Tıpkı Kâbe’nin,müminlerin namaz ibadetlerini ifa ederken bedenen yöneldikleri istikamet,kıble olması gibi Hz. Peygamber (ص) de Lâyezal’in cemalini görmeye tâlip olanların kalplerini tevcih ettikleri kıbledir,gecenin derinliklerinde parıldamayı asla bırakmayan kutup yıldızıdır.
Mevlâna hazretleri der ki: Yemin ederim her şey Allah’tan gelir. Fakat bunların hepsi de Allah cc açısından iyidir. Bize göre ise değildir. Dervişler her şey iyidir dediklerinde,bu Allah’a nispetle iyidir ve mükemmeldir demektedir, ama bize göre öyle değildir.
Beyit:Yaratan’a nispetle kâfirlik hikmettir/Bizim açımızdansa kâfirlik felakettir.
O öyle lütufkârdır ki eğer O’nun ölmesi mümkün olsaydı aradan ikilik kalksın diye senin için ölebilirdi! O’nun ölümü muhaldir,öyleyse sen kendin öl ki O sende tecelli edip görünsün de ikilik ortadan kalksın.
“Nev’-i insanî bir nefistir,dirilmek üzere ölecek.Ve küre-i arz dahi bir nefistir,bâkî bir sûrete girmek için o da ölecek.Dünya dahi bir nefistir,âhiret sûretine girmek için o da ölecek.!” mânâsı,âyetin işâretinden kalbe açılıyordu...
“Bak,sana bir şey söyleyeceğim;hayatında bir ân bile huzur-u ilahiden ayrılma!” dedi...”Çünkü huzur-u ilahiden ayrıldığın ân şeytan çöpünü atar;vehim başlar!”