir kitabı alma olasılığı varken Yanık Saraylar'ı alarak ve daha da kötüsü başka bir kitabı okumak varken Yanık Saraylar'ı okuyarak insanlara güvenmeyen bir domuz olmamın bedelini ödedim bir yerde. Kitabı "okudum" diye işaretlememe rağmen artık sona bıraktığım "Büyük Kuş" öyküsünde yahu Hüseyin dedim, sen ne yapıyorsun ya? Sanki önceki öykülerde, önceki paragraflarda, önceki cümle ve cümlemsilerde bir yere vardın da yoluna devam mı ediyorsun? O öykünün üçüncü sayfasında kitabı kapattım ve insanlığa önemli bir şey tebliğ edecekmiş gibi telefona sarılıp bunları yazmaya başladım. Velhasılıkelam ben ettim, siz etmeyin. Not: "Ah Ya Rab Yehova" öyküsünü ayrı tutmazsam öyküye haksızlık etmiş olurum.
Yanık Saraylar
Yanık SaraylarSevim Burak · Yapı Kredi Yayınları · 2018758 okunma
50 syf.
7/10 puan verdi
·
14 saatte okudu
"Yapmamayı Tercih Ederim"
Yalnız. Aklından ne geçer Allah bilir Perişan hâlinde gizli bir soyluluk Masasında çalışır, yatar, uyur, uyanır Akşama kadar yazar sessizce Miskin desen değil, demesen değil Amiri merhametli, yoksa fena olurdu Yapmamayı tercih ederim, deyip dururdu Ilımlı görünüşünün aksine Talih ona ne yaşattı kim bilir? El gibi garip durur her yerde Rüzgar ne denli esse bir şey eksiltmez ondan Cümle iktidardan azil, kendi kendine yeter İnsaf Bartleby insaf, dedirtir son kertede Hısmını hasım eder durgun direnişiyle Eli havada kalır ona el uzatanın Dilinden hep aynı lakırtı dökülür onun Ekmek yemez, su içmez, nasıl yaşar bilinmez Reddederek varolur, varlığı safi meçhul İnşallah huzurludur şu an olduğu yerde Miras bıraktığı gizem, soru işaretleriyle
Katip Bartleby
Katip BartlebyHerman Melville · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202212,2bin okunma
205 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Yaşamak'a Ağıt
Yaşamak, Çin Kültür Devrimi öncesinde, esnasında ve sonrasında bir aileyi ve en çok da baba Fugui'yi odağına alarak birey, aile ve toplum çerçevesinden bize dramatik bir hikâye anlatıyor. Anlatımın doğallığı ve akıcılığı sayesinde kitaba kolayca girip içinde çok kolay ve hızlıca gezinebiliyoruz. Benim için bir romanda önemli olan hikâyedir diye
Yaşamak
YaşamakYu Hua · Jaguar Kitap · 201633,1bin okunma
Reklam
68 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Hastane İçinde İncir Ağacı
Sizde de oluyordur. Kitabın ismi ve kapak resmini görür görmez kitabın hikâyesine dair kafamda bir film dönmeye başlar. Neyseki genellikle benim kafamda dönen kurgular, kitaptaki kurguya göre zayıf kalır, okuduğuma memnun olurum. Koğuş kelimesini görünce hep bir hapishane öyküsü okuyacağımı düşünmüştüm. Bir miktar yanılmışım. 6. Koğuş, bir
Altıncı Koğuş
Altıncı KoğuşAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202269,6bin okunma
172 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Kime Anlatsak Kederimizi
Çehov'la askerdeyken tanıştım. Henüz atış yapmayıp nöbet tutmaya başlamadığımız güzel zamanlardan birinde kantin binasının köşesinde sessiz bir alanda okuduğum Çehov kurgusu ve karakterleri bana Moskova kadar soğuk gelmişti, ısınamamıştım. Ancak geçen hafta okuduğum bu kitaptaki biri uzun beş öykü, alabildiğine dil bilgisi yanlışlarıyla dolu bir tercüme olmasına rağmen Çehov'a dair intibamı tamamen değiştirdi. Bu beş öykü içerisinde beni en çok saran öykü, kitaba ismini veren öyküydü. Öyküde büyük bir acıyı içinde sürükleyen bir arabacı ve onun bu acısına duvarlar gibi sağır kalan halkın farklı kesimlerinden müşteriler vardı. Öykü boğazımda bir yumru olarak kaldı. Diğer dört öykü içindeki uzun öykü olan "Bozkır" öyküsü bir çocuğun bir eşiği atlayışını anlatan bir yol hikâyesiydi. İlk öyküyle son öykü oldukça eğlenceliyken kalan bir öykü diğer öykülerin yanında sönük kaldı.
Kime Anlatsam Kederimi
Kime Anlatsam KederimiAnton Çehov · Arkhe Yayınları · 2005502 okunma
191 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Geçen sene evlenince eşimle kitaplarımız birleşti. Bu kitabı gösterip okudun mu dedim, lisedeyken okumuş, iyiymiş ama çok da hatırlamıyormuş. Kitap edebiyatımızın ilklerinden olduğu için tatsız, didaktik ve amatörce bir metinle karşılaşacağımı düşünüyordum. Yaklaşık yarım saat önce son sayfayı da okuduğumda ön gördüğüm olumsuzlukların gerçekleşmediğini görmüş oldum. Felatun Bey ile Rakım Efendi ne yazıldığı döneme göre kör göze parmak seviyesinde didaktik ne de roman türündeki bir metin için amatörceydi. Ahmet Mithat Efendi'nin "anlatıcı" rolünü üstlenmesini günümüzde yazılmış bir eser olarak okusak bir anlatım tekniği olarak bile düşünebiliriz. Kitabın tat durumu ise beklediğimden çok daha iyiydi. Okurken kâh güldüm kâh duygulandım, büyük keyif aldım. Kitaba karşı kafasında benim gibi "acaba"lar bulunan okuyucular tereddütlerini kapı dışarı edebilirler.
Felatun Bey ile Rakım Efendi
Felatun Bey ile Rakım EfendiAhmet Mithat Efendi · Say Yayınları · 201722,6bin okunma
184 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
"Mırıldanan Çocuk" kitabında kara bir kedi, bize "nasıl daha sorumlu yaşarız"ı mırıldanıyor. Minicik, resimlerle süslenmiş bu kitap pek çok farklı yaraya bir kedinin kendini diliyle temizlemesi gibi narin ve doğal bir şekilde dikkat çekmesini başarıyor. Bu kitabı üç sebepten ötürü çok sevdim: 1- Dünyaya bir kedinin gözleriyle bakmama olanak sağladığı için. 2- Olayları ve durumları ağzından dinlediğimiz bu kedinin üslubunun akıcı, mizah anlayışının gelişmiş olduğu için 3- Okurlarını, işi didaktiğe ve dikteciliğe vurdurmadan; toplumsal cinsiyet eşitliği, down sendromu, mültecilik/eşitlik gibi çözümlemesi tamamen yapılamamış meselelerde farkındalık oluşturduğu için. Bilhassa "çocukları kaliteli edebiyat eserleriyle karşılaştırmak" misyonunu taşıyan Türkçe öğretmenlerine öğrencilerine önermeleri için öneriyorum: "Önerception."
Mırıldanan Çocuk
Mırıldanan ÇocukGabriele Clima · Timaş Çocuk Yayınları · 2020785 okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
·
28 saatte okudu
Varoluş: İsyan, Yok oluş: Nisyan
Hasta, yaşlı bir yazar. Ölüm madencilerinin ayak sesleri kulaklarında. Zaman kötürüm, insanlar silik. Çekmecelerde, koltuk altlarında sarı yapışkan kağıtlar. İhtiyarın beyninden, ömründen damıttıkları. Bir bakıcı kadın, bir küçük çocuk, bir ölü eş... Ayna, aynadaki yabancı yüzler, vişneçürüğü berjer Üç öykü kitabını okuyup kurgu tekniğini ve anlatımını sevdiğim Murat Gülsoy'dan okuduğum ilk roman oldu "Nisyan". "Nisyan" benim için nisyana uğrar mı uğramaz mı ben de merak ediyorum. Murat Gülsoy Nisyan'da avangart bir işe girişmiş ve sanki "Bakın ben dili çok iyi kullanıyor ve anlatımı bükebiliyorum"u göstermeyi amaçlamış. İyi bir yazar olduğunu düşünüyor olmama rağmen Murat Gülsoy'un bu kitabı bu anlamda bana biraz sentetik geldi. Kitap, her biri ortalama on satırdan oluşan yaklaşık yüz sayfadan oluşuyor. Kolay lokma değil. Hikâye hazırlop sunulmuyor. Aslında bir hikâye mi sunuluyor yoksa bir psikoz tecrübesine mi şahit oluyoruz buna karar vermek güç. Zor metin severim, farklı tatlardan hoşlanırım diyenler buyursun, okusun ama ben hikâye isterim, olaylar isterim, empati kurabileceğim ya da sövebileceğim karakterler isterim diyenler mutluluğu başka kitaplarda aramalılar.
Nisyan
NisyanMurat Gülsoy · Can Yayınları · 2013256 okunma
99 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.