Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Her şey oyun, ama o oyun bile bizim eserimiz değil. Ya kendimiz tırmanmışızdır onun yanına, ya başkaları bizi çıkarmıştır ya da zaten dağın doruğundaki evde doğmuşuzdur.
Yukarıdayken bütün heybetimiz, boyumuzla sınırlıdır; oraya kadar çıktıysak, ayaklarımızla çiğnediklerimiz sayesinde olmuştur bu ve o kadar yükseğe çıkmamızı da, sadece aştığımızı sandıklarımız sağlamıştır.
Reklam
Her şey ilgimi çeker, ama hiçbir şey beni avucunda tutamaz..
Müziğin ya da düşün hafif bir soluğu, ne olursa olsun, yeter ki öyle ya da böyle bir şey hissetmemizi sağlasın, ne olursa olsun, yeter ki düşünmekten bizi alıkoysun.
Sayfa 53
Diyelim ki, beni boğmakta olan bir eli boynumdan söküyorum. O eli söküp atan kendi elimin, beni kurtarırken boynuma bir ip geçirdiğini fark ediyorum. İpi boynumdan dikkatle çıkarıyorum, ama bu kez de kendi ellerimle boğazımı sıkmama ramak kalıyor.
Sayfa 48
Reklam
"Ruhun hayata tutunması da böyle berrak ve belirsiz bir şey. Hepimiz öleceğimizi biliriz; hepimiz ölmediğimizi hissederiz. Doğruyu söylemek gerekirse, karanlık bir içgüdüyü alet ederek ölümün bir yanlış anlama olduğuna bizi inandıran ne bir arzudur ne de bir umut: Gönlümüzden gelen bir itirazdan doğar bu inanç, bir reddedişten...
Yalnızlığım bir mutluluk arayışı değil çünkü yapımda yok mutlu olma yeteneği; hiç kaybetmemiş olanlar dışında kimsenin elde edemeyeceği huzur da değil peşinde koştuğum; bir uyku arayışı benimki, bir silinme isteği, utangaçça bir reddediş.
Hayat, onu ne hale getiriyorsak odur. Yolculuklar, yolcuların kendisidir. Gördüğümüz, gördüğümüzden değil, biz her neysek, ondan ibarettir.
Anlaşılmanın verdiği nefis zevk, bunu en çok isteyenlere yasaktır -çünkü karmaşık, anlaşılamamış varlıkların özelliğidir bu- ötekiler yani herkesin anlayabileceği basit insanlar ise onlar hiçbir zaman anlaşılmaya ihtiyaç duymaz.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.