"Korkakları eleveren en önemli şey şudur:Ortada var olan probleme çözüm üretmektense, o problemin suçlusunu ararlar. Çünkü çözüm bulmak her daim zordur, oysa suçlu bulmak çok kolaydır. Politikacılara dikkat edin;onlar her daim bir şeyler için bir suçlu bulurlar. "
“Eğer bir toplum tek bir aklın sözleri, düşünceleri ve eylemleriyle hareket ederse, orada sadece o kişi var demektir. Geride kalanların varlığı bir söylentiden öteye gitmezdi.”
Reklam
Onun söylediğini yaptığımızı ve bir kez olsun dünyayı olduğu gibi kabul edelim. Daha düşününce bile insanın duyulan derin bir sessizliğe teslim oluyor. Çünkü yaşadığımız eylemle dünyada, toplumsal, kültürel ve geleneksel olarak ne kadar sorun varsa, insan kaynaklıdır. Dünyayı bunlar yüzünden bir türlü olduğu gibi göremiyoruz.
Sorgulanmayan her hata şüphesiz başka hatalar da doğuracaktır. Yanlışlar doğruların aksine daha doğurgandır.
Gözlerini başkalarının bakışlarına teslim eden bir toplumun ileriyi görmesi mümkün değildir.
Karşımıza çıkacak tüm gerçekler, insanlık tarihi boyunca kaçtığımız gerçekler olacaktı. İnsanların birbirleri hakkında o güne değin bildikleri her şeyi bir kenara bırakıp dünyayı olduğu gibi görmeleri, tarih boyunca süregelmiş bir körlüğü de ortaya çıkaracaktı. Ortaya çıkacak olan görüntünün, insanlığın adeta kendi kendisine zulmettiği gerçeği olacağı kesindi.
Reklam
Bir insan kendini yakarak bir topluma ışık oluyorsa, o toplumun da bu ışığın sönmeden yanmasına katkıda bulunması lazım. İnsanlara düşen görev budur. O ışığı söndürmek isteyen ve fikirleriyle yalnızca karanlığı sunan kişiler, gruplar ve mihraklar hep olacaktır. Çünkü ışık, bunların ne olduklarını, dahası ne olmadıklarını herkese göstereceğinden karanlıkta kalmayı tercih ederler. Ve Hypatia gibi düşünürler, bu karanlık alanları aydınlatmak için hep var oldular ve olacaklar da...
"Bizim kalplerimizde ve zihinlerimizde de yüce ve tanrısal maddelerin kırıntıları bulunur.Çabayla ve iradeyle ortaya çıkarılabilir ve geliştirilebilir."
Cesaret bulaşıcıdır ve ondan etkilenmemek korkaklara özgü bir şeydir. Bir kez olsun içindekini haykıran kişiye ne mutlu...
Hypatia İskenderiye toplumu için çok büyük bir şanstı. Bunun büyük bir şans olduğu toplumun tümü tarafından asla bilinemedi. Çünkü toplumun çoğunluğu dini inançların etkisi altındaydı ve bir kadının söylediği şeylerin, onlara göre şeytanın söylediklerinden bir farkı yoktu. İşte esaret de burada başlıyordu; bir kadının düşünmesini şeytanca bulan bir toplumun esareti.
Reklam
İlla dört duvar arasında olmak değildir esaretlik; insanın kendini kendi iradesi içerisinde suskunluğa hapsetmesi, çağımızın en bilinen esaret biçimidir.
"Korkakları eleveren en önemli şey şudur: Ortada var olan probleme çözüm üretmektense, o problemin suçlusunu ararlar. Çünkü çözüm bulmak her daim zordur, oysa suçlu bulmak çok kolaydır. Politikacılara dikkat edin; onlar her daim bir şeyler için bir suçlu bulurlar."
İnsanları bir araya getiren şeyler insani ve doğal iken,birbirinden ayıran şeylerin hepsinin suni şeyler olduğunu düşünür.
Sayfa 29 - HypatiaKitabı okudu
O, aklına güveniyordu. Korkuya bir kez başkaldırdığında sis gibi dağıldığını görmüştü. Korkuyu besleyen şey teslimiyet içeren sessizlik ve suskunluktu. Bunlara teslim olan insan kendi korkularını doğururdu.İnsan kendi korkularının ebeveyniydi ona göre.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.